TARİHİNİ UNUTANIN KANI KURUSUN!

Cumhuriyetimizin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşları ile 100 yıl önce Kurtuluş mücadelesinde canını düşünmeden veren, cephede mücadele eden tüm kahramanlarımızı rahmetle anıyor, Cumhuriyet Bayramımızın ve Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin 100. yılını gururla ve heyecanla kutluyoruz şeklinde açıklamasına başlayan Yeşilırmak Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Erol Şeker, “Yarın, yani Pazar günü 29 Ekim. Bu gün bize ‘tarihten silinmek istenen bir milletin küllerinden yeniden doğarak kurulduğu, göz nuru Cumhuriyetimizin kuruluşunun 100. yıl dönümü. Cumhuriyetimizin 100. yılını kutlamanın haklı onur ve gururunu yaşıyoruz.

“ÇAKALLARIN LİME LİME ETMEYE KALKIŞTIĞI”

Yangın yeri olmuş vatan topraklarını çakalların lime lime etmeye kalkıştığı, düşman askerlerinin postallarının çiğnemeye kalktığı Osmanlı’dan kalan vatan topraklarının geri alınarak özgür ve bağımsız bir Ulus olduğunu tüm dünyaya yeniden haykırmak için ilk adımı atan başta Cumhuriyetimizin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere, istiklal mücadelemizin tüm kahramanlarını, bağımsızlığımızın sönmeyen meşalesi “Vatan ve bayrak Şehitlerimiz ile Kahraman Gazilerimizi” büyük bir minnet, şükran ve saygıyla anıyoruz.

“MİLLETİMİZİN, YAZDIĞI DESTANIN ADIDIR: CUMHURİYET”

İstiklal mücadelemizin bize bıraktığı en önemli miraslardan biri hiç şüphesiz Cumhuriyet’ tir. 100. yıl dönümünü kutladığımız Cumhuriyetin ilanı, bu millet için sadece bir yönetim şekli değil, aynı zamanda şanlı tarihimizin en geniş ve anlamlı kalkınma hamlesi, tarihimizin dönüm noktalarından biridir. Osmanlı İmparatorluğundan sonra kurduğumuz Türkiye Cumhuriyeti hiç kolay kurulmamıştır. Yokluklar içinde eşine az rastlanır bir mücadeleyle Çanakkale'de, İnönü'de, Sakarya'da, Sarıkamış'ta, Dumlupınar’da ve birçok cephede, genç yaşlı, çoluk çocuk demeden “Ya İstiklal Ya Ölüm” diyerek cephelere koşan Milletimizin, yazdığı destanın adıdır: CUMHURİYET.

“CUMHURİYETİMİZİN 2. YÜZYILINA İLK ADIM”

Kurtuluş Savaşı ve Cumhuriyetin kuruluş sürecinde; Mustafa Kemal Atatürk liderliğinde, birlik beraberlik içerisinde kenetlenen Türk Milleti yazmış olduğu destan ile bağımsızlık, egemenlik yolunda birçok millete örnek olmuştur. Emin adımlarla geleceğe dönük kararlı yürüyüşünü sürdüren Türkiye Cumhuriyeti Devleti, dünyada ki birçok Devlete, mağdur ve mazlum toplumlara umut ve ilham kaynağı olmaya devam etmektedir. Cumhuriyetimizin 100. Yıl coşkusu ve gururunu yaşadığımız bu günde, büyük bir heyecanla Cumhuriyetimizin 2. Yüzyılına ilk adımı atmanın sevincini yaşıyoruz.

“SÖZDE KİMİ OSMANLICI, KİMİ CUMHURİYETÇİ!?”
Ancak, son yıllarda ülkemizde adeta akıl tutulması ve Mili Değerlere, Milli Liderlere karşı aşırı art niyetli karalama kampanyaları misali yalan, riya, kirli bilgiler piyasa da konuşulması bu vatan için canını düşünmeden veren tüm şehitlerin kanını, canını, ruhunu adeta incitiyor. Kimsenin umurunda değil. Öyle ki; birilerine gel Osmanlı ile Cumhuriyeti 100. Yıl da anlat diyecek bir Tarih Öğretmeni veya Prof. Dr. arasak da bulamıyoruz. Neden? Çünkü tarih bilgilerini öylesine kirlettiler ki; bir kısmı Osmanlıcı olup Atatürk ü sevmiyor, sözüm ona diğer kısmı ise Atatürkçü olup onu sevip, Osmanlıyı sevmiyor. Ve biz bu sözde bilgili kişilere, ne yazık ki; Öğretmen, Profesör vs diyerek Üniversitelerimizde, televizyon ve gazetelimizde yer verildiğini izliyoruz. Genç dimağlar da bu tiplerin birbirini karalayan, bir birinin bilgisinin yanlış olduğunu belirten onlarca böylesi isimlerle karşı karşıya bırakıyoruz. Bütün bunlar yetmezmiş gibi bu tiplerin çoğunu İlkokullardan başlayıp Lise, Üniversitelerimizde ve hemen her akşam evlerimize kadar televizyon ve internet aracılığı ile beyinlerimize teslim ediyoruz. Kısacası geleceğimiz olan çocuklarımızı emanet ediyoruz farkında mısınız?

“‘ATATÜRK ADI YİNE ANILMADI’ YAZIK…”
Osmanlı da, Türkiye Cumhuriyeti de aynı olduğunu ama Tarihimizi yazanların hangisi gerçek hangisi karalama kirli bilgi olduğunu devlet net anlatan kitap ve belgelerle gelecek kuşakları eğitmeye başlamalıdır. Aksi takdirde gelecek nesillerimizi temsil edecek çocuklarımız Osmanlı mı, Cumhuriyet mi kavgasına tutuşturularak ülkenin geleceğini tehlikeye atacak noktaya itilecekleri kaçınılmaz görülmektedir. Bunun net örneklerini mesela son Cuma günü Cuma namazında hutbelerde ülkemizin hemen hiçbir yerinde bir kere olsun “Atatürk adı yine anılmadı.” Yazık… Sonra hepimiz Türk’lükle övünüyoruz. Birlik beraberlikten dem vuruyoruz. Sen kurtuluş mücadelesinin sembol ismini anmaya ar ediyorsan, tarihini gelecek kuşaklara nasıl anlatabileceksiniz.

“YAVUZ’U , KANUNİ’Sİ NEYSE ‘ATATÜRK’Ü’ DE O!”
O nedenle diyorum ki; Eyyyy 24 Kasım Öğretmenleri…. Eyyyyy Diyanet İmamları… Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün, Onunla cephede bu toprakları kanları ile sulayan şehitlerimizin, Gazilerimizin kurduğu Cumhuriyet ve Osmanlının çocukları! Ne zaman Türk olacak, ne zaman ecdadını kin, riya,, öfke ile karalamayı bırakıp gelecek kuşakları gerçek Türk ve Müslüman olarak ayrım yapmadan anacaksınız ve gelecek nesillere öğreteceksiniz? İçinizde ki kinle boğulun ama çocuklarımızın üzerinden kirli elinizi çekin. Bu Cumhuriyet 100. Yılını kutluyor dünya var oldukça da yüzyıllar boyu yaşayacaktır. Çünkü Osman beyi de, Fatih’i de, Yavuz’u da, Kanunisi de neyse Atatürk’ü de O! Siz kudursanız da hepsi Türkoğlu Türk ve bu ülke onlarla ilelebet yaşayacaktır. Cumhuriyetimizin 100. Yılı bu duygu ve düşüncelerle kutlu olsun diyor son cümle diyorum ki; “Aslını, tarihini unutanın, gerçekleri bilen ama korkup konuşmayanın kanı kurusun” ifadeleri ile açıklamasını tamamlarken “Benim naçiz vücudum elbet bir gün toprak olacaktır, ancak Türkiye Cumhuriyeti ilelebet payidar kalacaktır.” şeklinde ki Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün sözü ile tamamladı.
EROL ŞEKER