Türkiye'nin zeytinyağı üretiminin yüzde 10'unun karşılandığı Balıkesir'de, Edremit Körfezi'ndeki Edremit, Havran, Burhaniye, Gömeç ve Ayvalık ilçelerinde yaklaşık 14 milyon zeytin ağacı bulunuyor.
Yıllık ortalama 200 bin ton zeytin ile 40 bin ton zeytinyağının üretildiği Edremit Körfezi bölgesindeki bu ürünlerin dünya çapında marka değeri son yıllarda artıyor.
Bölgede üretilen Edremit zeytinyağına geçen temmuz ayında AB tescili kazandırılmasının ardından Edremit yeşil çizik zeytininin coğrafi işareti de bu ay AB Tarım Komisyonu tarafından onaylandı.
Kaz ve Madra dağlarının endemik bitki örtüsü ile Ege Denizi'nin iyotlu havasının harmanlanarak oluşturduğu lezzetle diğerlerinden ayrılan Edremit yeşil çizik zeytini ve zeytinyağı, yurt dışından da yoğun talep görüyor.
Üreticiler, ünü sınırları aşan ürünlerinin, AB tarafından zeytinyağında Türkiye'den ithalatına uygulanan kotanın aşılmasına katkı sağlayacağına inanıyor.
"AB coğrafi işaret tescilinin ardından markalarımıza e-mailler yağmaya başladı"
Edremit Ticaret Odası Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Çetin, , Edremit Körfezi orijinli ürünlerin AB tescili almasının, yurt dışında da tanınmalarına büyük katkı sağladığını dile getirdi.
AB tescilinin çiftçilere büyük katkı sağlayacağını vurgulayan Çetin, "Ürünlerimizin AB coğrafi işareti alması çiftçilerimizdeki ürünlerin daha katma değerli olmasını sağlıyor. Ekonomik olarak onlara daha çok kazanç sağlıyor. AB tescili, markalarımızın daha kaliteli ve güvenli olduklarının ispatı anlamında önemlidir. AB, tarım ürünlerimize kota uyguluyor. Ürünlerimizin AB coğrafi işaret tescili almasının ardından artık bu kotaların da yavaş yavaş aşılması söz konusu olacaktır." diye konuştu.
Çetin, yeşil çizik zeytin ve zeytinyağının AB tarafından tescillenmesinin, Avrupa ülkelerindeki bazı basın yayın organlarında da yer bulduğunu dile getirdi.
Bunun, ürünlerin uluslararası tanınırlığına katkı sağladığını ifade eden Çetin, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Bu sayede ürünlerimize Avrupa'dan daha çok talep gelmeye başladı. Bu da bizi çok sevindiriyor. Tüketicilerimizin hem kalite hem de güvenlik anlamında özellikle coğrafi işaretli ürünleri talep etmelerini ve tercih etmelerini rica ediyorum. AB coğrafi işaret tescilinin ardından markalarımıza e-mailler yağmaya başladı. AB'nin bize uyguladığı bazı kotalar var, bizim bu kota duvarını kaldırmak anlamında ürünlerimizin tesciliyle ürünlerimizi de artık Avrupa kabul etmiş oluyor, bu çok önemli. Bizler hem odalarımız hem markalarımız hem de bakanlığımız vasıtasıyla AB'deki bu kotaları AB tescili almış ürünlerimizle aşacağız. Bu konuda da çalışmalarımız devam ediyor."
Çetin, Edremit Körfezi bölgesinde coğrafi işaret kullanan markaların sayısının artması için çalışmalarına devam ettiklerini aktardı.
"Ağaçtan toplanmasından ambalajlanmasına kadar bütün kriterlere uymanız lazım"
Bölgedeki 50 bin zeytin ağacıyla diğer ürünlerinin yanı sıra Edremit Körfezi çizik zeytini ve zeytinyağı da üreten Nermin Gelbal Gökduman ise AB tescili sonrasında Avrupa'dan taleplerin arttığını belirtti.
Edremit Körfezi'nde zeytinin, halka bütünleştiğini ve bölgenin kültürü haline geldiğini anlatan Gökduman, "Coğrafi işaretle, bölgede var olan ürünler gelecek nesillere üretim şeklini koruyarak taşınmış olacak. Bu bizim için çok kıymetli. Edremit Körfezi yeşil çizik zeytinimiz yağlık bir zeytindir, çekirdeğinden kolayca ayrılır. Buraya ait, özeldir, tadını yiyince alabilirsiniz. Uzun ömürlüdür ve doğal fermantasyonla üretilir. Coğrafi işaret kriterlerine uygun şekilde üretilmesi gerekir. Biz de bu koşullarda üretim yapıyoruz. Edremit Körfezi yeşil çizik zeytininin coğrafi işaret alabilmesi için ağaçtan toplanmasından ambalajlanmasına kadar bütün kriterlere uymanız lazım. Zeytinyağımız da dünyada çok tercih ediliyor, yumuşaktır, içimi kolaydır, lezzetli ve kendisine has özel bir tadı var. Bölgenin coğrafi özelliği ürünü özel kılıyor. Bu bölgede zeytinyağı üreticisi olmanın avantajlarını biz çokça yaşıyoruz. Ürünlerimize, AB tescilinin ardından talepler daha da fazla arttı. Biz Hollanda'ya, Çin'e, ABD'ye, Güney Kore'ye ürün gönderiyoruz. Biz yağlarımızı kendi markamızla 250 mililitreden 5 litreye kadar ihraç ediyoruz. Amacımız ürünlerimizi yerel değerlerimizi yurt dışında da tanıtmak. Markalı olarak gönderip üretim yerini Türkiye olarak belirtmemiz de üreticiler olarak görevimiz olduğunu düşünüyorum."ifadelerini kullandı.