Yukarı Dikencik Köyünde gerçekleştirilen toplantıda AK Parti Samsun Büyükşehir Belediye Başkanı ve Başkan adayı Yusuf Ziya Yılmaz, "Eski siyaset daha heyecanlı ve daha neşeli geçerdi. Eskiden mesela Süleyman Demirel'in yaptığı şapka esprisi çok konuşulmuş ve siyasi malzeme olmuştu. O siyaset bu günkü siyasete göre çok çok daha iyiydi. Böyle demokrasilerde esprisi ve şakası yapılır. Bunlar bizi güldürüyordu, işin içerisine bir şeyler katıyordu ama son iki üç ay içerisinde Türkiye de çok gerildi ve çok ve içimizi hoş eden bizi güldüren tebessüm ettiren şeyler olmaktan öte yani daha kavgacı daha üslup olarak daha hırpalayıcı bir daha yani telafisi mümkün olmayan bir takım söylemlere dönüştü" dedi.
Yılmaz, "Türkiye tek partili dönemden 1950 ‘li yıllarda kurtuldu. 1950' den bu yana 65 yıl geçti biz hala birbirimizle niye bu kadar hırpalayıcı bu kadar belden aşağı vurucu siyaset yapıyoruz anlaşılmıyor. Bu günkü siyasette o ona hırsız diyor, o ona bilmem ne diyor. Bu tablo beni rahatsız ediyor. Memleketi idare eden adamlar otobüslerin üzerinden meydanlarda birbirlerine söylemediğini bırakmıyor. Bu kadar iş endazesinden çıkmaya başladı. Gelişmekte olan Türkiye’miz gibi memleketlerde iktidar çok tatlı. İktidarı ele geçirmek, büyük güçleri ele geçirmeye sebep oluyor. Hükümet olduğu zaman bir imparator kadar, bir kral kadar nerdeyse yetkili oluyorsun. Herkes bu gücü ele geçirmeye çalışıyor. Avrupa demokrasilerinde Fransa, İngiltere'de falan filan iktidar olmakla bu kadar gücü size teslim etmiyorlar. Orada kuvvetler ayrımı biraz daha iyi çalışıyor." dedi
Tarih boyunca bütün savaşlar orta doğudan patlamış. Cenab-ı Allah bile hep bu orta doğudan bu coğrafya'da Peygamberlerini göndermiş ifadelerini kullanan Yılmaz, "Demek ki burada bir şey var burada. Dünya medeniyetlerinin çıkış noktası ve bu medeniyetlerinin çıkış noktasının sağladığı büyük enerji kaynakları belki büyük rekabetlerin ortaya koyduğu çok büyük çatışmalar bunlar burada var ki tarih boyunca bu çatışmalar bu coğrafyayı etkiliyor. Tam da bunun merkezinde Türkiye. Herkesin gözü var Amerika’nın da gözü var Rusya’nın da gözü var, İngiltere’nin de gözü var. Ne bileyim Belçika’nın bile bu coğrafyada gözü var"
Uçak türbülansa girince nasıl ki biraz sallar, bizlerde de seçime giden günlerde türbülansı sık yaşıyoruz. Belden aşağı vurmalar, bütün ağır kelimeler kullanılan ağza alınmayacak oranda ki bütün hinoğlu hinlikler, kasetler, tapeler bilmem neler neler. Yok o onun hakkında bu bunun hakkında demediğini bırakmıyor. Türkiye’nin üzerinde gözü olan, niyeti olan gerek uluslar arası gerekse ülke içinde ki bir takım unsurların iktidarın da ele geçirilmesinin çok büyük güçleri de el geçirmeye sebep olması gibi sonuçları bizim ülkemizde maalesef bizim canımız acıtıyor. Demek ki biz bunu yaşayacağız, demek ki bizim coğrafyamız da seçtiğimiz yönetim biçimi olan demokrasiyi başararak Allah’ın izniyle çocuklarımıza daha iyi bir gelecek inşallah yaratacağız".
"Böylesi bir dönemde Samsun'da bir sorumluluk almış durumdayım ve üç dönemdir devam ediyorum. Yerel yöneimler kanununa göre de köyler de büyükşehire bağlanınca farklı bir şey ortaya çıktı. Artık 1.200.070 bin nüfuslu 17 tane ilçeli, Vezir köprüsünden Akçayın’a, Akçayın’dan Kanlıçayın’a kadar bu coğrafyaya hizmet etmek gibi bir fırsat doğdu. Rabbim bu fırsatı verdiyse, bende bir iki bir şey öğrendiysem devlette, şurada, burada bunları yaparsam bu memlekete hayırlı hizmetler yaparsam iyi olur herhalde diye düşünüyorum ve bir kez daha aday olma yönünde bir irade kullandık. 30 Mart’a bir hafta kaldı. O günün akşamı en geç saat 9-10 gibi her şey sonuçlanacak. Allah’ın izniyle herkes karnesini alacak. Benim durumum buymuş diyecek ve yeni döneme doğru nasipse devam edilecek."
Yılmaz, "Nasibi olan devam edecek nasibi olmayan da nasip değilmiş diyecek bir kenara çekilecek. Allah her şeyin hayırlısını nasip etsin. Seçim her şeyin sonu demek değil. Seçim var olma yok olma mücadelesi değil. Memleket için millet için hayırlısıysa olsun demek lazım. Onun hakkında fitne fesat, o şunu dedi haberin var mı, bu bunu dedi haberin var mı? Neredeyse aynı mahallede ki iki komşuyu bile birbirine düşüren bir sisteme bir mekanizmaya dönüşüyor. Ben böyle üslubu hiçbir zaman kullanmadım. Benim ağzımdan kimse benim siyasi muhalifim falan yerde şunu demi; o mu onu diyor bende şunu diyorum, omu şunu vereceğim dedi, bende şunu vereceğim demedim, böyle bir üslubu hiçbir zaman kendime yakıştırmadım. Kötü söz sahibine aittir. İyi söz söylemek lazım, tarihe geçmek, geleceğe yazılmak lazım. Geleceğe iyi hatıralar ve çocuklarımıza iyi bir gelecek bırakmak için düzgün bir üslupla yapacağımız işleri anlatmamız lazım. Allah şahidim olsun. Allah beni size karşı mahcup etmesin. Allah hepimizin yar ve yardımcısı olsun" diyerek konuşmasını tamamladı.
Yukarı Dikencik Köyünde ki konuşması sonrasında Çerkes usulü yiyecekler ikram edildikten sonra tören sona erdi.
HABER-FOTO: Engin ÇAĞATAY