O Dede'yi ilk önce oğlu siyasete yeni girdiğinde tanımıştım. Sonra çevresinde ki akrabalarını, çocuklarını ve elbette ki benim de çok sevip değer verdiğim torununu tanıyınca yakından nasıl birisi olduğunu anladım.
Kim ne derse desin, "Onun Torununa sarılırken oluşan yüz ifadesini" gördüğümde anlamıştım. Yaşlı ve yorgun bedeni ile yüreğine torunu nedeni ile "kor ateşin" düştüğünü... İşte aslında o tanıma, benim için yeni ancak kendisi için sonmuş...
Evet dün Acıklı Mahallesinde ebediyete uğurladığımız Kasket tabiri ile tanınan Nuri Gülçiçek'i anlatmaya çalışıyorum. Kendisini çok çok tanımazdım ama gördüğüm de mutlaka sarılır hoş sohbet ederdik. Aslında onu da diğerlerini de İbrahim Gülçiçek kardeşimle aynı yola girdiğimizde tanımıştım. Ne derseniz deyin.
Parası, pulu olmasa da, çok büyük işler yapmamış olsa da, O muhteşem 'DEDE' idi.
Nuri Gülçiçek artık aramızda yok.
O'nu dedim ya!
Yüreği, bedenine göre küçük ama Sevdenur' dan beklenenden daha büyük bir kalb ve dayanma dirayeti gösteren Sevdenur Gülçiçek adı ile onu daha iyi tanıdım.
Sevdenur, 5 yılı aşkın süredir 'Yumuşak Doku kanser tedavisi' için defalarca ameliyat ve hastane odalarına mahkumdu adeta!. Tek dayanağı anne ve babası sanıyordum.
Taki Çarşamba Havaalanında 2016 Eylül ayında o sahneyi görene kadar. O gün kendisini bekleyen sevenlerinin arasında önce babasına sonra çok sevdiği amca dediği AK Parti eski İlçe Başkanı Mehmet Köse ve amca dediği bir diğer isim Ali Doğan'a sarıldıktan sonra gördüğü dedesine, "Dedeeeee" diyerek haykırarak dedesine sarılışında herkes gözyaşlarını tutamamıştı. O gün her şey ortaya çıkmıştı.
Dede Nuri Gülçiçek'in yüreği torunu için çoktaaan yanıp kül olmuş. O son güzel sözcüğü, "Kurtuldu" sözünü bekliyormuş.
Çünkü anladım ki O çoktan ahitleşmiş!
"Torunum sağlığına kavuşsun yeter ki, benim canım ona feda olsun"
O gün Dede Nuri Gülçiçek metanetini koruyarak sarılıp sarmaladığı torununa öyle sarılmıştı ki;
Yüz ifadesi her şeyi anlatıyordu.
O görüşüm bu dünya gözü ile sağlığında son görüşüm oldu. Rahmetli Babam ve Ağabeyimden sonra yüreğim yetmedi, yetmedi ki yattığı hastane odasına ya da evine gidip "Nasılsın Nuri amca" diyemedim. Allah'ım mekanını cennet eylesin. O artık yok...
Ama onun canı kadar sevdiği, Sevdenur bize emaneti...
İşte O Sevdenur dün öyle bir yazı yazdı ki sosyal hesabında yüreğim adeta kan oldu aktı...
Bu sevginin, bu metanetin nedeni belliymiş...
Ve dün Öğle namazına müteakiben kılınan cenaze namazı öncesi TOKİ' de İmam Hatip olan Oğlu İdris Gülçiçek, cemaatten helallik isterken söylediği söz yüreklere bir kere daha oturdu.
İdris Hoca dedi ki; "Bu dünyada her ne kadar benim hakkım olmasa da ben sonuna kadar hakkımı helal ettim. Siz de helal ediyor musunuz?" cümlesinin ardından şu sözleri söyledi:
"ÖLMEK İÇİN DOĞDUĞUMUZ DÜNYADAN, DOĞMAK İÇİN ÖLÜYORUZ"
Kur'an-ı Kerim de NECM suresi ayet 44' e der ki; "Öldüren de, dirilten de O'dur. "
Başka söze aslında hiç gerek yok.
Ama Sevdenur Gülçiçek ne demişti;
"Hayat zorla büyüttü beni dede. Aramızdaki 6 sene özlem ile geçti. Şimdi bir özlem daha. Beni bekle dede.
Sen beni 6 sene bekledin, şimdi Allah ne zaman nasip ederse o zamana kadar bekle beni dede...
...
Sen kasketinin içinde kaybolduğum adam. Sen gözlerinin içine bakarken başımı kaldırdığımda bana gölge olan adam...
...
Çünkü ben sadece senin yanında çocuk kaldım, senin yanında olgunlaştım.
...
Bekle beni dede sana havaalanında bir özlemle sarıldım.
İnşallah cennet bahçelerinde de bir özlemle sarılacağım...
...
Allah sana Sabrın bin katını verdi, şimdi huzur bulma sırası sende...
ALLAHIM MEKANINI CENNET EYLESİN."
Evet mekanı cennet olsun Nuri Gülçiçek dedenin... Allah Sevdenur gibi, İdris ve İbrahim gibi evlatlar nasip etsin cümlemize...
Nur içinde yat, mekanın cennet olsun kasket amca...
Dedim ya!.
"O yürek Havaalanında yanmış."
Mutlu ve (sağ)-lıcakla kalın...
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.