Enfeksiyon Hastalıkları Klinik Mikrobiyoloji Uzmanı Dr. Öğr. Üyesi Ayşin Kılınç Toker, havaların aniden soğumasıyla birlikte grip, nezle, soğuk algınlığı ve üst solunum yolu enfeksiyonlarında ciddi bir artış yaşandığını kaydetti. Vatandaşlara uyarılarda bulunan Toker, kalabalık ortamlarda maske takılması gerektiğini önererek, "Soğuk havalarla birlikte tabiri caizse grip mevsimi geldi. Grip, nezle, soğuk algınlığı, üst solunum yolu enfeksiyonlarında ciddi bir artışımız mevcut. Bu dönemde özellikle son iki hafta soğukların belirginleşmesiyle de daha da ağır seyreden vakalarımız oluyor. Özellikle soğuk havaların olmadığı dönemlerde üst solunum yollarımızın virüslere karşı bir direnci varken, soğukla birlikte bazı bariyerler bozuluyor. Bu nedenle de özellikle virüslerin üst solunum yolu enfeksiyonları açısından hastalık oluşturma ihtimalleri artıyor. Ayrıca kapalı alanlarda fazla bulunmamız, güneşe olan maruziyet süremizin azalması, kalabalık ortamlarda, kapalı alanlarda sıkı bir temas içinde olmamızda insandan insana yayılımı arttırdığı için hızlı bir yayılım ve uzun süren semptomlar meydana gelebiliyor. Özellikle bu dönemde geçtiğimiz pandemi döneminden bağımsız bir şekilde, normal dönemde gördüğümüz mevsimsel influenza, rinovirüs ya da RSV dediğimiz diğer solunum yolu enfeksiyonu etkenleri ve virüsler zaten ön planda. Bunlardan korunmak için ek yapılabilecek tedbirler mevcut. Özellikle soğuk havalarda bile olsa, bulunduğumuz ortamları havalandırmamız, mümkün olduğunca güneş maruziyetimizi artırmamız, kalabalık ortamlarda, gerekirse maske, maske kullanamıyorsak bile hasta olan kişilerden mesafemizi korumamız, özellikle okula giden çocuklarımız için el yıkama alışkanlığını artırmak, hasta olan çocuklarımızı en azından çok fazla semptomları olduğu dönemlerde okula göndermemek güzel çözümler olabilir. Bu etkenler viral enfeksiyonlar olduğu için evde dinlenmek, uyku düzenimizi sağlamak, gündüz süresi azaldığı için erken yatmak ve dengeli beslenmek vücut direncini artırmak adına çok önemli. Özellikle bu dönemlerde hani kalorisi yüksek gıdalar yerine meyve sebze tüketimi, özellikle süt ve süt ürünleri tüketimi, C vitamini içerikli destek, takviyeler de olabilir ama bunları limon, mandalina, portakal gibi meyvelerden almak da önemli" ifadelerini kullandı.
Toker, "Havaların soğumasının geciktiği varsayarsak, ekim ve kasım aylarındaki soğuma daha geç olduğu için ani soğumadan dolayı bir hastalık yüklenmesi oldu. Aralığın ikinci yarısında insanlar kalabalık yerlere birdenbire kapandı ve kalabalık yerlere birdenbire giriş daha fazla olduğu için yoğun şekilde görüyoruz. Bağışıklık sistemimiz farklı kimyasal etkenler, çevresel faktörler, hava kirliliği gibi nedenlerle bu sene daha düşük bir görülüyor. Bu nedenle de gerçekten sağlıklı kişilerde dahi uzun süren ve ağrı semptomlar görüyoruz" dedi.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.