Gazeteci iseniz seveninizden çok sevmeyeniniz vardır. Haberler kimisini kızdırır, kimisini sevindirir. Bazen umut olur evlere, okuyucularına. Ama o haberi yapan Gazetecilerin nelerle boğuştuğunu hiç kimse bilemez. Haber Expres Gazetesi olarak büyüdüğümüzün, okuyucu ile daha çok bütünleştiğimizin ve artık bu ilçede ki TEK SES değil ÇOK SESLİLİĞİ GETİRDİĞİMİZİN hepimiz farkında olmaya başladık inancındayım.
Ne mutlu bizlere…
Dün gazetemiz yine zirve yaptı. Evet, evet yanlış duymadınız HABER EXPRES GAZETESİ dün yine zirve yaptı. Baskı sayımızı gün geçtikçe arttırmamızın yanı sıra abone, bayilerde satış arttı. Bunu gün geçtikçe de ilerletmeye devam edeceğiz. Elbette ki sizlerin büyük desteği ile olacaktır bu çalışmalarımız.
***
Dün ne yazmıştım sizlere?.
Haberlerin PERDE ARKASINI ve Belediye Başkanının yaptığı ya da yapamadıkları idi!. Hemen her haberimiz sonrasında ki gibi köşe yazımızı ve haberlerimizi beğenen de beğenmeyende oldu elbette ki. Ama enteresan olan haberi okuyup anlamayanların olduğunu görmemiz oldu. Bazı okuyucular o kadar ön yargılı ki; yazdıklarımızı hiç beyinlerine yönlendirmeden gördükleri isim üzerinde eleştiri var diyerek adeta saldırıya geçiyorlar.
Bizim Belediye Başkanı ile ilgili kötü tek kelime ettiğimiz yok. Biz okuyucu olan siz halkımızın sözlerini yayınlıyoruz. Benim birisini beğenip, beğenmemem veya birinin yaptığı işi sevip sevmemem söz konusu değildir. Eleştiriye açık olamayanları yazarız.
Yanlış yapanları yazarız. Güzel iş, hizmet, yatırım yapanları yazarız. Tek biz değil tüm dünyada ki gazeteciler bunları haber yapar, yazar. Bunu yazarız derken hemen birileri “YAZARIZ” kelimesini başka yöne çekiyor. Peki, ne diyelim, nasıl yazalım?
KARALARIZ, ÇİZERİZ,
Hani bir deyim vardır, “Körle yatan, şaşı kalkarmış” veya Dervişin fikri ne ise, zikri de o olurmuş”
Bizimkilerin fikri de, zikri de, bakış açısı da hep bir kişiye, kuruma ya da başka çıkarına endeksli olunca…
Okuduğunu anlamadan hemen zıplamaya başlıyor, karalamaya başlıyor.
Dün herkesin sevip saydığı bir büyüğüm geldi ve şunları dile getirdi. “EROL SENİ BEN BİLE KURTARAMAYACAĞIM. BU YAZI NASIL BİR YAZI. SANA EĞER BUNLAR YAPILIYORSA, BELEDİYE BİNASI VE BELEDİYEYE AİT BİNALARA SOKULMUYOR, HABER ALMANIZ ENGELLENİYORSA DAHA AZ BİLE YAPIYORSUNUZ. KAMUSAL ALANA HELE Kİ HABERCİ NASIL ALINMAZMIŞ. BİR HUKUKÇU NASIL HUKUKSUZCA DAVRANABİLİR!.SEVMİYORSA SEVMEZ AMA ASLA KANUNLARINI KENDİSİ KOYAMAZ. BEN OLSAM DAHA ÇOK YAZAR VE HATTA ALMAMAYA UĞRAŞTIKLARI YERE ZORLA GİRERİM. DÖVECEK, VURACAKLAR MI?. GELİP DÖVSÜNLER, VURSUNLAR. BURASI DAĞ BAŞI DEĞİL Kİ. AZ BİLE YAPIYORSUN”.
Biz bu memlekete geldiğimizde hemen her gün geçmiyordu ki asayiş sorunu yaşamayalım. Şükür bunu Emniyetin başarılı çalışmaları ve bizlerin halka cinayet, kavga gürültü haberlerini yapmamamız sayesinde başardık. En azından bu çorbada bizimde tuzumuzun olduğuna inanıyoruz.
Her neyse dünkü yazımızı neden mi yazdım?. Onu da yazalım da anlaşılsın her şey.
Geçtiğimiz onlarca haberimizde başkan bize olan özel sıkıntısını şahsileştirince bizim haber alma ve okuyucumuza haber verme hakkımızı kısıtlamaya başladı. Ben bu konuda suskunluğumu korudum. Asla kinle, öfke ile iş yapmadım, yapmayacağım, kimse de yaptıramayacak.
Ancak; bizde başkan gibi kamusal bir hizmet yapıyoruz.
UNUTTU İSE HATIRLATALIM BİLMEYENLERE.
Kamusal hizmet yapanlar kamuya karşı dürüst asla küsmeden, kırılmadan, kızmadan görevini yapmak zorundadır. Hatta sevmediğinin gözüne baka baka yapmak zorundadır.
Bu düşünce ile biz haberciliğimizi yaparken, birileri başkandan çok başkancı olmaya başladı memlekette.
Vergi Haftası münasebeti ile muhabirimiz belediye önünde ki Atatürk anıtına çelenk koyma törenine katıldı. Sonrasında heyet başkanlık makamına çıkarak vergi haftası kutlaması için ziyarete çıkmaya kalkıştığı sırada onlarca haberci arasında ki HABER EXPRES GAZETESİ MUHABİRİMİZE (ne kadar doğru bilemiyoruz) “BAŞKANIN EMRİ, SEN GİREMEZSİN” diyerek Muhabirimizin kolundan tutuk çekerek geri binadan çıkartıyorlar. Kamusal alan olan halkın girmesinin engellenemeyeceği belediye binasına girerek haber yapma hakkı gasp edilmiş. Bu konuda hiç kimseden açıklama gelmeyince bizde o yazımızla duyurumuzu yapmak zorunda kaldık. Bu günde açıklamasını...
Suç kimde, biz hizmeti mi, başkanı mı kimi kötülemişiz. Biz görevciden çok görev üstlenen kimse cezası neden verilmiyor, haberciliğimiz engelleniyor onu sorduk ve soruyoruz.
Şimdi soruyoruz.
-Halkın oyları ile halka hizmet için gelinen o makam, babalarının mülkü mü?
-Yapılan hizmetler kendi malı üzerine mi, yoksa halkın kullanımı için devletin parası ile devlet arazisine mi yapıldı?
-Devletin parası ile yapılan işler nasıl şahsileştirilebiliyor?
-Kanun, yasa ne diyor?
-Yetkili merciler bu konuya neden suskun kalıyor?
Bunları kimse cesaret edip araştıramıyor, bu hata düzeltilmiyor. Anlamadığımız konular bunlar…
Yoksa ki belediye binasına, göl restauranta girmişim, girmemişim çokta umurumda. Zaten işten yemek yemeye vaktim de yok dişimde…
Yemeye dişi olan düşünsün…