Kar kış derken havaların bir anda soğuması insan vücudunu da olumsuz yönde etkilemiş olabileceğini belirten Hisar Intercontinental Hospital Kulak Burun Boğaz Hastalıkları ve Baş Boyun Cerrahisi Uzmanı Op. Dr. Tayfun Demirel, özellikle sabahları rüzgarın da etkili olduğu saatlerde yüzü korumadan dışarıya çıkılırsa yüz felci geçirme ihtimalinin olabileceğini söyledi.
Yüzün her iki yarısında bulunan kasların hareket etmesini sağlayan iki tane sinir olduğunu belirten Demirel, bu sinirlerin beyin sapından çıktıktan sonra kulak kemiği içinde devam ettiğini ve kulaktan çıktıktan sonra yüze; alın, göz kapağı, kaş, burun kenarı, dudak kenarı ve boyun kaslarını hareket ettirmeye sağlayan sinirler olarak beş parçaya ayrıldığını açıklayarak sözlerini şöyle sürdürdü: “Bu sinirin hasar görmesi durumunda buradaki kasların yönetilmesi azalır. Buna bağlı olarak da kaslarda hareketsizlik oluşmaya başlar. Kaslardaki hareketsizlik hafif derecede olabileceği gibi tamamen de hareketsizlik görülebilir. Bu duruma yüz felci denir.
Yüz felcini santral dediğimiz merkezi yüz felci ve çevresel dediğimiz periferik yüz felci olarak ikiye ayırırız. Santral yüz felci beyindeki bir hasardan dolayı meydana gelen yüz felcidir ve beraberinde vücudun başka yerinde de tutmama, beyin hasarı, inme gibi başka bulgular da olur. İkincisi ise sinirin beyin sapından çıktıktan sonra başına bir olay gelmesi dolayısıyla oluşan ve sadece yüzün o tarafını etkileyen vücudun başka bir yerinde herhangi bir bulgu yaratmayan çevresel dediğimiz periferik yüz felcidir. Kulak burun boğaz hastalıkları santral yüz felcine göre daha sık görülen periferik yüz felci ile ilgilenir”.
Genelde hasta uyandığı zaman yüzünün bir tarafında farklılık; aynaya baktığı zaman hareketlenmesinde azalma, ağzının bir tarafa çekmesi, tükürük salgısına hakim olamama, gözünün aşırı yaşarması veya gözde kuruma, ağızda tat değişikliğiyle karşılaştığını kaydeden Hisar Intercontinental Hospital Kulak Burun Boğaz Hastalıkları ve Baş Boyun Cerrahisi Uzmanı Op. Dr. Tayfun Demirel, “Bu belirtiler dışında viral enfeksiyonların neden olduğu kulak ağrısı ile yüzde hareketsizlik ve beraberinde yüz felci birlikte görülebilir. Yüz felcinin etki alanı sinirdeki zararın miktarıyla doğru orantılıdır. Hafif bir kapanma kusurundan; tamamen gözü kapatamamaya, ağzın kenarını hareket ettirememeye ve alın çizgilerinde silinmeye kadar gidebilir. Bu tam felç durumudur” dedi.
Birdenbire ortaya çıkan, her yaş grubunda görülebilen ve cinsiyette eşit dağılım gösteren, yüzde 90’ının üzerinde kendiliğinden iyileşen sebebi bilinmeyen yüz felci, en sık görülen yüz felci türü olduğunu belirten Demirel, diğer sebepler kafa travması gibi problemler sonrası hastada o bölgeden geçen sinir hattı boyunca bir kırık yaşanması, kafa tabanı boyunca bu sinirde zarar görmeye sebep olabileceğini söyledi. Sinirin, kafa içinde devam ederken kulak kemiğinin içine çok ince bir kanaldan geçtiğini belirten Demirel, “Bu kanalda sinirin şişerek beslenme bozukluğu yaşaması, hasar görmesine neden olur ve yüz felci oluşabilir. Çocuklarda daha az görülen yüz felci; genç erişkinlerde ve hamileliğinin son üç ayındaki kadınlarda daha sık görülür. Ayrıca şeker hastalığı gibi metabolik hastalıklarda 4 kat daha fazla yüz felci riski vardır. Lipid yağ hastalıkları, tiroid hormon bozukluklarında görülme riski biraz daha artar. Özellikle hipotiroidi vücuttaki ödemi artırdığı için yüz felci görülme riskini artırır. Yüz felcine neden olan önemli faktörlerden biri de yüzün ciddi rüzgar ya da soğuğa maruz kalmasıdır. Soğuğa maruz kalma sinirin o kemik kanal içerisinde ödemlenmesine neden olabilir. Soğuk dışında metabolik hastalıklar, travmatik nedenler, özellikle uçuk gibi viral enfeksiyonlar, orta kulak iltihabı, tükürük bezi tümörleri, nezle, grip gibi bazı üst solunum yolu enfeksiyonları sonrası sinirde oluşan ödem de yüz felcine neden olabilir” ifadelerini kullandı.
Yüz felciyle gelen hastanın tanısı için en değerli bulgunun muayene olduğunun altını çizen Op. Dr. Tayfun Demirel, hastanın yüzüne bakarak; gözlerini kapama, alnını kaşlarını kaldırma, burnunu çekme, ağızda ıslık öttürme, boynunu germe hareketi gibi belli mimik hareketlerini yapmasını istediklerini söyleyerek, bu mimik hareketleriyle hastanın etkilenen taraftaki hasarının derecesini belirlendiğini, sonrasında da yaşı, kullandığı ilaçlar gibi genel durumunu sorgulandığını bildirdi.
Hisar Intercontinental Hospital Kulak Burun Boğaz Hastalıkları ve Baş Boyun Cerrahisi Uzmanı Op. Dr. Tayfun Demirel, yüz felcinin tedavisi nasıl yapılacağını şöyle açıkladı: “Hasta yüz felcini geçirdiği zaman yüzünde bir hissizlik, kayma,tükürüğünü ağız içinde tutamama gözünde yaşarma veya kuruluk hisseder ve bu durum 2-3 gün içinde daha da kötüleşebilir. İyileşme süreci sinir hasarının oranına göre değişir. Sinir hasarı ne kadar fazlaysa araz kalma ihtimali ve iyileşme süreci de o kadar uzundur. Bu durumda 24-48 saat içerisinde tedaviye başlamakta fayda vardır. Öncelikle kortizon tedavisi uygulanır. Bu vakaların genelde yüzde 80’i 7-10 gün içerisinde; yüzde 10’u 3-4 hafta içerisinde iyileşir. Diğer yüzde 10’luk bölüm ise 3 hafta geçtiği halde hareket kısıtlılığı problemi yaşamaya devam edebilir.
Eğer yüz sinirinde tam bir hareket kısıtlılığı var ve hiçbir düzelme yoksa bazı nörofizyolojik testlerden yararlanırız. Bunların başında EMG dediğimiz elektromiyografi testi gelir. Teste göre dejenerasyon seviyesi yüzde 95’in üzerindeyse o zaman siniri cerrahi olarak rahatlatma yoluna gidebiliriz. Onun haricinde soğuğa bağlı ya da viral enfeksiyonlardan kaynaklanan yüz felçleri yüzde 90-95’i kendiliğinden iyileşiyor. Ortalama iyileşme süreci 3 hafta ile 1 yıl arasında sürebiliyor. Sinir hücreleri günde en fazla 1-2 mm iyileşir. Genelde sinir hasarı uçtan başlar ve merkeze doğru ilerler. İyileşme ise merkezden başlar ve sinir ucuna doğru ilerler”.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.