VURAL YEŞİLYURT

VURAL YEŞİLYURT

Tarım Destekleri: Çiftçiye Can Suyu mu, Gölge mi?

Tarım Destekleri: Çiftçiye Can Suyu mu, Gölge mi?

Tarım, bir ülkenin ekonomik ve sosyal dokusunun en önemli damarlarından biridir. Ancak Türkiye’de tarım sektörü, yıllardır bir kısır döngü içinde sıkışıp kalmış durumda: Yüksek maliyetler, düşük kazançlar ve yetersiz destekler. Peki, devletin tarım üreticilerine sağladığı destekler gerçekten yeterli mi, yoksa bu destekler çiftçinin yükünü hafifletmek yerine onun omuzlarına yeni sorunlar mı ekliyor?

Destekler Ne Kadar Yeterli?

Tarım ve Orman Bakanlığı’nın açıkladığı verilere göre, son yıllarda tarım destekleme bütçesi artırılmış olsa da, bu artışın çiftçinin gerçek ihtiyaçlarını karşılamaktan uzak olduğu açıkça görülüyor. Örneğin, mazot, gübre ve ilaç gibi temel girdilerdeki fiyat artışı %100’leri aşarken, destekleme ödemeleri bu artışın çok gerisinde kalıyor. Mazot desteği olarak dönüm başına verilen 38 TL’nin, 1 litre mazot bile almaya yetmediği bir ortamda, çiftçinin “destek” kelimesine inancı kalıyor mu dersiniz?

Planlama Sorunu

Desteklemelerin bir diğer handikapı ise zamanlaması. Çiftçiye yapılan ödemelerin büyük kısmı hasat döneminden sonra gerçekleşiyor. Oysa ki çiftçinin en çok finansmana ihtiyaç duyduğu dönem, ekim ve dikim zamanıdır. Bu gecikme, çiftçiyi yüksek faizli banka kredilerine ya da tefecilere yönlendirmek zorunda bırakıyor. Destekleme ödemelerinin stratejik bir planlamaya dayanması gerektiği bu kadar mı zor anlaşılır?

Adaletli Dağılım Tartışması

Desteklerin adaletli bir şekilde dağıtılmadığına dair eleştiriler de oldukça yaygın. Büyük ölçekli işletmeler daha fazla destek alırken, küçük çiftçiler çoğu zaman bu yardımlardan hak ettiği ölçüde yararlanamıyor. Türkiye’deki çiftçilerin büyük bir kısmını küçük aile işletmeleri oluşturuyor, ancak tarım politikalarının odağı daha çok büyük ölçekli ve ihracata yönelik üretim yapan işletmeler oluyor. Küçük çiftçinin hak ettiği desteği alamadığı bu sistem, kırdan kente göçü hızlandıran önemli bir faktör.

Çözüm Önerileri

Destekleme politikalarının daha etkin bir hale gelmesi için şu adımların atılması şart:
1. Girdi Maliyetlerine Yönelik Destek: Özellikle mazot, gübre ve tohum gibi temel girdilerde çiftçiye doğrudan maliyet desteği sağlanmalı.
2. Zamanlama İyileştirmesi: Ödemeler ekim-dikim döneminde yapılmalı ki çiftçi üretime başlamadan önce mali yükün altından kalkabilsin.
3. Küçük Çiftçiye Özel Teşvikler: Küçük ölçekli üreticilere özel teşvik paketleri hazırlanmalı ve onların sektörde tutunması sağlanmalı.
4. Uzun Vadeli Strateji: Günlük politikalar yerine, uzun vadeli bir tarım politikası oluşturulmalı.

Sonuç olarak, tarım destekleri şu anki haliyle çiftçiye sadece nefes aldırıyor ama yaşatmak için yeterli değil. Eğer gerçekten üretimi artırmak, gıda güvenliğini sağlamak ve kırsal kalkınmayı desteklemek istiyorsak, tarıma verilen destekler günün şartlarına uygun ve çiftçinin ihtiyaçlarını tam anlamıyla karşılayacak bir yapıya kavuşturulmalı. Aksi halde çiftçi üretimden çekilmeye, tarlalar boş kalmaya devam edecek. Bu da yalnızca çiftçinin değil, hepimizin geleceğini tehdit eden bir tabloyu önümüze serecek.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
VURAL YEŞİLYURT Arşivi
SON YAZILAR