Tüm Türkiye'nin yakından tanıdığı yumurta topuk ve sivri burun Çarşamba ayakkabısı ayakta kalmaya çalışıyor. İlçe de belli başlı bir kaç usta dışında yumurta topuk ayakkabısını yaatmaya başka usta kalmaması nedeni ile ayakkabıcılar sitem dolu. Bir dönem hemen herkesin gözdesi olan yumurta topuk ayakkabılar için televizyon çekimleri, gazete haberleri ile destekler verilmiş ve hatta tescili bile yapılarak dikkat çekilmek istenmişti.
Bu çalışmaların üzerinden kısa bir süre geçmesine rağmen ayakkabıları yapan usta sayısının bir türlü arttırılamaması bu mesleğin son demlerinin yaanmasına neden oluyor. Bu nedenle ilçede yumurta topuk Çarşamba ayakkabısı yapan kunduracılar Usta bulamadıklarını bırakın ustayı çırak bile bulamadıklarını ve yeni nesillerden çırak bulmakta güçlük çektiklerini belirterek yetkililerden bu mesleğin özendirilmesi ve yapılabiliyorsa okulunun dahi açılmasını istediklerini belirttiler. Yumurta topuk ayakkısı üreten ustalar, "Tek tek adımızı vererek haber olmak değil asıl önemli olan çırak ve usta yetiştirmek. Biz bu konuyu bir çözüme kavuşturmka istiyoruz. Bu sorun çözülemediği takdirde bu güzide meslek tarih olup gidecek" şeklinde ifade ederek dikkat çektiler.
Çarşamba ayakkabısı olarak nam salan Yumurta topuk ayakkabılar; Ustalarının anlatımına göre Çarşamba ayakkabısının tarihi 1950’ li yıllara dayanıyor. Bu tarihlerde Türkiye’ de genel olarak kara lastik kullanılıyor. Çünkü ayakkabı çok yaygın değil. Çarşambalı ustalar kara lastikten yola çıkarak tek parça dana derisinden ayakkabı yapmaya başlamasi ile bu ayakakbi taninmaya başlamiştir. Ustaların yaptığı ayakkabılar genellikle ilçe' nin külhanbeyleri tarafından kullanılınca bir anda adeta onlarla özdeşleşiyor. Beyaz çorabın üstünde, dar paçalı kül rengi pantolon, yelek ve 8 köşeli kasketle giyilen ‘ sivri burun ’ külhanbeylerinin simgesi haline geliyor. Külhanbeyleri de ayakkabının arkasını kırıp kullandığı için bu âlemde karakteristik bir davranış şekli haline gelmiştir. Yumurta Topuk ve sivri burun, külhanbeylerinin zaman zaman cezaevine girmesi sebebiyle tek tip elbise uygulaması bulunmayan Türk cezaevlerinde mahkumların demirbaş eşyası haline geldiği aktarılıyor.
Yumurta topukların ağaç olması nedeni ile topuklarının ‘ tak tak ’ şeklinde tok ses çıkarması sebebiyle zaman geçirmek için bir duvardan diğerine yürüyen mahkumlar tarafından her zaman tercih edilmişti. Çarşamba ayakkabısı en parlak dönemlerini 1965-1980 yılları arasında yaşamıştır.
Çarşamba ayakkabıları özellikle 1970 li yılların başında özellikle yurtdışına giden gurbetçiler tarafından Avrupa'ya beraberlerinde götürülmüş ve o yıllarda çok gözde hale gelmişti. Bugün hâlâ Avrupa’ da bu ayakkabılarla gezen meraklıları var. Türkiye’ deki hayat tarzının her geçen gün değişmesi, makine ile üretilen ayakkabıların pazara hâkim olması, Çarşamba ayakkabılarının çağa ayak uyduramaması ilginin zamanla azalmasına sebep oldu. Bugün kendilerine çırak bulamayan 10 kadar usta, artık bir kültürel değer haline gelen Çarşamba ayakkabısını yaşatmaya çalışıyor.
Geçen yıllar içinde sık sık yok olma tehlikesi ile karşı karşıya gelen yumurta topuk ve sivri burun çarşamba ayakkabıları 2000 li yılların ortalarında yeniden gözde haline gelmişti. Geçen kısa süre içinde teknolojiye ayak uyduramayan bu ayakkabıların tarihin tozlu sayfaları arasında yer almasından korkulduğu ve yok olmaması için İlçede ki yetkililerin çözüm üretmesi için yardım etmelerinin gerekliliği dile getiriliyor.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.