3.Ligde kalma umutlarımızı son 90 dakikaya taşımamıza vesile olacak Yeşilyurt maçıson yıllarda heyecan duygusunu, kazanmanın coşkusunu doya doya yaşadığım bir maç olarak olarak hafızamda yerini aldı.
Maç başlarken Sağ bek Enver yoktu eksi 1 le başladık, Kırmızı kartlar nedeniyle kızgın olduğum cezalı olarak takımını kritik maçlarda yalnız bırakan Burçak yedekti bu ikinci eksimizdi.
Yeşilyurt için bu maçı kazansa yada berabere kalsa ligde kalacağı bir maçtı ve maçın atmosferini bu durum şekillendirdi
Kazanarak gitmek istiyorlardı ve 88 dakikaya kadarda bunu başarılı bir şekilde getirdiler.
Kaleci Kadirin kurtardığı en az 3 net gol var ki Yeşilyurt dövünüp duruyordur şimdi.
88 de golü de bulunca herkesin bu iş buraya kadar sevincini gördük Yeşilyurt takımında, teknik heyeti , yedekleri ile ve tabi ki bizdeki hüznüde.
Şu şöyle oynadı deme ,bu böyle oynadı deme zamanı değildi, iyimiydik değildik elbet. Üretemiyorduk, çoğalamıyorduk gol noktalarında.
Kemal vurdu direkten döndü avunmalarına gerek yok, Kemal iyimi değil ,sakatlık sonrası hazır değil. Muhammed bu mu değil elbet oda sakatlık sonrası hazır değil.
Doğancan ayağına top çok yakışmada ama çok yoruldu mücadele etmekten.
Mustafa Pınar sahne alamadı bir türlü………………………..
88 de yediğimiz gol şaibesiz ve temiz bir vuruştu ceza sahası üzerinden ve yer sustu, gök sustu, stat sessizliğe büründü.
90 da Ceyhan’dan transferimiz genç Mustafa ceza sahasında önünde bulduğu topu köşeden düzgün bir vuruşla filelerle buluşturunca maç yeniden başladı.
8 dakika uzatmalı maçta artık maç değil bir başka şeydi oynanan.
Burçak ve Safa dan santrafor yaptık, defans emniyetini güvenlik kuvvetlerine bıraktık ve gemileri yakarak sefere çıktık.
Sonradan oyuna giren Mert,Mustafa,Burçak,Hamza top oynamıyor yatıyor kalkıyor bir daha rakibin karşısına geçiyorlardı.
Öylesine bir mücadele vardı ki sahada buna futbol denemezdi.
Tribünde Sağ bek Enver’imizin arkadaşlarına bağırışı hala kulaklarımda motive etmek adına.
Seyircimiz hiç ümidini yitirmemişti ,Uğur reisle hafta içi yazışmalarımızda bir anlık tereddüttü bile yoktu maçın kazanılması adına ve onun dediği noktaya doğru gidiliyordu.
Ben objektif bakmayı severim ve temkinli konuşur ve yazarım. Takımımızın son zamanlardaki futbolu, oyuncularımızın anlamlandıramadığım halleri beni çok umutlu kılmıyordu açıkçası.
90 + 8 gelindiğinde MUCİZE gerçekleşiyor ve Kral Muhammed sahne alıyordu uzun zaman sonra.
Birinci sınıf topun altına giriş ve gerçekten kaliteli bir kalecinin çimlerde çöküşünü gördük top ağlarla buluşurken.
Muhammed bu ve daha fazlası idi, sakatlıktan bir türlü eski haline dönemedi ama bizi son 90 dakikaya taşıyan golü attı.
Sevincimizi coşkumuzu tarif etmek imkansızdı ve gole inanmakta zorluk çekiyorduk .
Skor tabelası 2-1 gösteriyordu ve bu iş bitmişti artık…
Çarşambasporumuz çıkılması imkansız labirentten çıkmıştı adeta.
Hacettepe den sonra Yeşilyurt ve Kızılcabölüğü 3 liğ dışına itmiş ve Darıca ile son 90 dakikaya yelken açtı.
Tüm ekibi Tebrik ediyorum, teşekkür ediyorum verdiği mücadeleden ötürü.
Beynimizdeki sıkışmış, birikmiş tüm sıkıntılardan bizi sıyırdılar ,rahatlattılar, kurtardılar, en azından 7 Mayıs Cumartesi günü Düzce maçına kadar Şehri fabrika ayarlarına döndürdüler.
Yarın devam edeliminşallah, Sağlıklı ve spor dolu günler diliyorum