Dünya Sağlık Günü nedeniyle açıklamalarda bulunan SP Çarşamba Kadın Kolları Başkanı Emine Kuşak, “Dünya kurulalı yaşanan savaşlar din ve ekonomi adına sürdürülmüştür. Emperyalist ve kapitalist sistem insanın ve devletlerin kanını bit, sinek gibi emip, bünyelerini çatlarcasına şişirme derdindedir. Bunun için nerede nimet var, orada emici ve sömürücü güç peyda oluveriyor. Geçmişten günümüze enerji, petrol ve su savaşları başlatarak ülkelerin başına zebani gibi dikilen ABD ve Batı kendinden baklasını düşünmeyen, bencil ve kibirli imparatorluklarını kan ve zulüm üzerine inşa etmiştir. Şimdi geçerli olan ve daha da kar getiren bir sektör bulunmuştur. Bu da gıda sektörü savaşlarıdır. Gıda sektörü cafcaflı görüntüleri ile insan gözüne ve midesine hitap etmektedir. Geri değiştirilmiş ve değişik genlerin aşılandığı tarım ürünleri ve şekli şemali bozulup farklı şekillere sokulan tarım ürünleri bugün göze hitap etmektedir. Fakat insan neslini bozmaya yönelik yapılan bu aşılama faaliyetleri gelecek günlerin bizim için kâbus olmasına sebep olacaktır. Bunun yanı sıra gıda sektöründe kullanılan kimyasal maddeler insan ömrünün kalitesini yitirmesine sebep olmaktan sağlıklı yaşayıp, dinç bir yaşlılık yerine hasta gençlik sayısı artmaktadır” dedi.
‘Kendi Özümüze dönmeliyiz’
‘Doğal olan tarih olur anlayışı fabrikasyon ürünlerinin en büyük silahı oldu. Yine bugün üretilen gıdaların helal mi, temiz mi, faydalımı olduğu araştırılmadan piyasaya sunuluyor olması ayrı bir sorun teşkil etmektedir’ diyerek konuşmasına devam eden SP Kadın Kolları Başkanı Kuşak, “Batının ürettiği “fastfood yeme alışkanlığının popüler hale getirilmesi ile de bugün doğan çocuktan, ölen büyüklere kadar herkes böyle bir alışkanlığın penceresine teslim edilmektedir. Başlatılan gıda savaşlarının mağlubu değil galibi olmamız gerek. Kendi medeniyeti ve elinin emeğini hor gören bir millet asla ıslah olmaz. Şimdi yeniden kendi özümüze, doğallığımıza dönme vaktidir. Doğal olan tarih olur yerine doğal olanı yeniden diriltmeliyiz. Bunun için devletin bu işe el atması, halkın da bunu teşvik etmesi ve talepte bulunması gerekir” diyerek sözlerini tamamladı.
Nurhan GÜZEL – Ayhan GONCA
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.