ŞAİR YAZAR SEVDA CEYHAN: Şair ve yazar kimliğimin asıl kaynağı sevgili babamdır. Aynı anda ailemden iki canı, babamı ve ablamı trafik kazasında kaybettim. O yüzdendir eserlerimin gerçek hikâyelerle yoğrulup okuru dramatik bir yolculuğa çıkarması.
RÖPORTAJ: Şair ve yazar Sayın Sevda CEYHAN.
Sevgili okurlarımız; haftada bir yayınlanmakta olan röportaj köşemizde bu hafta İstanbul’a uzanıyoruz. Hayata kısa bir mola verip, kahvelerinizi yudumlarken var mısınız keyifli bir söyleşiye tanık olmaya?
Remzi ÖZKAN: İyi yürekli, şen şakrak değerli bir şairimiz, değerli bir yazarımızsınız. Çevrenize pozitif bir enerji yayıyorsunuz. Ben, sizi gayet iyi tanıyorum ama okuyucularımız için de kendinizi tanıtır mısınız?
Sevda CEYHAN: Tokat Almus, Çevreli Kasabası doğumluyum. İstanbul’da ikamet ediyorum.Üç çocuk annesiyim. Özel bir firmada aşçıyım. Kelimelerle dans ediyorum. Bazen yazar, bazen de şair diye isimlendiriyor dostlarım beni. Dilimin döndüğünce Türk edebiyatına eserlerimle katkı sunmaya çalışıyorum.
Remzi ÖZKAN: Yüreğinizin güzelliği sesinize de yansımış dersem yanılmış olmam diye düşünüyorum. Çok değişik tonda bir sese sahipsiniz. Sizi, İstanbul’daki bir etkinlikte canlı performansınızla dinlemiştim. İtiraf etmek gerekirse sesinizin güzelliğinden ve hanımefendi duruşunuzdan oldukça etkilenmiştim. Sahneye oldukça yakışıyorsunuz. Bu sesi değerlendirmeyi düşünmediniz mi hiç?
Sevda CEYHAN: Bu soru ilkokul çağımdan beri sorulur bana. Kitap okuyup yazmak gibi türkü okumayı da çok seviyorum fakat sizde takdir edersiniz ki bizler, Anadolu’da muhafazakâr bir toplumda doğup büyüdük. Sesimi değerlendirmeyi düşünmedim ama kendi çevremde ve zaman zaman da çok ısrarcı olunduğunda çeşitli etkinliklerde kimseyi kırmamak adına türkü okuduğum zamanlar oluyor.
Remzi ÖZKAN: Bugüne kadar kaç kitap yazdınız? Bu kitaplardan kaç tanesini yayımlayarak okuyucusuyla buluşturdunuz?
Sevda CEYHAN: Üç Kitap yazdım ve üçünü de yayımladım. Kitaplarımın gelirini ihtiyaç sahibi çocuklarımız için harcıyorum. Bir zamanlar o çocuklar için bir kalem dahi olsa alabilmek ve bu çocuklarımıza hediye edebilmek, yüreklerine dokunabilmekti tek hayalim. Çok şükür, çok olmasa da kitaplarımdan elde ettiğim gelirle şimdi bu hayalimi gerçekleştirebiliyorum. İhtiyaç sahibi o kadar yetenekli çocuklarımız var ki saymakla bitmez. Bizler de insan olarak el ele vererek bir zincir oluşturalım ki bu çocukların hayatına dokunabilelim. Onlarda okusunlar, okuma haklarını en iyi şekilde değerlendirme fırsatı verebilelim.
Remzi ÖZKAN: Zaman zaman televizyon ekranlarında şiir yorumlarken görüyoruz sizi Canlı Tv programında şiir yorumlamak nasıl bir duygu sizin için?
Sevda CEYHAN: Şiir deyince kelimelerin yetmeyeceği kadar huzur doluyor içim. Çünkü insan hayatının özeti şiirden ibarettir. Canlı Tv programında şiir okumak ise ulaşabileceğim tüm güzel gönüllere ulaşmanın, tarifi zor keyfini sunuyor elbette. Kitaplarımla ulaşamadığım birçok insana aynı anda ulaşıyor ve onların güzel yüreklerine misafir oluyorum. Bunu hissetmek, gerçekten ayrı bir huzur veriyor insana.
Remzi ÖZKAN: Siz, gördüğüm kadarıyla çok şanslı birisiniz aslında. Çünkü programlara çıkacağınız zaman veya kitap fuarlarına icabet ettiğiniz de görüyorum ki hemşehrileriniz sizi asla yalnız bırakmıyorlar. Çok yoğun destekleri olduğunu görebiliyorum. Hatta katıldığım birçok etkinlikte özellikle çok dikkat etmişimdir Almus Çevreli kasabasını hep ön plânda görüyorum. Sanatçısına oldukça sahip çıkan, değerlerine önem veren bir kasaba. Arkanızda duran böylesine değerli bir kitleye, Almus Çevreli kasabasına ben de sizin adınıza buradan çok teşekkür etmek istiyorum. Peki bu desteği, bu sevgiyi neye bağlıyorsunuz?
Sevda CEYHAN: Hemşehrilerim ve tüm dostlarıma ne kadar teşekkür etsem azdır. Bizler, bugüne kadar, iyi ve sıkıntılı dönemlerimizde her daim iletişim ve fikir birliği içinde olmuşuzdur. Birimizin dizi kanasa o acıyı hepimiz hissederiz. Galiba bu işin sırrı burada yatıyor. Galiba Allah iyi yürekli, vefakâr insanları Çevreli kasabasına daha fazla göndermiş.
Remzi ÖZKAN: Kitaplarınızı okuduğum da içeriklerinin genellikle gerçek hayat hikâyelerinden kesitler oluşturduğunu gördüm. Bundan sonra yazacağınız kitaplarınızı da aynı şekilde gerçek hayat hikâyeleriyle süslemeye devam mı edeceksiniz yoksa hayal dünyanızdan kopan farklı kitaplar mı çıkacak karşımıza?
Sevda CEYHAN: Bundan sonra yazacağım kitaplarımda da aynı şekilde gerçek yaşanmışlıkları hikâyeleştirmeyi sürdüreceğim. Çünkü toplum olarak, sessiz çığlıklarımız o kadar çok ki maalesef. Bir nebze dahi olsa toplumumuzdaki o yorgun yüreklerin sesi olabilmek istiyorum. Gerçek hikâyeleri edebiyata kazandırmak, gerçek yaşamları gün ışığına çıkarmak bana iyi geliyor. O hayatlara dokundukça, o hayatları yazdıkça, kendimi terapi almış gibi hissediyorum. Kalemin, en güzel iletişim aracı ve verimli bir terapi sağladığını düşünüyorum.
Remzi ÖZKAN: Eserlerinizi yazarken nasıl bir ortamda yazıyorsunuz? Mesela ben, gecenin en sessiz halini ve tamamen kendi kendimle baş başa kaldığım anı seviyorum. Böyle anlar da yazdığım zaman daha kaliteli işlere imza attığı düşünüyorum.
Sevda CEYHAN: Birçok yazar gibi ben de elbette ki sessizliği tercih ediyorum. Dikkatimi dağıtmayacak zaman dilimi olarak da gecenin son demleri elbette. Bazen de ilhamın insanı nerede ve nasıl yakalayacağı belli olmuyor. İlham perisi yüreğime dokunduğunda yer, zaman ve mekân mefhumu gözetmeden yazıyorum. Böyle bir an da zaten cümleler kendiliğinden kalemimden dökülüyor.
Remzi ÖZKAN: Yeteneklerinizi sizden önce birileri keşfetmiş ve bu konuda mutlaka sizi defalarca uyarmışlardır. Asıl siz, yazma yeteneğinizi ve sesinizdeki güzelliği ne zaman fark ettiniz?
Sevda CEYHAN: Bunun cevabını unutamadığım bir çocukluk anısıyla vermek istiyorum: İlkokul dördüncü sınıfta iken,kuzenimle ikimize Bakır öğretmenimiz bir dersle ilgili görev vermişti.Biz, çocukluğun verdiği enerjiyle elimizdeki ürüne istemeden zarar vermiştik. Öğretmenimize karşı çok mahcup olduğumuzu biliyorduk ve arkadaşlarımızdan da çekinmiştik. Bu durumu öğretmenimize bir şekilde izah etmemiz de gerekiyordu. Arkadaşlarımızın yanında bu durumu izah etmekten çekindiğimize göre faklı bir yol bulmalıydık. O anda aklıma kalemim geldi. Hemen yaşanılan aksiliği özetleyip kâğıda döktüm. Yazdığım notu öğretmenimize verdim. Öğretmenimiz notu aldı ve hemen sessizce okudu. O gün, göstermiş olduğu duyarlılığı asla unutamam. O günden sonra yazmaya olan bir ilgi oluştu ben de. Ne de olsa söz uçuyor, yazı ise asırlarca kalıyordu.
Sesime gelince bu da ilköğretim hatırasıdır. Öğretmenimiz“Sevda bir türkü okusa da kulaklarımızın pası silinse.”derdi hep. Yani sesimi ilk keşfeden öğretmenimdi.
Remzi ÖZKAN: Kitaplarınızın isimlerinde dikkat çekici bir ayrıntı göze çarpıyor. Hepsinin isimlerini bitki adlarıyla özdeşleştirmişsiniz. Bu bir çağrışım mı? Neden?
Sevda CEYHAN: Öykülerimi, dram türünde olması nedeniyle sessiz kahramanlara benzetiyorum. Tıpkı bitkiler gibi onlarda çok donanımlı, faydalı, bin bir çeşit güzelliklerle dolu iken görmezden geliniyor, tıpkı bitkilerin dalı ve yaprakları gibi hayatın karmaşası içinde sürekli eziliyorlar. Çiçeklerin dilinden, insanları anlatmaya devam edeceğiz.
Remzi ÖZKAN: Sevda Ceyhan’ın bundan sonraki hedefi ne?
Sevda CEYHAN: Elimden geldiğince şiir ve öykülerimi yazmaya gayret edeceğim. Yazmaya devam yani. Nasip olursa babamı anlatmış olduğum bir şiirime klip çekeceğim. Bunun henüz proje kısmındayız ve ilk adımlarımızı atma hazırlığındayız. Değerli okuyucularımla şimdiden bu müjdeli haberi paylaşmak istedim.
Remzi ÖZKAN: Hayatınızda ilham aldığınız kimse oldu mu? Varsa kim?
Sevda CEYHAN: Şair ve yazar kimliğimin asıl kaynağı, şu an yan tarafımda fotoğrafını gördüğünüz sevgili babamdır. Aynı anda ailemden iki canı, babamı ve ablamı trafik kazasında kaybettim. O yüzdendir eserlerimin gerçek hikâyelerle yoğrulup okuru dramatik bir yolculuğa çıkarması.
İsimlerini her andığım da onlara olan özlemimden dolayı canım çok acıyor. Aynı zamanda babama olan hayranlığım; sonrasında beni hayata bağlayan şeydi. Bu bağlılıkla birlikte ben de onun gibi iyi biri olmaya niyet ettim. Çünkü o, merhameti ve insanlığı ile örnek teşkil eden biriydi. İşte o adam, benim babamdı. En büyük hayalim, bir nebzede olsa onun adını yaşatabilmektir. Babam, herkese karşı çok iyi niyetli, yardımsever, anlayışlı ve çok merhametli bir insandı. İşte bu iyiliğinin karşılığında da Rabbim onu bizden daha fazla sevmiş olmalı ki erken yaşta yanına aldı.
Remzi ÖZKAN: Röportajımıza renk kattınız. İyi ki varsınız. Ben sizinle konuşurken samimi söylüyorum, o kadar pozitif bir enerji aldım ki keşke bu enerjiyi imkânımız olsa da tüm insanlığa yansıtabilsek. Çünkü tüm insanlığın, yaşayabilme çabası içinde çok fazla enerjiye ihtiyacı var. Dünyanın sizin gibi, çalışkan ve dürüst insanlara ihtiyacı var. Çok teşekkür ederim. Beni kırmadınız ve kıymetli vaktinizi ayırdınız.
Sevda CEYHAN: Ben çok teşekkür ediyorum. Güzel ve keyifli bir söyleşiydi. Bu vesile ile Haber Expres gazete ve Tv’ sine emek veren herkese selamlarımı ve teşekkürlerimi iletiyorum. Çalışmalarınız zaten başarılı ve bu başarının daim olmasını temenni ediyorum.
Kaynak:Emine Temiz Yılmaz
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.