Yeter Ki Sevmesini Bilelim…

Erol ŞEKER

Allahu tealanın yarattığı insanlara verdiği en güzel özellikleri bilmeyen yoktur sanırım.

Öncelikle Allahu Teâlâ insanı hayvandan ayırt etmek için hayvana verdiği akıl yanında insan olan biz yarattığı kullarına FİKİR vermiştir. Akıl fikirle bir olursa yanlış işler yapmasınlar diye.

Göz vermiştir ama hayvanların çoğu ya daha çok renkli yada sadece siyah beyaz görür. İnsanlara ise öylesine bir göz vermiştir ki; akıl ve fikirle birleşince mükemmel bir ahenk oluşmuştur.

Kısacası yaratan insanları yaratırken her bir kılını dahi yararlı olması için ince ve asla çözülemeyecek bir sır yumağı halinde yaratmıştır.

Ancak her insana, hayvana da ömür vermiştir. Bu ömür içinde hayvan hayvanı sevsin, insan herkesi sevsin diyerek akılla, fikri bir vermiştir. Her hayvan başka hayvanı kolay kolay sevemez.

Ama insan olan, insanı dış görünüşü, parası, pulu, çevresi, gücü için sevmez sadece.

Bazen insan insanı sadece Allahın yarattığı kul olması hasebi ile sever…

Ama bazı sevgiler karşılıksız çıkar.

Biz etrafınızda ki insanları sevmek için çırpınırken, sevmeye uğraştıklarınız arasında bazılarının hala inada inat sevilmemek için çırpındıklarını görmek herkesi üzer.  Hele ki değer verdikçe buna böylesi tepkiler geldikçe işin cılkı da daha da fazla içinizi acıtmaya devam eder. Kaldı ki; değerini bilmeyenler, ne kadar şirin görünseler de herkes onların kim olduklarını çok iyi bilir ve ona göre değer verirler. Bunu görmeyen, göremeyen gözlere daima acırız...

İşte o nedenledir ki;

Hani yüzyıllarca hikâyeler, masallar olarak bize kadar ulaşan hikâyeler vardır, sevgi ve sevdalar üzerine…

Bu sevgilerin kimisi siyasi, kimisi komedi, kimsi hayatın içinde ki güzellikler, çirkinlikler, eksikler, fazlalıklar, yapılan güzel işler, yapılmaması gereken çirkinlikleri anlatmak içindir.

Ama aklı ve fikri olan insanları nasıl fikir hayvanlardan ayırt ediyorsa;

Sevgi de biz insanları yine hayvanlardan ayırır.

YETER Kİ SEVMESİNİ BİLELİM…

Bu gün sizi sevgiyi anlatan kıssadan bir hikâye ile işiniz gününüze uğurlayalım:

***

Hintli bir adam suda bata çıka ilerlemeye çalışan bir akrep görür.

Hintli adam bir içgüdü ile aniden o akrebi kurtarmaya karar verir.

Ve parmağını suyun içinde ki akrebe kurtarmak için uzatır ama akrep onu sokar.

Hintli tekrar akrebi sudan kurtarmaya çalışır ama akrep onu tekrar sokar.

Yakınlardaki başka birisi ona, onu sürekli sokmaya çalışan akrebi kurtarmaya çalışmaktan vazgeçmesini söyler.

Ama Hintli adam söyle der:

- "Sokmak akrebin doğasında vardır. Benim doğamda ise sevmek var. Neden sokmak akrebin doğasında var diye kendi doğamda olan sevmekten vazgeçeyim?"

Sevmekten vazgeçmeyin,

İyiliğinizden vazgeçmeyin;

Etrafınızdaki akrepler sizi soksalar da…

SEVMEYE devam edin.

***  

Yunus Emre ne güzel demiş:

“Gel, gel, ne olursan ol yine gel, ister kâfir, ister mecusi, ister puta tapan ol yine gel, bizim dergâhımız, ümitsizlik dergâhı değildir, yüz kere tövbeni bozmuş olsan da yine gel... “

(NOT) : Bu gün MEVLİD KANDİLİ…

Mevlid Kandilinin tüm İslam alemine, milletimize ve insanlara hayırlara vesile olmasını Allah-u Teala’dan niyaz ederim. Sevgimiz, Sevgililerin en yücesi Peygamber efendimiz Muhammet Mustafa (s.a.v) e olsun. Onun şefaatinden Allah bizleri mahrum eylemesin…

Sevgiyle kalın…

 

Yorum Yap
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Yorumlar (1)
Yükleniyor ...
Yükleme hatalı.