7 Haziran Genel Seçimleri yani diğer adı ile halkın kendisini TBMM' de temsil edecek isimleri seçeceği 7 Haziran seçimlerinin başladığı resmi tarih.
Bu sıralar listeye giren Milletvekili adayları önce tebrikleri, alkışları, hayırlısı olsun muhabbetlerini almaya devam ediyorlar.
Bu süreç umarım çok uzamaz erkenden Milletvekili adayları sahaya inerler. Çünkü seçim için çok kısa bir süre kaldı. Kimse zaman çok uzun sanmasın. Hele ki muhalefet partileri için daha çok çalışma, adayını tanıtma, daha fazla oy alabilme mücadelesinin vakti bu aylar.
AK Parti Nisan ayının ortasında Genel Merkezin tanıtım programı ile seçime start verecek. Bu biliniyor ve onlar çok rahat gibi görünüyorlar. Ama bilinmesine rağmen saklanmaya çalışılan AK Partililer de çok iyi biliyor ki bu seçim yıllar sonra ilk kez çok büyük önem taşıyan bir seçim.
Bu defa belki de Recep Tayyip Erdoğan'sız ilk seçimleri olacak! Her ne kadar Cumhurbaşkanı dışarıdan olaya müdahale etse dahi direk olmadığı, sanırım herkesin kafasında soru işaretlerine cevap aradığı seçim bu seçim olacak.
AK Parti listesine sitem, tepki yıllar sonra ilk kez oluyor. Yani AK Partililer yıllar sonra ilk kez tepki dolu bir liste ile karşı karşıya. AK Parti eski belediye başkanı bile tepeden inme aday tepkisi ile listeye tepki gösteriyorsa bize eleştiri fırsatı bile bırakmaması listeye oluşacak diğer tepkilerin ilk uyarı zillerinin çaldığının göstergesi değil de nedir?.
AK Partinin en büyük handikabı ne olur?. İlk 3 ve hatta 4. sıradaki isimler biz kesin TBMM'deyiz bize ne diyerek halka inseler dahi işi çok sıkmayacaktır. Oysa bu seçim ince bir çizgi üstünde gidecektir ki bu en büyük hataları olacaktır. Kaldı ki küskünler, teşkilatların içinde ki huzursuzluklar, geçmiş dönemlerde yaşananlar da eklenince bu kes ilk defa tepki oyları gelecektir AK Partiye...
Dahası da var ama onları şimdilik bekletelim. Dostane uyarılar şimdilik bu kadarla yetinsin umarım bunları göz ardı hiç birisi etmez.
Listede ki isimler adına tek kelime söylemeyi uygun görmüyorum. İyi, kötü, olabilir, olamaz diye. Çünkü onu zaman gösterecektir. Biz bu noktada beklemedeyiz...
CHP ise; Yıllar sonra ilk kez ön seçimle kendi istediği ve seçeceği isimleri seçti ve listeye aldırdı. Şimdi onlar da hiç bir bahane yok, kalmadı da bence. Onların en büyük kaybı Prof. Dr. Haluk Koç. Onsuz ne olacak herkes merak ediyor? . Onların ön seçimi akabinde ilk sıralarında yer alan isimler halkın, partililerin tanıdığı ve güçlü isimler. Demek oluyor ki onların tek derdi Genel Merkezden çok kendi adaylarını saha da yani köylerde, kapı kapı dolaşarak hizmetlerini, projelerini ve geleceğe yönelik halka kendilerini en iyi anlatmak zorunda oldukları aylar bu aylar...
İlk ve bence de ilk ve güçlü şanslarının yanın da sanırım bu listenin de son şansları...
MHP' de durum çok daha enteresan. MHP öyle bir parti ki içinde karmaşık görünse dahi sahaya çıktıklarında kol kırılır yen içinde kalır muhabbetini iyi gerçekleştiren parti.
Ancak MHP'yi hem muhalefetten hem iktidar partisinden eleştiri okları çok sert olacaktır.
Bunlar yetmezmiş gibi MHP' den kopan ve siyasi oluşumda bulunan partiler, kendi içlerinde listeye girmeyi hedefleyen ama giremeyerek hayal kırıklığına uğrayanların eleştirileri, bazı küçük grup partililerin, Ülkücü ve Milliyetçilik duygularının sorgulanacağı bir seçim olacak.
Bunları en minimize eden bir MHP Samsun' da ve sanırım ülke genelinde patlama yapacaktır.
Bu nedenle biz Gazeteciler için en sıkıntılı ve en zor günler başlıyor. Bizim için kimin ne diyeceğini zaten biliyoruz. En azından 10 küsur yıldan bu yana bu ithamları yaşıyoruz...
Fakat bu defa kazın ayağı öyle olmayacak!
Bizim için her zaman olduğu gibi KA Parti, CHP, MHP,Saadet Partisi+ BBP ittifakı, DSP gibi tüm siyasi partiler bir. İşimiz haber yapmak, reklam yapmaktır. Bizim ekmeğimizi, geleceğimizi adam gibi dürüst çalışarak geçmişte olduğu gibi bundan böyle de çalışarak kazanmaktır.
Etlisi, sütlüsüne karışmamak değil aksine sütü bozulanları, eti kokanları hepsini meydana dökmektir.
Bizim işimiz haber yapmak, halka hizmeti, projelerini anlatmak isteyenlere en doğru, en gerçekçi ve en yakınlarından düşünceleri halka ulaştırmak olacaktır.
Kim ne dedi ise, kim hangi hatayı yaptı ise onları ortaya dökmektir.
Kızan olacak, küsen olacak ve hatta geçmişte yaşadığımız gibi saldıranlar dahi olacaktır.
Dün yılmadık, bu günden sonra da yılmayacağız.
Yeter ki üzerine kimin ne görev düşüyorsa herkes kendi üzerine düşen görevini layığı ile yapsın.
Biz hepsinin yanında yer alarak en doğrusunu okuyucumuza, halkımıza ulaştırmaya devam edeceğiz.
Haydi hayırlı olsun ve diyorum ki:
Dedik ya başlıkta: yüzyılın seçimi baş-lı-yoooor...
Gazanız ve gazamız hayırlı olsun...
Mutlu ve (sağ)-lıcakla kalın...