Geçtiğimiz gün Çarşamba Metropol AVM’ de meydana gelen yangın can ve mal kaybına sebep olmuş birçok insan da dumandan etlenerek yaralanmıştı. Yaşanan bu gelişmeler Çarşamba’da yaşayan vatandaşların akıllarına itfaiyemiz yetersiz mi? sorusunu getirmişti.
İnsanların genel görüşleri, “ eğer düzgün şekilde müdahale edilebilseydi ne can kaybı ne de bu kadar büyük hasar meydana gelirdi bu konuda itfaiyemiz büyük hatalar yapmış teknik donanımı yetersiz kalmıştır” şeklinde oldu.
Yaşanan kimi gelişmeler şok edici
Dünkü olayla ilgili aldığımız kimi bilgilerde şok edici gerçekler ortaya çıktı. Edinilen bilgilere göre dün itfaiye erleri olaya yerine intikal ettikleri sırada araçlarına aldıkları oksijen tüpleri araçlarından düşerek kayboluyor. Aradan gecen uzun zamandan sonra polis ekiplerinin yoğun çalışması sonucu bulunan yangın tüpleri olay yerine yaklaşık 3 saat sonra getiriliyor. Yangın sırasında vatndaşların içeride birileri daha olabilir kontrol edin uyarılarına itfaiye eiplerinin yeterli oksijen maskemiz yok o yüzden dumanın içerisine giremiyoruz şeklinde cevap vermesi herkesi isyan ettirmişti.
İtfaiye araçlarımız yetersiz mi?
Dün yaşanan yangın sırasında olaya erken müdahale edip bu şekilde başarısız olan itfaiye ekiplerinin yangın yerine gelen ekipmanlarının yetersiz olduğunu dile getiren vatandaşlar, “Dün Samsun Büyükşehir Belediyesi ekipleri gelmemiş olsa bu bina komple yanardı” diyerek isyan eden vatandaşlar “ bizim itfaiye araçlarımızdan çıkan sular musluk suyu gibi Samsun’un aracı olmasaydı bu yangın sönmezdi bu bina komple yanardı” şeklinde konuşarak Çarşamba Belediyesi İtfaiye ekiplerinin tecrübesizliği ve ekipman eksikliğinden dert yakındılar.
Çünkü hiç birinde tüp maske hiçbir şey yoktu
Yaşanan yangından sağ olarak kurtarılarak büyük bir tehlike atlatan anne ile bebeğinin yaşadıkları korku dolu anları anne Gülbin Gökmen gazetemize anlattı.
Gökmen Yaşadıkları ile ilgili yaptığı açıklamada, “Dumanları gördüm ilk önce. Tekrar dışarıya baktım. Ondan sonra apartmanda tanıdığım herkes aşağıdaydı. O zaman daha çok telaşlandım. Apartmanda sadece ben kaldım sandım. Çocukla birlikte evde yalnızdım zaten. Çocuğun üstüne bir şeyler aldım. Anahtarı iyi ki almışım yanıma. Dışarı çıktım. Apartmandan inmeyi düşünüyordum. Alt kat falan olduğu gibi dumandı zaten. İnmemin imkânı yoktu. Boğazım yanmaya başladı ikinci üçüncü nefeste. Çocukta kucağımdaydı. Bağırmaya başladım apartmanda biri var mı diye kimse çıkmadı. Evimdeki duman çok azdı o sıra pencereye falan yaklaşmadan direk yatak odasına gittim. Sonra eşimi aradım. Apartmanda yangın var dedim. O da çalışıyordu. Sonra geldi ama içeriye onlar giremediler. Aşağıdan beri itfaiye falan gelmişti. Ambulans gelmişti ama hiçbir şekilde hiç birinin yardımcı olduğunu düşünmüyorum. Çünkü hiç birinde tüp maske hiçbir şey yoktu. Yani herkesin derdi orda sadece yangını söndürmekti” dedi.
“ kimse yok mu kimse yok mu” diye bağırıyordu
Yangın sırasında çok zor anlaş yaşadığını dile getiren Gökmen yangında hayatını kaybeden genç ile de alakalı çarpıcı açıklamalarda bulundu. Gökmen, “Ben en sonda yatak odasında çok fazla duman olmaya başlayınca eşimi aradım dedim ki daha nefes alamıyoruz burada hava kalmadı. Sonra polisi aradım 7 aylık bir çocuğumla yangın yerinin üstünde kaldık kaçıncı kattasınız dedi. 2. Kattayız dedim. Hemen gelin çok korkuyorum dedim. Onlarda işte tamam ekip gönderdik falan dediler. Eşim itfaiye arabasının üstüne falan çıkmış dışarıda. Yani hiçbir şekilde hiçbiri görevini yapmıyor. Yapmayan insanları da bunun başına alıyorlar. Yani hiç birinde tüp maskesi hiç bir şey yok. Olay o kadar çok kötüydü ki ben çocukla ilgilenirken o sıra apartmandaki ölen çocuk sürekli bağırıyordu. Onun seslerini duydum ben “ kimse yok mu kimse yok mu” diye bağırıyordu.
Sonra ben yatak odasında çocuğu yatırınca çocuk çok fena oldu. Orda çok korktum tekrar polisi aradım. O sıra vakit geçti zaten. Onun seslerini duyunca yatak odasının kapısını açtım. Onu da güya eve alçaktım ev dumansızdı çünkü. Çıktım dışarıya kadar çıkamadım. Evin içini duman sarmıştı çocuk etkilenecek diye tekrar içeri geldim kapıyı da kapattım çocuk hiçbir şekilde bana tepki vermiyordu. O zaman daha çok korktum. Eşimi aradım tekrar eşim ön camdan seni alçaklar falan dedi. Sonra ben çocuğu aldım sardım o dumanı yutmasın diye. Ön cama yaklaştım balkondan çıkmamın imkânı yoktu. Çünkü balkon olduğu gibi dumanla kaplıydı hiç bir şey görünmüyordu. Mutfağın camına geçtim. İtfaiye bile beni almayı beceremiyor orda bir sağa gidiyor bir sola. Biz o sıra dumanları yutuyoruz itfaiye bekleyeceğiz diye.
İçeride bağıran var dedim
İçeride bir kişinin daha olduğunu itfaiye ekiplerine söylediğini belirten Gökmen ilgisizlikten dert yakındı. Gökmen açıklamasının son kısmında, “Hiç bir şekilde kimse işini yapmadı. Ben en sonunda kızdım çocuk kucağımda hiç tepkide vermiyor o sırada o dumanı da yutuyor ben ne yapıyorsun falan dedim camın içinden. Bana dur diyor önüme geldi çocuğu verdim sonra kendim indim diyorum ki “içeride bağıran var”. “Sizin evde mi dedi”. “ Hayır, bizim katta “ dedim. Birisi bağırıyordu çok bağıranlar var dedim. Bunu adım atar atmaz söyledim. Ambulansa bindim orda söyledim. Hiçbir şekilde hiç biri bir şey yapmadı ben anlamıyorum insan hayatı bu kadar ucuz olmamalı zaten. Duman içerisinde kaldık itfaiye gelene kadar camı hiç açmadım. İtfaiye gelince camı açtım o sıra baya duman yuttuk çünkü evin içi baya bir dumandı boğazlarım yandı” diyerek konuşmasını bitirdi.
Emrah Alp uğurlandı
Çarşamba Metropol AVM alışveriş mağazasında çıkan yangında hayatını kaybeden Emrah Alp’in cenazesi çalıştığı kurum olan İş Bankasının Önünde yapılan cenaze töreni ardından memleketi Sivas Şarkışla’ya uğurlandı. Çarşamba’da çıkan yangın sonucu hayatını kaybeden 29 yaşındaki Emrah Alp gerekli incelemelerin yapılması için Trabzon Adli Tabip kurumuna gönderilmişti. Bugün akşamüzeri Çarşamba’ya gelen cenaze için Çarşamba İş Bankası şubesi önünde cenaze töreni yapıldı. Yapılan cenaze törenine Çarşamba Kaymakamı Caner Yıldız Çarşamba Belediye Başkanı Hüseyin Dündar, AK Parti Çarşamba İlçe Başkanı ve Yöneticileri İş Başkası Müdürü Hacı Ömer Demirel, ve Banka Çalışanlarının yanı sıra cenazeyi almak için gelen Emrah Alp’in kardeşi ve akrabaları katıldı. Banka çalışanları ve yakın arkadaşları cenaze sırasında duygulu anlar yaşadı özelikle birlikte görev yaptığı arkadaşı ve kimi banka çalışanlarının gözyaşları sel olurken, okunan Fatiha’nın ardından tören son buldu.
Tören öncesinde gazetemize açıklamada bulunan İş Bankası Müdürü Hacı Ömer Demirel Emrah Alp ile alakalı, “Yangınla ilgili olarak da öğrenmiş olduğumuz ve kendimin de gidip binanın içerisine girerekten yaşadıkları yeri görmeye gittiğimizde inanılmaz çarpık ve insanların duramayacak kadar kötü bir konutun olduğunu gördüm. Ve inanılmaz da şok oldum. Bir iş bankası çalışanının neden böyle bir binada oturduğunu üzülerek görmüş oldum. Evladımızın oturduğu evde yangının izlerinin çok olmadığını gördüm. Üçüncü birinci ve ikinci katlarda daha vahim bir sonuç var iken evladımızın oturduğu konutta yangının çok hasar verdiğini göremedik doğrusu. İşin o kısmının çok karanlık olmasına rağmen kendisini hayata atma noktasında bir eylem göstermediğini düşünüyoruz. Çünkü evinden hiç çıkmasaydı bu sonu hiç yaşamamış olabilirdi diye düşünüyoruz. En azından yanındaki apartmana geçme şansının çok açık olduğunu görüyoruz ve yandaki evin çatısına ulaştıktan sonra rahatlıkla kurtulacağını düşünüyoruz. Orada olayı yaşayan insanların aktardığı kadarıyla kendi çabasıyla birkaç insanı kurtulmasına vesile olduğu söyleniyor. Çoğu kişinin söylediği gibi bazı aparatların eksik olduğu söyleniyor. Ama biz yine de savcılık soruşturmasının neticesinde bir kusurun var olup ol olmadığı sonucuna göre de belki ileriye dönük, ailenin de talebi üzerine bir şeyler yapabiliriz. Sonuç itibariyle hayata yeni atılma aşamasındaki bir arkadaşımızı kaybetmiş olmanın son derece acı ve hüznünü yaşıyoruz. Biz onun evine gittiğimizde kendisinin yangın ortamından rahatlıkla kurtulabileceğini gördük. Biz onun orada birilerine yardım ve destek için bir şeyler yapmak için uğraştığını düşünüyoruz” diyerek çarpıcı açıklamalar yaptı.