Deniz Kuvvetleri Komutanlığı bünyesinde SAS komandosu olarak görev yaptığını, Manavgat’ın ilk ve tek SAS komandosu olduğunu belirten Ahmet Gülaydın, "Emekli olduktan sonra memleketime döndüm ve Side’de okulumu açtım. Side bölgesi dip tabiatı açısından verimsiz bir bölge olduğundan, 2008 yılında dönemin Belediye Başkanı Osman Delikkulak’ın girişimleri sonucunda Side açıklarında bir Sahil Güvenlik gemisi batırdık. Şu an bu batık parçalanmasına rağmen yüzlerce çeşit canlıya ev sahipliği yapıyor. Side’de dip tabiatının zenginleşebilmesi için neler yapılabilir bunları araştırdım. Side’de bir su altı müzesinin, gerek Side gerekse Türk turizmi açısından önem arz ettiğini gördüm. Yaptığım girişimler sonucunda DTO Antalya Şube Başkanı İnanç Kendiroğlu'nun da destekleriyle BAKA’dan proje desteği alarak su altı müzesi kurma çalışmalarına başladım. Şu an bitmek üzere. Kuracağımız müze, Meksika’daki 400 heykelli müzenin ardından dünyanın en büyük ikinci su altı müzesi olacak" dedi.
"İKİ GEMİ BATIRMAYI PLANLIYORUZ"
Kurulacak müzenin sadece bölgedeki su altı dalış merkezlerinin müşterileri açısından düşünmemek gerektiğini belirten Gülaydın, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Kuracağımız müze sayesinde dünyada değişik bölgelerde dalış yapan 3-5 milyon sertifikalı dalgıcı ülkemize ve Side’ye çekmeyi planlıyoruz. Burada dalış merkezlerinin yanında, havayolu şirketleri, oteller, restoranlar, alış veriş merkezleri, kısacası tüm esnaf bu durumdan yararlanacak. Ülkemiz ve turizmimiz açısından ekstra bir kazanç kapısı olacaktır. Bu konuda gerek yazılı gerekse görsel basından destek bekliyoruz. Ben her yıl Almanya Düseldorf’ta düzenlenen bot show fuarına katılarak bölgenin tanıtımını elimden geldiğince yapmaya çalışıyorum. Ama bunun yeterli olmadığının bilincindeyim. Elimden geldiğince memleketime, Manavgat’a bir şeyler kazandırmaya çalışıyorum. Bu projenin ardından MATSO Başkanı Ahmet Boztaş’ın girişimleriyle İstanbul ve Kocaeli belediyelerinden 2 gemi getirip batırmayı planlıyoruz. Ne kadar fazla araç batırırsak canlıların korunması için o kadar fazla yuva olacaktır. Bu batıklar sayesinde, küçük balıklar büyük balıklardan korunabilecek, balık popülasyonu artacak, balıkçılık gelişecektir."
EŞİNİN HEYKELİNİ YAPTIRDI
Su altı müzesini oluşturacak 110 eserin, Kurtuluş Savaşı, Mevlana, Deve Kervanı, Apollon Tapınağı gibi unsurlardan oluştuğunu belirten Gülaydın, "Bu heykellerden bir tanesi benim için özel bir heykel. Ben her yıl binlerce insanı daldırıyorum. 2 çocuğum da iyi derecede dalgıç. Ne var ki sevgili eşim Serap, su altı fobisi olduğu için dalamıyor. Ben de onun deniz kızı şeklinde bir heykelini yaptırarak, hem kendisine sürpriz yaptım. Hem de müzeye koyarak onu da daldırmış olacağım" dedi.
Eşinin jesti karşısında ne yapacağını şaşırdığını belirten Serap Gülaydın ise, "Fobimden dolayı bugüne kadar dalmaya cesaret edemedim. Eşimin bu jestinin ardından kendi heykelimi su altı müzesinde görmek için dalacağım" dedi.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.