Dünkü köşe yazımı her nedense farklı yönlere çekenleri görmek inanın ki çıldırttı dersem hata yapmamış olurum. Bu aralar İlçe Başkanlık seçimleri olması nedeni ile seçimden uzak kalacak şekilde yazılar yazmak istedim. Konularımı âlimler, düşünürler ve tanınmış insanlardan derlediğim sözlerle birlikte yayınlamak ve toplumu bir şekilde bilinçlendirmek istedim.
Bu yönde ki düşüncemi de siyasetten olabildiği kadar uzak yazalım dedik. Ancak gelin görün ki; Son gelişmeler sonrasında her yazımızı siyasete yönlendirmeye devam ettiler veya ediyorlar. Siyasetten biz uzak durmaya uğraştıkça siyasetin içine çekmek için yoğun mücadele verenleri görmek, duymak inanın artık bıkkınlık getirdi.
SİYASETİ SİYASET GİBİ YAPAMAYANLARIN ÇOĞUNLUKTA OLDUĞU BİR İLÇEDE siyaset yapılmaz. Bu nedenle siyasete ya tam gireceğiz yada uzaktan tıpkı dün ve bu günkü yazı şekli ile devam edeceğiz.
Ama siyaset demişken, bu İlçede bu gazeteyi ve şahsımı bir türlü içine sindiremeyenler tıpkı “Ne yardan ne de serden geçilmez” sözünde ki gibi bir tarafından tutmaya özen gösteriyor. Canları acıdığında feryadı, isyanı tepkiyi koyanlar, güzelliği de kabul edip teşekkür etmesini bilmeliler.
Sonuç olarak; siyasetten uzak durmaya uğraşsakta birileri ısrarla siyasetin göbeğine çekmek için yoğun uğraşlar verdiğini duyuyorum. O zaman biz de gelişmelere göre yola devam diyeceğiz. Ancak birkaç gün beklemedeyim. Lakin kimse öyle sağa sola laf ebeliği yapmamalıdır diyerek düşünüyorum. Ki bu tiplere Şeyh Edebalı’nın Osman Bey’ e Nasihatini yayınlayarak kim üzerine alırsa alsın diyorum.
****
Oğul!
Güçlü, kuvvetli, akıllı ve kelamlısın.
Ama bunları nerede ve nasıl kullanacağını bilmezsen sabah rüzgarlarında savrulur gidersin.. Öfken ve nefsin bir olup aklını mağlup eder. Bunun için daima sabırlı, sebatkar ve iradene sahip olasın!..
Sabır çok önemlidir.Bir bey sabretmesini bilmelidir. Vaktinden önce çiçek açmaz. Ham armut yenmez; yense bile bağrında kalır.
İnsanlar vardır, şafak vaktinde doğar, akşam ezanında ölürler. Dünya, senin gözlerinin gördüğü gibi büyük değildir. Bütün fethedilmemiş gizlilikler, bilinmeyenler, ancak senin fazilet ve adaletinle gün ışığına çıkacaktır.
Ananı ve atanı say!Bil ki bereket, büyüklerle beraberdir. Bu dünyada inancını kaybedersen, yeşilken çorak olur, çöllere dönersin. Açık sözlü ol! Her sözü üstüne alma! Gördün, söyleme; bildin deme! Sevildiğin yere sık gidip gelme; muhabbet ve itibarın zedelenir...
Şu üç kişiye;
Yani cahiller arasındaki alime, zengin iken fakir düşene ve hatırlı iken, itibarını kaybedene acı!. Unutma ki, yüksekte yer tutanlar, aşağıdakiler kadar emniyette değildir.
Haklı olduğun mücadeleden korkma!. Bilesin ki atın iyisine doru, yiğidin iyisine deli (korkusuz, pervasız, kahraman, gözü pek) derler.
Yalnızlık korkanadır. Toprağın ekim zamanını bilen çiftçi, başkasına danışmaz. Yalnız başına kalsa da! Yeter ki, toprağın tavda olduğunu bilebilsin. Sevgi davanın esası olmalıdır. Sevmek ise, sessizliktedir. Bağırarak sevilmez. Görünerek de sevilmez!.. Geçmişini bilmeyen, geleceğini de bilemez.
Osman! Geçmişini iyi bil ki, geleceğe sağlam basasın.
Nereden geldiğini unutma ki, nereye gideceğini unutmayasın...”
(Şeyh Edebalı)
****
Ve son söz olarak;
Bazı insanlar güçlü iken, kuvveti yerinde iken, insanları saymalı, saygı göstermesi gerekir.
Ve Edebalı’nın dediği gibi:
“Haklı olduğun mücadeleden korkma!. Bilesin ki atın iyisine doru, yiğidin iyisine deli (korkusuz, pervasız, kahraman, gözü pek) derler”.
Bizde haklı olduğumuz mücadeleden bu güne kadar nasıl kıl kadar geri adım atmadık ise bundan sonra da asla atmayacağız. Deli de deseler, karalasalar da, adımızı bazı benzetmelerle ansalar da kimseden dün olduğu gibi bu günde, yarında rabbim nasip ettikçe durmadan yola devam edeceğiz. Kaldı ki Edebalı ne güzel söylemiş:
“Yiğidin iyisine deli derler”.
Dün yazdığım gibi kim ne anlamak isterse.
Anlayan anladı…