Bu işlerin Akarı, Kokar’ı çok fazla, bu nedenle hangi bir konuyu yazalım ki!.
Her yağmur yağışı sonrasında biz usandık artık. Yok, şurasını su bastı, yok burada kanalizasyon yok, dere yok demekten.
Bu haberleri yapınca hemen veryansınlar, tepkiler yine en fazla halktan geliyor. Neden?. Yok, efendim bu haberler art niyetli imiş. O zaman her yağmur akabinde neden İsrail ağlama duvarı gibi bize ağlıyorsunuz da, iş icraatın başında olanlara dokununca tepkiyi bize koyarlar.
Mesela son iki gündür yağan yağmur sonrasında ilk tepki Küçük Sanayi Sitemizden geldi. Bazıları bu konuyu haber yapmak için çağırdı sonrasında “Ayıp olur adamlar geldi asfalt attı bunu haber yapma” diyerek suskunluğa büründüler. Neden? .KORKU, KORKU, KORKU.
Kim neden korkar?
Eğer esnaf çıkıp gazetede resmini adını koyarsak ilgililerin hemen işine takoz koyduğunu ve kimse ile uğraşacak halinin olmadığını adını sanını yazmamamızı istiyor. Korkunun adı da adresi de belli.
Hani ırmaktan kum alıp kamu yararına taş döşerken kullandığımız kumlar vardı ya!?. O kumlarla ara sıra beton yapıp önce alt yapı akabinde de üst yapı yapılsa az ama öz iş yapılsa halk daha çok memnun olacak.
Geçin Çarşamba’yı. Gidin Costal’a. Costal diğer adı ile Çınarlık su altında. Hem de şakır şakır yağmur günlerce yağmadığı halde. Neden ortada. Havaalanı yapılırken bazı beyler işin kolayına gitmişler ve koskoca Irmak yada dere yatağını “Kepelek Deresinin” 600,700 metresini toprakla kapatmışlar. Su denize ulaşamıyor ama milletin evine, bahçesine, ahırına, serasına maşallah rahat ulaşıyor. Millet yıllardır DSİ’ye ve ilgililere defalarca mesaj çekmiş, mektup yazmış yok yok yok…
Bir Allah’ın kulu da çıkıp diyememiş ki, Yahu kardeşim bu nasıl olur. Koca dere yapanı kapatmaktansa kenarına beton atıp akışı rahatlatsanıza. Neden yapmadınız dememiş. Ama o Havaalanında otopark ücretini paşalar gibi alı birileri rahat ve bol bol para kazanırken, çevresinde ki millet ise cefasını ve derdini çekiyor.
Koskoca AK Parti Milletvekili önce Mustafa Demir, İlçe Divan Toplantısında teşkilat ve Belediyelerin birbiri ile koordineli çalışmasını istiyor akabinde Prof. Dr. Tülay Bakır ise yağmur ile gelen sel ve can kayıplarına işaret ederek hiç alakası olmayan dere ıslahları, yapılan hatalı çalışmalara işaret ediyor.
Yani anlaşılması gereken asıl nokta şu: Hizmetler yapılıyor ama geçici makyajlarla değil, geleceğe yönelik kalıcı ve can kaybına neden olmayacak şekilde yapılsın. Bu uyarılar sanırım en fazla Belediyelere oldu. Kim üzerine ne alması gerekiyorsa almalıdır. Bu ekip işi ise ve ekibi de teşkilatlar eğer ki oluşturuyorsa ne oluyormuş o vakit: Teşkilatı tanı, tanımazsan seni Genel Merkez de bizler de tanımayız. Yerel seçimler öncesi en net uyarı bu olsa gerek ne dersiniz?
Bütün bu eksikliklerin, hataların düzeltilerek halkın geleceğini tehlikeye atmadan yeni yatırımların yapılması umuduyla…
Mutlu ve (sağ)-lıcakla kalın…