Sınırın çocukları oyun oynamak yerine duydukları silah seslerinden kaçacak delik arar oldular.Şimdi aralarında tek konuştukları ise IŞİD militanlarının yaptıkları kanlı eylemler.
Suriye’de durulmayan kanlı savaş gün geçtikte Türkiye sınırına yakın mesafeden hissedilir oldu. Sınır illerinde alınan tedbirler ya da askeri sevkiyatlar tel örgülerle neredeyse aralarında mesafe bulunmayan köylülere güven aşılıyor. Ancak bu durum çocuklar için pek de aynı sayılmaz. Sınır köylerinde sınırsızca özgürce yaşayan fidanlar rüyalarına giren Suriye’deki zulmü anlattılar.
ACABA ORADAKİ ÇOCUKLAR NE YAPIYOR?
11 yaşındaki Cuma Ateş’in en büyük korkusu ise IŞİD. Sınıra sıfır noktada bulunan arizilerine eskisi gibi rahatlıkla giremediğini söyleyen Ateş; “Çocuklar, askerler o tarafta çok geziyor diye biz buralarda oynuyoruz. O tarafta IŞİD var. İnsanların kafalarını kesiyorlar. Bomba ve silah sesleri duyuyorum. Çok korkuyorum ve silkiniyorum. O yüzden sadece evimizin önünde oynuyoruz. Bizi kaçırırlar diye korkuyoruz. Suriye olayları düzelse de onlar da biz de rahat ederdik. Acaba oradaki çocuklar ne yapıyorlar? Çok merak ediyorum. Ne yapıyorlar? Ne yiyorlar ne içiyorlar?” sözleri ile hem duyarlılığını hem de hissettiklerini anlattı.
RÜYALARIMA GİRİYOR
Adı Fethi Ketyen Kocaslan. Henüz 8 yaşında ama sınır tellerinin ardından yaşananları rüyalarına kadar girerek hissettiğini anlattı. 8 yaşındaki küçük çocuk; “ Sınırdan hep silah sesleri duyuluyor. Dışarı fazla çıkamıyoruz öğlenleri çünkü bizi kaçırırlar diye korkuyorum ayaklarım titriyor. Bomba seslerinden daha çok korkuyorum. Uçakları görünce de eve kaçıyorum. IŞİD insanların kafalarını kesip kapılara asıyorlar. Rüyalarımıza giriyor.”
Sınırın sol tarafında PYD, tel örgülerinin ötesinde IŞİD’in varlığını Karkamış ilçesinde bulunan Karanfil köyü sakinleri tedirginliklerini Türkiye sınırındaki Köprü Batı Sınır Karakakolu ile ötelediklerini belirttiler. 35 yıldır köyde ikamet eden Cumali Kara 1,5 yaşındaki kızının uykusunda defalarca korku ile uyandığını anlatarak; “Çocuğumun defalarca korkarak uyanıyor. 35 yıl boyunca burada yaşadım. Bu saatten sonra burada bir savaş olsa nasıl gideyim? Toprağımızı nasıl bırakacağız?”
“ANAHTARLARI KİLİT ÜZERİNDE BIRAKMIYORUZ”
Sınırdaki gelişmeler öncesinde yaşadıkları köyde güvenlik konusunda hiçbir sıkıntı yaşyamadıklarını ancak şimdilerde anahtarlarını kilit üstünde bile tutamadıklarını aktaran Kara; “Biz daha önceleri çok rahattık. Evimizde tarlalarımızı da bağımızı da bahçemizde çok rahat dolaşıyorduk. Ama şu anda traktörümüzü arabamızın anahtarını üstünde bırakırdır. Ne malımızın ne de canımızın güvenliği var. Hayvanlarımızın başında bekçi gibi duruyoruz. Eskiden hayvanlarımız kendi kendine otlardı ama şimdi başlarında bekçi gibi duruyoruz. Suriye’nin batısında akrabalarımız var.. Onlara defalarca söyledik sizi burada ağırlayabiliriz ama onlar da herşeyimiz burada nasıl bırakalım? Diyorlar. Askerin buradaki varlığı elbette bizi rahatsız etmiyor aksine sevindiriyor. Çünkü Devlet bizi unutmamış. Bizi onların dışında kimse koruyamaz” diye konuştu.
Ve 45 yıldır köydeki toprağıyla varolma mücadelesi veren köylülerden Nüveren Kocaaslan da herhangi bir askeri müdahalede ayak altında kalacaklarını söyledi. Bir oğlunun askerde olduğunu dile getiren baba Kocaaslan; Vallahi bir savaş olursa eğer biz ayak altında kalırız. Nereye kaçacağımızı bilmiyoruz. Suriyeliler buraya geldi ama peki biz nereye gideceğiz? Karkamış’ta hemen her gün mayın döşüyorlar. Askerin varlığı bizi güvende hissettiriyoruz. Ama çare değil yine de. Bir savaşa girilirse hepimiz perişan oluruz. Askerin hudutta olması en azından kendimizi güvende hissettiriyor. 45 yıldır bu köyde yaşıyorum. Şuanda sınıra yakın arazilerimiz var. Ben araziye girerken korka korkarak giriyoruz. Allah askerlerimizi ve bizi korusun. Çünkü karşı tarafta da yakınlarımız var” dedi.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.