Ahmet Davutoğlu’nun AK Parti Genel Başkan adayı olarak isminin açıklanmasının ardından Davutoğlu’nun yakın çevresi kararı büyük bir sevinç ile karşıladı. Başbakan adayı olarak açıklanan Ahmet Davutoğlu’nun yakınları ise kendisinin gençliğini ve bilinmeyenlerini anlattı.
“BİR BELEDİYE BİNASINA, BİR DE CAMİYE BAKARDI”
Ahmet Davutoğlu doğduğu zaman kendisinin 14 yaşında olduğunu belirten halasının oğlu Hayati Demirbaş, Davutoğlu’nun her hareketinin dikkatini çektiğini belirterek, “Dedem bana silinmez kalemle pencerenin çerçevesine doğum tarihini yazdırdı. 3 yaşına kadar Ahmet bizim için kucağa alınıp sevilecek bir çocuktu. Onun her hareketi benim dikkatimi çekerdi. Şiiri çok severdi, benim gibi şiire olan merakının benden geldiğini düşünüyorum. Beş, altı yaşlarında Şehzadebaşı Camii önünden geçerken bir belediye binasına bakar, bir de camiye bakardı. Birine hayranlıkla bakar diğerine bakar geçerdi. Mukayese kabiliyeti çok yüksekti. Büyüdükçe dünya ile meşgul olmaya başladı. Doğu nedir, batı nedir güney nedir, kuzey nedir, tarihi bir konu duyduğu zaman en ayrıntısına inmek isterdi. Devamlı bana ve çevresine soru sorardı” dedi.
“SEN BENİ SIRTINA AL ÖYLE İNELİM”
Davutoğlu ile yaşadığı bir anısını anlatan Demirbaş, “Önünden geçerken Beyazıt Yangın Kulesi dikkatini çekti. Kulenin tepesine çıkmak istedi. Kulenin tepesine çıktık ve bir yazı gördük kule saat 5’te kapanacak diyor, 5’e bir dakika var biz apar topar merdivenlere yöneldik. Ahmet benim kadar hızlı inemiyordu. Bana ‘Hayati ağabey, sen beni sırtına al öyle inelim’ dedi. Ben de onu sırtıma aldım ve hızlıca merdivenlerden indik” şeklinde konuştu.
“GÜREŞİ ÇOK İYİ BİLİR”
Davutoğlu’nun ilkokulda da hareketli bir hayatı olduğunu anlatan Demirbaş, “Sporu çok severdi, en çok sevdiği spor ise ata sporumuz güreşti. Ben kendisine güreşelim dediğim zaman, bir hareketle benim sırtımı yere getirirdi. Güreşi çok iyi bilirdi. Ahmet’in İstanbul Erkek Lisesi’nde okuduğu yıllar öğrenci olaylarının yoğun yaşandığı dönemlerdi. Üniversite yıllarına gelince, zamanını hep ilim ile geçirmiştir. Böyle olduğu herkes tarafından bilinir. Memleketimizi Azerilerin değişiyle özünden daha çok sever. 1980 öncesi çalkantılı dönemlerdi, bir yayın evinden kitap almaya gitmişti. Bir gurup onu fark etmesi üzerine onu sıkıştırmışlar oda öğleden akşama kadar camiden çıkmamış. Biz olayı duyunca onu oradan almaya gittik ve aldık” dedi.
“KÜÇÜK ADAM GELDİ”
Taşkentliler Derneği Yönetim Kurulu Üyesi İbrahim Soydabircan da Davutoğlu için ‘küçük adam’ dediklerini kaydederek, “Ahmet bey ve babası Mehmet amca teyzemin kocası Mehmet Emin Alpkan’a sık sık gelip giderlerdi. Bu geliş gidişlerde Lütfi’ye kim geldi diye sorardık o da Ahmet bey için ‘küçük adam’ geldi derdi. O giyimi kuşamı son derece önemser ve güzel giyinirdi. Devamlı büyükler ile sohbetlere katılırdı” dedi.
Davutoğlu’nun Taşkentli hemşehrisi Ali Kadıoğlu ise çocukluğunun Ahmet Davutoğlu ile birlikte geçtiğini kaydederek, “1967 senesinde Ahmet’in babası ile Taşkentliler Vakfını ve Taşkentliler İmam Hatip Lisesi’ni kurduk. Babası vefat ettikten sonra devreye şimdiki başbakanımız Ahmet Davutoğlu girdi. Beraber aynı çatı altında yürüdük. Dünyanın en iyi insanıdır. Çocukluğunda her dakikamız birlikte geçti sıkıntısı olduğu zaman yanındaydık, sıkıntımız olduğu zaman yanımızdaydı. Ahmet’in büyük babaannesi bir arada olduğumuzda beni de şahit göstererek torununa ‘Devletin başı kuzum’ diye boynuna sarılırdı” diye konuştu.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.