Beştepe Millet Kültür ve Kongre Merkezi’nde düzenlenen Liseliler Destanı Yazıyor Şiir ve Kompozisyon Yarışması Ödül Töreni’nde şiir, hikaye ve denemede birinci olan öğrencilerin ödüllerini verdikten ve öğrencilerle hatıra fotoğrafı çektirdikten sonra konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkçe’nin karşı karşıya kaldığı tehlikeleri anlattı.
“Maalesef Türkçemiz genç nesilleri tesiri altına alan yeni bir bozulma süreci yaşıyoruz”
“Türkçe dünyanın en kadim ve yaygın kullanılan dillerinden birisidir” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkçe’nin siyasi tartışmaların tarafı haline getirilmiş olmasının yakın tarihin en ciddi sıkıntılarından olduğunu belirtti. Erdoğan, "Dil devrimi adı altında Türkçemiz tatsız, tuzsuz, ruhsuz, renksiz kelimelerin tasallutuna sokularak milletimizin kadim medeniyeti ile arasındaki bağ zayıflatılmaya çalışılmıştır. Bizim aslında damarlarımız kesilmiştir. Tarihten olan bağımız, o damarlar kesilmiştir. Bir milletin dil noktasında damarını kestiğiniz anda dedesi ile arasındaki bağı kopartmış olursunuz. Bugün genç bir kardeşimizin Fuzuli, Baki, Şeyh Galip bir yana Mehmet Akif’i, Ömer Seyfettin’i ve Ahmet Haşim’i dahi anlayamıyor olması bu dönemde dilimize yapılan suikastın sonucudur. Dilimizin zenginliğini kendi elimizle yok etmeye çalıştığımız bu cinnet dönemini artık inşallah geride bıraktığımıza inanıyorum. Artık önü kesilmiş olmakla birlikte bu dönemin tahribatı hala devam ediyor. Bunun için Kadim Türkçe’nin önemli bir zenginliği olarak gördüğümüz Osmanlı Türkçesinin okullarda öğretilmesini önemli bir adım olarak görüyorum. Öte yandan dilimiz yeni bir tehlikenin tehdidi altındadır. Maalesef Türkçemizde internet ortamı başta olmak üzere pek çok mecrada genç nesilleri tesiri altına alan yeni bir bozulma süreci yaşıyoruz. Tabelalarda, yazışmalarda ve konuşmalarda şahit olduğumuz yabancı kelime kullanma hastalığı artık tahammül sınırlarını aşan bir boyuta ulaşmıştır. Tabi diyeceksiniz ki, ‘Sayın Cumhurbaşkanım siz ne işe yarıyorsunuz?’ Böyle bir berbat alışkanlık ki, ne dersen de, nasıl ki sigara alışkanlığı ile bir mücadele başlattık önünü alamıyoruz, en yakın arkadaşlarımız dahi konuşuyoruz, ‘söz’ diyor, 1 ay sonra bir araya geldiğimizde yine leş gibi sigara kokuyor. Bu da böyle bir alışkanlık. Gençler aranızda inşallah sigara içen yoktur. Gelen sinyal olumsuz. Gençler ben sizi çok seviyorum. Sizleri çok sevdiğim için de hele hele okulların önünde elinde sigara gördüğüm zaman kahroluyorum. Bizim gençlerimiz içtikleri bu sigaralarla ciğerlerini, kalbini tehdit ediyor, buna fırsat vermeyin. Allah’ın bizlere emaneti olan bu vücudu hep birlikte koruyalım. Yarın ‘yazık oldu’ deriz ama iş işten geçer. Kızlar siz artık içmiyorsunuz biliyorum. Kişisel olarak açılışını yaptığım yerler başta olmak üzere Türkçe dışında tabelalar gördüğüm mekanların sorumlularına bugün bu vesile ile ekranları başında bizi izleyenlere sesleniyor ve tavsiye ediyorum. İnternet kafe, bizim kıraathanemize ne oldu? Kıraathane kumar oynama yeri değildir, okuma yeridir. Şimdi evler bile adeta kafehause oldu. Bu konuda arzu ettiğim hassasiyeti henüz göremediğimi belirtmek isterim” diye konuştu.
“Şimdi de liseli öğrencilerimiz bu destanı denemeye, şiire, hikayeye dönüştürerek ebedileştiriyor”
15 Temmuz gecesi yaşananları anlatan Erdoğan, “15 Temmuz gecesi öyle kahramanlık ve cesaret örnekleri sergilenmiştir ki anlatmakla bitmez. Tankın altına yatanından, üstüne çıkanına, darbecilerin karşısına dikilip hesap soranından, kurşunların üzerine yürüyenine kadar milletimiz destan yazmıştır. Şimdi de liseli öğrencilerimiz bu destanı denemeye, şiire, hikayeye dönüştürerek ebedileştiriyor. Türkiye’nin darbeler ve muhtıralar döneminin ardından doğan, nispeten istikrarlı ve müreffeh ortamında büyüyen sizlerin bu durumlarda ne yapacağı sorusu orta yaşın üzerindeki büyüklerinizin zihnini kurcalıyordu. 15 Temmuz gecesi gördük ki bu milletin tüm fertleri yeri ve saati geldiğinde mayalarındaki o kahramanlık ateşini yakabilmektedir” şeklinde konuştu.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.