Sheraton Otel’de düzenlenen toplantıya Samsun Valisi İbrahim Şahin, Büyükşehir Belediye Başkanı Yusuf Ziya Yılmaz, OMÜ Rektörü Prof. Dr. Hüseyin Akan, Türkiye İlaç ve Tıbbi Cihaz Kurumu Başkanı Prof. Dr. Özkan Ünal, Türkiye Kamu Hastaneleri Kurumu Başkanı Uzm. Dr. Zafer Çukurova, Türkiye Kamu Hastaneleri Kurumu Stok Kontrol ve Analiz Daire Başkanı Uzm. Ecz. İrem Mühürcü, İl Sağlık Müdürü Dr. Yusuf Köksal, Samsun Medikal Sanayi Kümelenme Derneği (MEDİKÜM) Başkanı Dr. Ahmet Aydemir, Sağlık Bakanlığı yöneticileri, Samsun, Çorum, Tokat, Amasya, Sinop, Ordu, Giresun, Trabzon, Bayburt, Gümüşhane illerinin İl Sağlık Müdürleri, Kamu Hastaneleri Birliği Genel Sekreterleri, TSO başkanları, kamu ve özel hastane yöneticileri, OMÜ fakülte dekanları ve ilgili illerden tıbbi cihaz üretimi ve satışı yapan firma yetkilileri katıldı.
“SAMSUN’DA TIBBİ CİHAZ ÜRETİMİNDE 2 BİN KİŞİ İSTİHDAM EDİLMEKTE”
Toplantının açılış konuşmasını yapan İl Sağlık Müdürü Dr. Yusuf Köksal, “Dünya Sağlık Örgütü'nün verilerine göre dünya pazarında yaklaşık 500 bin çeşit tıbbi cihaz bulunmaktadır. Son zamanlarda gerçekleşen yatırımlar ile Samsun’un özellikle cerrahi el aletleri imalatı konusunda, Almanya’nın Tutlingen ve Pakistan’ın Sialkot kentlerinden sonra dünyanın üçüncü cerrahi el aletleri üretim üssü olduğu bilinmektedir. Samsun’da küçük ve orta ölçekli çok sayıda tıbbi cihaz üreticisi bulunmakla birlikte bu sektörde ilimizde yaklaşık 2 bin kişi istihdam edilmektedir” dedi.
TIBBİ CİHAZ ÜRETİCİLERİNİN VE KULLANICILARININ SORUNLARI
Tıbbi cihaz ile ilgili hem yerli üreticilerin hem de kullanıcıların karşılaştıkları sorunlar hakkında bilgi veren Türkiye Kamu Hastaneleri Kurumu Başkanı Uzm. Dr. Zafer Çukurova, “Ciddi sorunlarımız var. Özellikle satın aldığımız ürünlerin bizim ihalelerde yer alan şartnamelerde olmasına rağmen servis, manuel ve kullanım kılavuzlarıyla ilgili dokümanların hem eksik hem de yabancı ithal gelen malzemeler için şartnamelere uygun sağlayacak şekilde katalogların birebir tercümelerinin yapılıp bize teslim edilmemesi, bu cihazların özellikle daha sonraki bakım, onarım ve benzeri işlerde bize çok ciddi zorluklar oluşturuyor. Özellikle ürünlerle birlikte kullanılacak etkileşimli malzemeler ve cihazların sahip olması gereken özelliklerin belirtilmemesi sebebi ile çok kolaylıkla kullanıcı kaynaklı arızaların oluşması ve cihazın beklenenden daha kısa ömürlü olması gibi sonuçlara neden oluyor. Kurum olarak biz 1 Ekim tarihinden itibaren Dünya Bankası'ndan kamu hastanelerinde Yenilikçi Sağlık Yönetimi ve Tıbbi Cihaz Envanteri'ni takibi ile ilgili bir proje yapmaya başladık. Bu projede özellikle klinik mühendislik faaliyetlerini uygulamak anlamında Genel Sekreterlik ve bazılarını pilot seçerek 8 tane uygulama ve eğitim araştırma merkezi kurmayı ve buralarda istihdam edilecek biomedikal mühendislerimiz ve hekimlerimiz ile birlikte klinik mühendislik hizmetlerini bir eğitim merkezine dönüşmesini planlıyoruz” diye konuştu.
“TIBBİ CİHAZ ÜRETİMİNİN ENVANTERİ ÇIKARILACAK”
Tıbbi cihazların regülasyonunun oldukça güç olan bir alan olduğuna vurgu yapan Türkiye İlaç ve Tıbbi Cihaz Kurumu Başkanı Prof. Dr. Özkan Ünal, “Çünkü sayıları çok fazla. Kayıtlarda milyonlarla ifade edilen tıbbi cihaz envanteridir. Bunun gerçekten de kaç rakam olduğunu henüz net olarak da sayısal olarak da bilemiyoruz. Yaklaşık olarak biliyoruz. Çünkü kayıtlarda mükerrer kayıtların olduğu da gözüküyor. Şimdi bu kayıtları tekrar regüle ediyoruz. Ama tahminimiz 2 milyon civarında bir tıbbi cihaz envanterinin çıkacağıdır. Bu proje kapsamında ‘Türkiye’de hangi firma nerede ne üretiyor’ böyle bir envanterimiz Türkiye’de yok. Bununla ilgili düşünceler ve gayretler olmuş ama henüz daha neticeye ulaşmış bir çalışma mevcut değil. Biz kurumlarımızda 2-3 ay önce bununla ilgili bir çalışma başlattık. ‘Türkiye’de hangi firmamız nerede hangi tıbbi cihazı üretiyoru şuan çalışıyoruz. Bu çalışma devam ediyor. Bu çalışma bittiğinde ortaya bir fotoğraf çıkmış olacak. Belki bu fotoğraftan sonra arkasından ‘hangi tıbbi cihazı nerede nasıl üretmeliyize geçmek daha rahat ve kolay olacak. Envanteri bilmiyorsanız ne üreteceğinizi bilemezsiniz. Hedefi bile olmayan gemiye hiçbir rüzgar yardım edemez. Bizim tıbbi cihazda mevcut durumumuz birazcık buna benziyor. Önce envanteri çıkartmak durumundayız. Onun için de tıbbi cihaz sektöründen de bu konuda katkılarını bekliyoruz” şeklinde konuştu.
Üniversitedeki tıbbi cihazlar ve medikal ürünlerle ilgili yapılan çalışmalar hakkında bilgi veren OMÜ Rektörü Prof. Dr. Hüseyin Akan, “İlaç ve tıbbi malzeme aynı savunma sanayi gibi çok hayati bir meseledir. Bugün paranız var, ilişkileriniz iyi, ithal edebiliyorsunuz. Ama yarın bir gün en acil, en gerekli malzemeleri ithal edemeyebiliriz ve çok vahim sonuçlar doğurabilir. Dolayısıyla bunlar stratejik ya da kritik sanayiler diye değerlendiriliyor. Bu konuda devletin ciddi politikaların olması gerekir diye düşünüyorum” dedi.
Samsun’da birinci sınıf tarım topraklarının içerisinde sanayi yapmaya çalıştıklarını belirten Samsun Büyükşehir Belediye Başkanı Yusuf Ziya Yılmaz, “Güçlüğümüz burada. Sanayicimiz ‘bize yer bulun, yer verin’ derken, hep denizin kenarında yer ararken karşılaştığımız güçlük burada. İki büyük ırmağımızın taşıdığı alivüyonlarla ‘taşı eksen çıkar’ diye düşündüğümüz bu topraklarda dış pazarlara ulaşımı kolaylaştıracak, deniz yolunu kullanabilmek için sanayicimiz tesisin deniz kenarında olmasını istiyor. Asla asla kirletici olmayan, çok fazla ürettiği atık da olmayan bu sanayiyi bu alanlarda yaşatabilme konusunun önünde bazı engeller var ama bu engelleri medikal sanayi için aşabiliriz. Bunun için anayasal ölçekte olabilecek yani tarım topraklarının kullanımı ile ilgili bazı şeylerin değişmesi gerekiyor” diye konuştu.
Samsun’da cerrahi el aletleri üretimin geçmişinin 35 yıl öncesine dayandığını ifade eden Samsun Valisi İbrahim Şahin, “Bu sektörle ilgili olarak dünya genelinde 3 ülkede kümelenme var. Almanya, Pakistan ve Türkiye’de. Türkiye’de de bu işi Samsun göğüslemiş durumda. Tıbbi alet sektörü silah kaçakçılığından çıkmış. 12 Eylül’e kadar bu arkadaşların babaları, ağabeyleri merdiven altlarında kaçak silah üretiyorlardı. 12 Eylül’den sonra ‘durun arkadaşlar artık size silah sattırmıyoruz’ dedikten sonra bu arkadaşlar aynı hammaddenin kullanıldığı cerrahi alet üretmeye başlıyorlar” şeklinde konuştu.
Konuşmaların ardından MEDİKÜM Başkanı Dr. Ahmet Aydemir, katılımcılara ‘Yerel Tıbbi Cihaz Sektörünün Bugünü ve Geleceği’ konusunda sunumlar yaptı.