Cumhurbaşkanlığı kararıyla 31 Ocak 2025’te Samsun Eti Bakır Tesisleri’nin bulunduğu alan, Özel Endüstriyel Bölge ilan edildi. 1 Şubat 2025 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan bu karar, sanayi yatırımlarının teşviki açısından önemli bir adım olarak görülse de, hukuki ve çevresel açıdan ciddi soru işaretleri barındırdığı odalar tarafından ifade ediliyor.
"ÇED Süreci Tamamlanmadan Alınan Karar Hukuka Aykırı"
Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği’ne (TMMOB) bağlı odalar ve Samsun Çevre Platformu tarafından yapılan ortak açıklamada, kararın hukuka uygun olmadığı vurgulandı. Açıklamada, 4734 sayılı Kanun’un 4/Ç maddesi gereğince, özel endüstri bölgesi ilan edilecek alanlarda “ÇED Olumlu” veya “ÇED Gerekli Değildir” kararının alınması zorunlu olduğu hatırlatıldı.
Çevre Platformu Sözcüsü Adnan Korkmaz, E-ÇED sisteminde yapılan incelemelerde Eti Bakır A.Ş.’nin ÇED süreci tamamlanmamış iki projesinin bulunduğunu belirterek, “Bu projelerin ÇED süreci tamamlanmadan özel endüstri bölgesi ilan edilmesi hukuki açıdan ciddi bir ihlal anlamına gelmektedir” dedi.
"Sanayi Büyüyor, Çevre ve Halk Sağlığı Tehdit Altında"
Sanayi yatırımlarının ekonomik kalkınma açısından önemli olduğu vurgulanan açıklamada, çevreye duyarsız, halk sağlığını hiçe sayan projelerin ise geri dönülemez zararlara yol açabileceğine dikkat çekildi.
Korkmaz, özellikle Tekkeköy bölgesindeki sanayi tesislerinin çevreye olan etkisine dikkat çekerek şunları söyledi:
“Eti Bakır işletmesinin genişleme süreçleriyle birlikte hava, su ve toprak kirliliği artmaktadır. Bölge halkı, hava kalitesi ölçümleriyle solunan hava arasında büyük farklar olduğunu yıllardır dile getiriyor. Kükürt dioksit (SO₂), azot oksitler (NOₓ) ve partikül maddeler (PM10, PM2.5) yoğunluğu, solunum yolu hastalıklarını artırıyor. Bilimsel veriler, akciğer rahatsızlıklarında ciddi bir artış olduğunu ortaya koyuyor.”
"Şeffaflık ve Denetim Sağlanmalı"
TMMOB ve Samsun Çevre Platformu, yetkililere ve kamuoyuna şu çağrılarda bulundu:
- ÇED süreci tamamlanmadan alınan Eti Bakır Özel Endüstriyel Bölgesi kararının iptal edilmesi.
- Bağımsız denetçiler tarafından bölgedeki çevresel etkilerin titizlikle incelenmesi ve halkın süreçlere dahil edilmesi.
- Hava ve su kirliliği ölçümlerinin düzenli ve şeffaf bir şekilde kamuoyuyla paylaşılması.
- Halk sağlığını doğrudan etkileyen projelerde bağımsız bilim insanlarının görüşlerine başvurulması.
- Sürdürülebilir ve çevreye duyarlı sanayi politikalarının benimsenmesi.
Açıklamanın sonunda Samsun halkına duyarlılık çağrısı yapıldı.
“Samsun’un geleceği, yalnızca ekonomik yatırımlarla değil, sağlıklı ve yaşanabilir bir çevre ile mümkündür. Alınan kararların şeffaf, bilimsel temellere dayalı ve kamu yararını gözetir şekilde olması gerekmektedir. Bu nedenle halkımızı, sivil toplum kuruluşlarını ve akademisyenleri bu konuda duyarlı olmaya ve harekete geçmeye davet ediyoruz.” Denildi.
Kaynak:ZAFER CAN KARAHAN
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.