Dünya etrafındaki seyahatini güneş enerjisiyle tek bir damla fosil yakıt kullanmadan gerçekleştirecek olan Solar Impulse, Abu Dabi’de bulunan Al Bateen Havaalanı’nından, Solar Impulse’ın aynı zamanda mucidi olan Andre Borschberg’in pilotluğunda başarılı bir şekilde kalktı. 3,5 ay sürmesi planlanan tarihi dünya turunda Solar Impulse, toplam olarak 500 saat havada kalacak ve 35 bin kilometre yol katedecek. Solar Impulse, dünya turu kapsamında sırasıyla Umman, Hindistan, Burma, Çin’e uğradıktan sonra, Pasifik Okyanusu’nu geçerek Hawaii’ye ulaşacak. Hawaii’den ABD’ye geçecek olan Solar Impulse, daha sonra Atlantik Okyanusu’nu aşarak dünya turunu tamamlayacağı Abu Dabi’ye dönmeden önce Avrupa ya da Kuzey Afrika’da son molasını verecek. Dünya etrafındaki gezide, tek oturaklı uçağın kontrolünü, Solar Impulse’ın bir diğer mucidi olan Bertrand Piccard da ele alacak. Pilotlar, seyahat boyunca verilecek molalarda uçağın kontrolünü değişecek. Uçak, uğrayacağı ülkelerde yenilenebilir enerji kaynaklarına ilişkin bilinci ve kullanım alanlarını yaygınlaştırmak amacıyla hükümetlerle ortak kampanyalar yürütecek.
Dünya turunun tamamlanmasıyla Solar Impulse, dünyanın çevresini yakıtsız olarak sadece güneş enerjisiyle kateden ilk uçak olacakken, Solar Impulse’ın mucidi ve pilotları olan Bertrand Piccard ve Andre Borschberg ise dünyanın çevresini güneş enerjisiyle dolaşan ilk insanlar olarak tarihe geçecekler. İnsanlık tarihine önemli bir kilometretaşı olarak geçecek Solar Impulse programına, Türkiye'den ilk ve tek temsilci olarak Sabancı Grubu şirketlerinden Brisa “Resmi Türk Partner” sıfatıyla eşlik edecek.
17 bin güneş paneli yerleştirilmiş 72 metre uzunluğundaki kanadı ve karbon fiber gövdesi ile Solar Impulse uçağı sadece 2300 kilo ağırlığa sahip. Bu sayede havalanması için sadece 150 metrelik bir pistte ve saatte 47 km hıza ulaşması yeterli oluyor. Havada ise deniz seviyesinde en düşük 36 km/s, en yüksek ise 90 km/s hızla uçabiliyor. En yüksek irtifası olan 8 bin 500 metredeki minimumda 57 km/s, maksimumda ise 140 km/s hızla seyredebiliyor. Basınç ayarlaması bulunmaması nedeniyle kabin içinde oluşacak sıcaklığın gündüz +40 ile gece -40 aralığında değişmesi bekleniyor. Bu da pilotlar açısından son derece zorlu fiziki koşulları beraberinde getiriyor.