VATANDAŞ AÇ
Temel İhtiyacını karşılayamayan pek çok vatandaşın artık pazarda alışverişini kilo ile değil tane ile yapabildiğini ifade eden Yaşar, “Türk-İş’in dört kişilik bir aile için sadece gıda harcaması ifade eden açlık sınırı, Eylül 2021’de 3 bin 49 liraya, yoksulluk sınırı 9 bin 931 liraya yükseldi ve hepsi de asgari ücreti geride bıraktı. Ülkede çalışanların yaklaşık % 55’nin asgari ücretle geçinmeye çalıştığı düşünüldüğünde, bu rakamlar son derece kaygı vericidir. Vatandaş artık hem yoksulluğa, hem açlığa mahkum edilmiştir.”dedi.
EMKLİLERİMİZ YOKSUL
Artık yüzleri dahi gülmeyen emeklilerimize de değinen Milletvekili Bedri Yaşar, dışarıda arkadaşlarıyla çay içmeleri bile lüks hale gelen emeklilerimizin durumuna ilişkin Uluslar arası Çalışma Örgütü'nün (ILO) sosyal güvenlik raporuna atıfta bulunarak, Türkiye’nin emeklisinin en fakir ülkeler sıralamasında yer aldığını söyledi. ILO'nun Türkiye'nin emekliler için fakirlik göstergesi olarak belirlediği rakamın; yüzde 50'lik sınırın çok altında, % 21,7 olarak açıklandığını belirten Yaşar, bu rakamın Uganda’da bile yüzde 43.5' olduğunu belirtti.
GELİR DAĞILIMINDAKİ ADALETSİLZİK ÇÖZÜLMELİ
Özellikle pandemi nedeniyle ekonomik krizin daha da derinleştiğine vurgu yapan Yaşar; pandemi nedeniyle üretim yapamayan fabrikaların bir bir kapandığını bunun işsizlik olarak vatandaşa yansıdığını belirtti. Derinleşen yoksulluk nedeniyle bebeğine mama ve bez almada bile zorlanan vatandaş olduğunu söyleyen Yaşar, bu toplumsal kaostan biran önce çıkmak için İktidarın politikalarında gerekli tedbirlerin alınmasına önemle vurgu yaptı.
“Tüketici Hakları Derneği’nin açıklamasına göre ülkemizde 16 milyon aç, 50 milyon yoksul var. Kişi başı gelir bugün 8 bin 500 dolar seviyesine düştü.” diyen Yaşar; iktidarın yüksek maliyetli, garantili projelere ve yatırımlara özellikle son vermesi gerektiğini; dövizdeki dalgalanmaların biran evvel doğru politikalar ile kontrol altına alınması gerektiğini söyledi. Artan döviz maliyetlerinin gıdadan imalata tüm sektörü sekteye uğrattığını belirten Yaşar, “İsraf ekonomisinden istikrarlı ekonomiye geçilmelidir. İstikrarlı politikalar ile güven tesisi yeniden sağlanmalıdır. Doğru ekonomi politikaları ile enflasyon kontrol altına alınmalıdır. İktidar anayasamızda belirtilen “ Sosyal Devlet” olabilme ilkesi adına, acilen gelir dağılımındaki adaletsizliği giderecek radikal çözüm önerilerini masaya yatırmalıdır. “ dedi.
HABER-FOTO: Nurhan GÜZEL- Büşra KOCATAŞ