Başbakan Yıldırım: Notumuzu 3-5 değerlendirme kuruluşu belirleyemez

Başbakan Yıldırım: Notumuzu 3-5 değerlendirme kuruluşu belirleyemez
Başbakan Binali Yıldırım, Türkiye’nin kredi notunu düşürerek algı operasyonu yapmak isteyen Moody’s’e sert tepki göstererek, "Bizim notumuzu 3-5 değerlendirme kuruluşu belirleyemez, bizim notumuzu vatandaş belirler" dedi

Başbakan Binali Yıldırım, Çankaya Köşkü’nde 81 ilden gelen Türkiye Esnaf ve Sanatkarları Konfederasyonu (TESK) üyelerini kabulünde yaptığı konuşmada, "Esnaf deyip geçme, burada gördüğünüz topluluk 10 milyon vatandaşımızı temsil ediyor. Aileleriyle birlikte. Bu haliyle Bendevi Baba, 10 milyonluk vatan evladını temsil eden en büyük STK’lardan birisini burada ağırlıyoruz. Sizler, vefakar, cefakar, esnaf kuruluşlarının temsilcilerisiniz. İşler zora düştüğünde piyasada yine sizler varsınız. İşleri yoluna koyarken fedakarlık yapmak gerektiğinde yine sizler varsınız, iyi ki varsınız, bu ülkenin bel kemiği omurgasısınız. Biz de hükümet olarak sizlerin Ahi Evran geleneğini sürdüren esnaflarımızın sorunlarını çözmek için her zaman çatı kuruluşunuz TESK ile istişareye önem veriyoruz. Esnafı ilgilendiren her konuyu TESK’le oturup konuşuyoruz, memleket, esnaf için en uygun çözüm neyse onu yapmaya gayret ediyoruz. Bizim bir prensibimiz var, baştan beri bu prensibe çok ama çok titizlikle riayet ediyoruz. Yapamayacağımız hiçbir işin sözünü vermiyoruz ama söz verdik mi onu da sonuna kadar yaparız" ifadelerini kullandı.

“BÜYÜYEN TÜRKİYE’NİN KİMSEYE BİR ZARARI YOK”

"Ne diyor Sayın Cumhurbaşkanımız, ’Ne aldatan, ne aldanan olacağız" diyen Yıldırım, "Dürüst olacağız. Tasada da sevinçte de beraberiz. Ülkemiz kazandıkça esnafımız kazanıyor. Büyüyen Türkiye’nin kimseye bir zararı yok. Büyüyen Türkiye’nin sadece 79 milyonuna değil aynı zamanda etrafımızdaki mazlum, garip guraba milletlerin halklarına da büyük katkımız var. Bundan sonra da sıkı işbirliğimiz titizlikle devam edecektir. 65. hükümet olarak her şeyi biz en iyi biliriz, her şeyi biz sizin için yaparız, siz de buna uyarsınız gibi bir anlayışı asla benimsemedik, benimsemiyoruz. Türkiye’nin gerçeklerinden kopmayan her türlü kalıcı katkıya ve eleştiriye sonun kadar varız. Esnaf ve sanatkarımızın işini kolaylaştıracak, iş aş imkanı sağlayacak her türlü teklife açığız. Devletin işi ticaret olamaz. Devletin işi güvenliktir, adalettir, eğitimdir ve sağlıktır. Bırakalım, herkesi işini yapsın. Sizin yaptığınız işi devlet yaparsa orada gelişme olmaz, devlet ticaret yapamaz. ticarette esas olan, para kazanmaktır, ayakta kalmaktır. Devlet ticaret yaparsa vakıf gibi yapar, hep kaydeder. Çünkü, işin sahibi yok, böyle ticaret olur mu? Sizin bir dükkanda herkes işe karışırsa iş yürür mü, yürümez. Bir kişi karar verecek, hangi işi alacak, nasıl bir değişiklik yapacak. Devlet işinde bu işler olmaz" şeklide konuştu.

Başbakan Yıldırım, "Bir yumurtayı 12 asker taşımış, götürürken düşürüp kırmış, onun için biz mümkün mertebe düzenleme işine bakacağız. Düzenleme, haksız rekabet olmasın, birinin ayağından tutup diğerine koş demeyelim, herkese aynı imkanı sağlayalım, kimin yüreği daha fazlaysa, gücü fazlaysa o daha ileri çıksın. Bir şeyi unutmayacağız. Terörden yıllardır çekiyoruz, Aslında Türkiye’de Kürt sorunu yok, Kürtlerin PKK gibi bir terör sorunu var. Bu sorun bizi her akımdan geri koyuyor. Bölgedeki işler geri kalıyor. Kim zarar görüyor? Orada yaşayan vatandaşlarımız" dedi.

“HAKSIZLIK EDİYORLAR, BU BÜYÜK ÜLKEYE”

Yıldırım, konuşmasında şunları kaydetti:

"Geçen gün Şırnak’la Van arasına muazzam bir yol yapıyoruz, yolu yaparken güvenlik tedbiri alan 6 tane fidan gibi askerimizi şehit ettiler. Bu alçaklar yaptı bunu, artık vatandaşlarım görsün, orada yaşayan benim Kürt vatandaşlarım görsün, bu alçakların bölgenin gelişmesine karşı ellerinden ne geliyorsa yapıyorlar, buna fırsat vermeyelim. Çocuklarımızın bunların tuzağına düşmesine müsaade etmeyelim. O bölgede 23 vilayetimizi kapsayan muazzam bir yatırım, destek hamlesi başlattık. Amaç, terörün geciktirdiği yatırımları terörün geciktirdiği ticareti olumsuz etkilediği her türlü altyapıyı süratle yenilemek. Bölgeye teröre rağmen 15 yılda neler yaptık? Terörün sorumlusu, o topraklara sahip çıkan, bu bayrağı dalgalandıran, yere düşürmeyen vatandaşlarımız değil, onların geleceğini karartan bölücü terör örgütüdür. Terör örgütünün Kürt sorunu diye bir sorunu yok. Ancak, Kürt vatandaşlarımızın terör sorunu var. Bizim de amacımız, bu terör sorununu ortadan kaldırmak. Artık Türkiye’nin terörle anılmasının önüne geçmek. Haksızlık ediyorlar, bu büyük ülkeye. Bir yandan bölücü terör örgütü, bir yandan FETÖ terör örgütü, bir yandan da hudutlarımızı korumak. Orada yaşayan vatandaşlarımızın can ve mal güvenliğini sağlamak için DAEŞ için faaliyetler. Esnaf ve sanatkarlarımız Türkiye’nin geleceğinin teminatıdır. Bunu nerede gördük? Bunu 15 Temmuz gecesi gördük. Meydanlara ilk önce sizler indiniz. Sizler, bayrağı yere düşürmediniz. Size ne kadar teşekkür etsek azdır. Sağolun, var olun. Memlekete, bayrağa, geleceğimize sahip çıktınız. Siz, size yakışanı yaptınız. Allah sizden razı olsun."

Esnaf ve sanatkarların sorunlarını kendi sorunları olarak gördüklerine dikkati çeken Başbakan Yıldırım, "Sizlerin sorunlarınızı kendi sorunumuz olarak görüyoruz. Sizin yüzünüz biraz asıldığında bir derdiniz olduğunu hissetmeye çalışıyoruz. Sizin yüzünüz gülerse, milletin yüzü güler. Bunun için de tedbirlerimizi ona göre alıyoruz. Bakanlarımızla görüştünüz. Bakın, ne dedik, ’Esnaf teşkilatı 800 yıllık bir geleneği sürdürüyor, Ahi Evran geleneği’. Esnafımızın Ahi Evran geleneği bugün de devam ediyor. Kutadgu Bilig, Yusuf Has Hacip asırlar önce ne diyor, ’Hükümdarlara tavsiyelerde bulunuyor, diyor ki o bilge insan, paranın ayarıyla oynama, halka adaletle hükmet, kuvvetlinin zayıfa tahakküm etmesine asla müsaade etme. Haydutları ortadan kaldır, yolları açık ve emniyetli tut. Asırlar önce ne yapacağımızı bu bilge insan anlatmış. Biz de enflasyonu yükseltme, paranın değerini koru, zayıfların güçlüler altında ezilmesine izin verme. Güvenliği sağla. Daha ne istiyor vatandaş? Bunları yapmak da bizim vazifemiz. Bu önemli bir görevdir" şeklinde konuştu.

“3 AY İÇİNDE BAŞIMIZA GELMEYEN İŞ KALMADI”

Başbakan Yıldırım, konuşmasını şöyle sürdürdü:

"Geçtiğimiz 3 ay içinde başımıza gelmeyen iş kalmadı. Başımıza gelen pişmiş tavuğun başına gelmedi. Bir yandan darbeyle uğraştık, bir yandan terörle mücadele ediyoruz, bir yandan da esnafımızın, ihracatçımız, ithalatçımızın, emeklinin, memurun çalışanın derdiyle dertleniyoruz. Birçok düzenleme yaptık. İşinizi kolaylaştırmak için devletle vatandaş kavgalı olamaz. Hukuk devletine yakışmaz. İşin sahibi sizsiniz. Biz sadece görev verdiniz, emanetçiyiz. Verdiğiniz görevi en iyi şekilde yapmakla sorumluyuz. Yapmazsak ne yapacağınızı biliyoruz. Vakti geldiğinde hoşgeldiniz demezsiniz, gereken dersi verirsiniz. Onun için biz hükmeden değil, vatandaşın esnafın milletin beklentilerini yerine getirmek için var gücümüzle çalışan sizin hizmetkarınızız."

Milli gelirin her yıl yüzde 5’e yakın artırıldığına dikkati çeken Yıldırım, "2002’den bu yana 27 çeyrek boyunca hep büyüdük. dünya küçüldü Türkiye büyümeye devam etti. Çünkü bizim ülkesini seven, sorumluluğunun bilincinde olan 10 milyonluk bir topluluğumuz var. Sıkıntılı günlerimizde bile büyümeye devam ediyoruz. 2002’den bu yana kadar 7 milyon vatandaşımıza iş, aş kapısı sağladık. 36 milyar dolar olan ihracatımızı 2015 yılında tam 4 kat artırarak, 144 milyar dolara çıkardık. Yüzde 11’in üzerinde olan bütçe açığını bugün yüzde 2’inin altına indirdik. Hem PKK, hem FETÖ’yle mücadele ederken bunları yaptık" dedi.

"BİZİM NOTUMUZU 3-5 DEĞERLENDİRME KURULUŞU BELİRLEYEMEZ"

Dış ticaret verilerini değerlendiren Yıldırım, "Vatandaş bunu söylerken değerlendirme kuruluşlarının ne söylediğinin önemi var mı, bizim notumuzu 3-5 değerlendirme kuruluşu belirleyemez, bizim notumuzu vatandaş belirler. Biz, hesabımızı size vereceğiz, vatandaşa vereceğiz. Onun için herkes yerini yurdunu bilsin. Türkiye’ye ayar vermeye çalışanlar 15 temmuz’da derslerini aldılar. Ekonomimizin temelleri sapasağlam. Bankacılık, finans sektörümüz tıkır tıkır işliyor. Yerli, yabancı yatırımcılar hiçbir tereddüt göstermiyorlar. Hükümet olarak, biz ülkemizi sorunlarından tamamen kurtarmak ve milletimizin yüzünü daha fazla güldürmek için gece gündüz demeden çalışıyoruz. Laf üstüne laf değil, taş üstüne taş koyma zamanıdır. Rakamların açıkça ortaya koyduğu bu tablo sizler gibi memleket sevdası ile dolu fedakar camiamızın büyük katsı var. Birlikte aynı heyecanı taşımasak bizler bu mücadelede asla bu kadar güçlü olamazdık. Türkiye’nin gücüne potansiyeline güveniyoruz, esnafımıza, size güveniyoruz. Birileri Türkiye’nin dinamikleriyle oynamaya kalkarsa kalksın ama biz yolumuza kararlılıkla devam edeceğiz" şeklinde konuştu.

"TESK’İN ÇINAR GİBİ BAŞKANI VAR"

Birlik mesajı veren Başbakan Yıldırım, "Bunun için yeniden yapılandırma, vergi barışı, stok affı, kasa fazlası gibi birçok yaşadığınız sıkıntıları ortadan kaldıracak düzenlemeleri yaptık. Sosyal güvenlik, dayanışma ödeneğini kaldırdık. Primleri ucuzlattık. Neyse bu düzenlemeler bütün detayları her türlü sorunu nasıl çözeceğimizi öğreniyorsunuz. TESK’in çınar gibi başkanı var, Bendevi Palandöken. Onun riyasetinde, büyük bir topluluk Türkiye’nin geleceği için, daha güzel günlere erişmesi için, vatandaşımızın yüzünün daha fazla gülmesi için var gücünüzle çalışıyorsunuz. Vatandaşımızın sesini bizlere duyuruyorsunuz. Sizlere bir kez daha teşekkür ediyorum" diye konuştu.

"Yarınımız, bugünden daha güzel olacak" diyen Yıldırım, "Hiçbir endişeniz olmasın. Maalesef bir alışkanlık var. O alışkanlık da Türkiye’yi sürekli kötü göstermeye çalışmak. Neye yapıyorlar, himmet diye garip gurabadan, ağabeylerden, esnaftan topladıkları paraları o yabancılara lobi şirketlerine, televizyon şirketlerine, gazetelere, siyasetçilere oluk oluk dağıtıyorlar ama burunlarından fitil fitil getireceğiz. Memleketini gidip şikayet etmenin kimsenin yanına kalmayacağını, bu ülkeye ayar çekmenin kimsenin haddi olmadığını elbette görecekler. Sizden önemli isteğim şudur, aranızda bölücülere ve FETÖ’cülere asla yer vermeyin. Kendi içinizden de bu mikropları temizleyin. Bunların memlekete ve millete faydası yok. Bunların ihanetlerinin bedelini 15 Temmuz’da beraber ödedik. Eğer, bu ihanetin hesabını sormazsak şehit ve gazilerimiz bizden davacı olur. Onların hakkını ödeyemeyiz. Onun için bu mesele büyük bir mesele bunu beraber çözeceğiz. Hepimizin bu noktada görevli olduğunu unutmayalım. Kısa sürede bu anlamsız gündemden, Türkiye’yi çıkarmamız, Türkiye’yi çağdaş uygarlık düzeyine ulaştırmak görevimiz var. Bunu birlikte yapacağız. Bunda da gerekli donanım ve birimimiz var. Başaracağımızdan da zerre kadar tereddüdümüz yok" ifadelerini kullandı.

 

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Önceki ve Sonraki Haberler
Bunlar da İlginizi Çekebilir