CHP ve BDP'nin desteklediği bağımsızların 'Meclis'i boykot' kararını değerlendiren Avukat Yusuf Zotluoğlu, CHP'nin silah zoruyla kapatmaya teşebbüs suçundan yargılanan ve hapisten kurtulmak için Meclis'e sığınmak isteyen sanıkları kurtarmaya uğraşmaktan daha önemli görevleri olduğuna inandığını söyledi.
Yakın geçmişte olduğu gibi bugün de siyasetin hukuka yön çizmeye çalıştığını ifade eden Zotluoğlu, 'sanıklar tahliye edilmedi' diye Meclis'e sırt dönmenin milli iradeyi hiçe saymakla eşdeğer olduğunu vurguladı. Silivri'deki mahkemenin aynı davada yargılanan sanıklar arasında adaleti gözeterek söz konusu sanıkları tahliye etmemiş olabileceğini bildiren Av. Zotluoğlu, “Bu kişiler Meclis'i silah zoruyla kapatmaya teşebbüs suçundan yargılanan kişilerdir. Bu konuda da kuvvetli deliller olduğu kanaatindeyim. Son kararı mahkeme verecektir. Herkes mahkemeyi kendi işleyişine bırakmalı, özgürce davayı yürütmesine yardımcı olmalı, sükunetle takibini yapmalıdır. Ondan sonra yanlış karar verilirse Yargıtay düzeltecektir. Doğru kararsa onayacaktır." diye konuştu.
CHP ile BDP'nin boykotla millet iradesini 3 kişinin keyfiyetine tercih ettiği görüntüsü sergilediğini söyleyen Av. Zotluoğlu, Türkiye'nin boşa zaman harcatıldığına vurgu yaptı. Siyasetin siyasi zeminde yapılması gerektiğini dikkat çeken Av. Zotluoğlu, “Bunun da yeri parlamentodur. Bu şekilde yemin etmeyerek mahkemelerin tehdit edilmesi mahkemelere şantaj yapılmaya kalkılması ne hukuka ne de siyasetin doğasına uygundur. Mahkemelerden de hiç kimse bu şekildeki şartlara boyun eğmesini beklememeleridir. Mahkemeler üzerinden siyaset yapılmamalıdır. Bu siyasete de zarar verecektir. Halkın iradesinin dışında büyük gayret sergilenmesi, kurtarılmak istenen kişilerin çok güçlü olduğunu gösteriyor.” şeklinde konuştu.
Sanıkların hukukun ilkelerinden 'Masuniyet karinesi' kavramı çarpıtılarak tahliye ettirilmek istendiğine işaret eden Samsun Güven Hukuk ve Tahkim Derneği Başkanı, suç şüphesi olmadan mahkemeye çıkan sıradan bir vatandaşla, hakkında suç işlediğine dair kuvvetli deliller bulunan bu nedenle de tutuklanan kişilerin kavrama göre aynı hukuki seviyede olmadığının altını çizdi.
Av. Zotluoğlu sözlerini şöyle sürdürdü: “Tahkim, özel uyuşmazlıkları gidermek için uygulanan bir yöntemdir. Dolayısıyla bugün siyaset kurumunun da tahkimvari bir çözüme ihtiyacı var. Bu kriz, diyalogsuzluk, sanal engellerden kaynaklanıyor. Nasıl ki tahkim bireyler arasındaki barikatları yıkıyorsa tarafları birbirine daha çok yakınlaştırıyor ve uzlaştırıyorsa siyasetin de buna ihtiyacı vardır."
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.