Uyku sürecinin bireyin ertesi güne bedenen ve ruhen hazırlık süreci olduğunu ifade eden VM Medical Park Bursa Hastanesi Nöroloji Uzmanı Hikmet Aloğlu, “Bu hazırlıklar hormonel dengeleri ayarlama açısından, hafıza ile ilgili entelektüel faaliyetleri hazırlama sürecidir. Bu uyku süreci sağlıklı olduğu takdirde ertesi güne yaşam sağlıklı başlar. Uyku sürecini rahatsız eden ve uykuyu bölen sebepler varsa o süreç bozulur. Uyku bozuklukları hormonel denge düzenini olumsuz etkilediği için, damarlarda enflasyon dediğimiz süreçleri başlar. Damar sertliği ve giderek hipertansiyon, insülin direncine sebep olarak diyabet ve bu gibi hastalıkların ortaya çıkmasını tetikler" dedi.
Uyku apnesinin nefesin belli periyotlarla kesilmesi, bunun devamında da kandaki oksijen konsantrasyonunun düşmesiyle karakterize bir hastalık olduğunu belirten Uzm. Dr. Aloğlu, “Uyku Apnesi toplumda yüzde 4 oranında görülen bir hastalıktır. Yaş ve kilo aldıkça görülme sıklığı artmaya başlar. Bunlar tedavi edilmediği takdirde nefes daralmasına bağlı olarak bireyin gece uykularında kısa kısa uyanmasına sebep olur. Bu kısa uyanmalar yavaş dalga uykusu ve REM uykusu dediğimiz uyku evrelerinin düzgün yaşanmasını engeller” şeklinde konuştu.
Damar cidarlığında (çeperinde) trombositlerin birikmesiyle birlikte o bölgede aterosikelotik zeminin oluşmaya başladığını ve bu durumun da kalp ile beyin damar hastalıklarına sebep olduğuna dikkat çeken Aloğlu, “Bu durumlar kalp krizlerine sebep olabilir. Hormonel dengeler bozulduğu için birey gece sık sık idrara kalkmaya başlar. Uyku apnesi tedavisi için hasta öncelikle bir kulak burun boğaz uzmanına görünmelidir. Bunu izleyen süreçte hastayı maskeyle yatırıp, solunum bozukluklarını ortadan kaldıran ve uykuyu düzelten hangi alet hangi basınçla kullanılacak, buna karar verip tedavi uygulanır. Hastada burun tıkanıklığı ve geniz eti hastalığı yoksa 2 günde hasta tedavi edilir" diye konuştu.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.