Bir yağın damıtılması gibi ilişki sürecinin deneyimlerinin özümsenmesi için belirli bir sürece ihtiyaç olduğunu anlatan Uzman Psikolog Özge Genlik, ““Çifte kumrular” sürecinden “özgür ruh” sürecine geçişteki özümseme sürecini bir kaybın ardından deneyimlenen yas sürecine benzetebiliriz. Öncelikle inkar ederiz aşık olduğumuz kadını ya da erkeği halen yaşamımızda var edebilmek için elimizden geleni yaparız.
Gerçeklikte olan; o kişiye atfettiğimiz anlamın yaşantımızdaki varoluş mücadelesidir. Örneğin; anlayış, şefkat, merhamet, koşulsuz sevgi, değişim, özgürlük…vb. Zannederiz ki o kişi yaşamımızdan ayrıldığında duyumsadığımız “şefkat” de gidecek. Veya bugüne değin kimse size onun gibi derinden anlamamış olabilir, “öz”den öz”e kurduğunuz iletişimin hiç bitmemesini isteyebilirsiniz. Bir daha kimsenin sizi onun gibi dinleyemeyeceğini, anlayamayacağını, hissedemeyeceğini hisssedebiliyor olabilirsiniz. İnkar sürecinde zihin gerçekçi olmayan düşünceler üretir. Düşüncelerinizi sadece gözlemleyin bu şekilde aşık olduğunuz kişinin yaşamınızda neyi göstermeye çalıştığını fark edebilirisiniz. Sonrasında “öfke” duygusunu deneyimleriz. Kendimize ya da aşık olduğumuz kişiye yönelik “öfke” hissederiz çünkü aslında “çaresiz” olduğumuzu düşünmekteyizdir. Dünyamız alt üst olmuştur her baktığımız yerde onu görürüz, duyduğumuz sesleri onun sesine benzetiriz bu süreçte sık sık ağlayabiliriz. Ardından zihin pazarlık evresine geçer ve “o, olmadan da yaşamıma devam edebilirim.” Şeklinde düşünerek deneyimlediğimiz ilişkinin artı ve eksi yönlerini değerlendiririz. Belirli bir süre sonra ise depresif bir süreç deneyimleriz yeniden doğabilmek için.
Depresif bozukluk sürecinde tüm yararlı olmayan bizi beslemeyen; bedensel, duygusal ve düşünsel izlerimizden arınır yeni bir soluk ritmi ile yaşam döngümüzdeki sürecimize devam ederiz” diye konuştu.
“Aşk, gerçekliğin eş anlamıdır. Aşık olduğumuz an “acı” deneyimlemeye başlarız çünkü kendini bilme süreci daima sancılı bir dönüşüm yoludur” diyen Uzman Psikolog Özge Genlik, daha sonra şunları söyledi; “Aşk, kişiye özel bir sürede devam eden doğum dalgaları gibidir. Acı verir ancak ızdırabın özünde zevk ve mutluluk hali vardır. Aşk, yaratıcı bir güçtür. Özümüzdeki potansiyeli keşfederiz, herşeyi, daha üstün bir bilinç düzeyi ile algılamaya başlarız. Gerçekliği görebilmek için öz enerjimiz ile buluşmamız gerekir bu da ancak ilişkilerimiz sayesinde gerçekleşir.
Aşık olduğumuz kişinin ve aşk sürecinizin yaşamımızdaki güzel ve anlamlı hatıralar arasında yer alması için: Aşık olduğunuz kişinin en beğendiğiniz, size iyi gelen niteliklerini yazın. Sonra yüksek ses ile bu nitelikleri okuyun. Fark edeceksiniz ki siz aslında tüm bu vasıflara sahipsiniz. Aşık olduğunuz kişi sizde var olan ancak henüz yaşam sahnenizde ortaya koymadığınız niteliklerinizi size hatırlatmak için yaşam döngünüzde bir süre size eşlik etti. Duygusal ve zihinsel olarak vedalaşın: aşık olduğunuz kişi size değer vermemiş, sizi red etmiş olabilir ya da o da size aşık olmuş olabilir. Kendi duygularınıza sahip çıkın. Kendinize saygı duyun ve cesurca, içinizden geldiği gibi aşık olduğunuz kişi ile mutlaka iletişim kurarak ilişkinizi sonlandırın ve teşekkür edin.”
“Bu ilişki bana ne/neler öğretti? Yaşamımda neleri fark etmemi sağladı? Kendim ile ilgili neler öğrendim? Varlığımla ilgili neler keşfettim? Sorularını sessiz ve sakin bir ortamda kendinize yönlendirin ve yanıtlarını yüksek ses ile ifade edin ya da mutlaka yazı dili ile ifade edin” önerisinde bulunan Uzman Psikolog Özge Genlik, “Her aşk süreci besleyici niteliğe sahiptir. Aşık olduğunuzda her zamankinden daha cesur davranırsınız ve yaşam enerjiniz oldukça yüksektir. Bu bağlamda aşk, daha üstün bir bilinç düzeyine açılan kapıdır. Keşfettiğiniz niteliklerinizi yaratıcı potansiyeliniz ile sahneleyin.
Duygularınızı ifade edin ve Bedeninizi Hareket ettirin.Duygularınızı özgürce ifade edebileceğiniz kişiler ile daha sık görüşün ve hissettiğiniz gibi duygularınızı kelimelere dökün. Bedeninizi her gün hareket ettirmeye özen gösterin. Aşk, duygusal ve zihinsel olarak oldukça yüklü bir süreçtir. Duygularımızın bedende de izleri mevcuttur. Bedendeki izlerin dönüşümü için bedeninize saygı duyun ve düzenli olarak bedensel sesinizi dinleyerek eylemde olun.
Sonsuz süre. Aşık olduğunuz kişiyi anlamdırma o kişiye atfettiğiniz anlamları bir diğer deyim ile en derin özlemlerinizi yeniden yapılandırmanız gerekir. Bu süre altı ay da olabilir, altı yıl da sürebilir. Aşık olduğumuz kişi ile olan ilişki sürecimizi özümseme süresi; kişinin bilişsel, duygusal, ruhsal ve öz potansiyeline/ bebeklik, çocukluk, ergenlik ve yetişkinlik sürecindeki yaşam deneyimlerine göre değişkenlik gösterecektir.
Bu süreçte profesyonel bir psikolojik danışmanlık sürecine başvurmanız yeni yaşam sürecinize adaptasyon sürecinizi hızlandıracaktır.
Aşk bir süreçtir. Her süreç gibi başlangıcı ve bitişi olacaktır. Gerçeklikte ilk aşkımız ana rahminde plasenta ile başlar. Yaklaşık dokuz aylık bir sürecin ardından yaşamımızda yeni bir sürece devam edebilmek için plesantamız ile vedalaşmamız gerekir. Yaşam sürecimiz boyunca çeşitli ilişki deneyimleri yaşayacağız ancak bazı deneyimler çok güçlü olacak kendimizi bilmemiz için. Bir ilişki size “acı” hissettiriyorsa, bu duygudan kaçmak yerine acılarınız ile bütünleşmeyi tercih edin. Böylece gerçekten olmanız gereken öz benliğiniz ile buluşursunuz.” şeklinde konuştu.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.