AGRICITIES 2. Küresel Tarım Forumu'nun açılışı Samsun’da Ömer Halisdemir Çok Amaçlı Salon'da gerçekleşti. Açılışta konuşan Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı küresel ısınmadan, Türkiye’nin farklı yerlerinde meydana gelen orman yangınlarıyla mücadele ile ilgili önemli açıklamalarda bulundu.
"Yangın çıkarabilecek her türlü eylemden kaçınalım"
Orman yangınların davetiye çıkaran her türlü eylemden kaçınılması gerektiğini ifade eden Bakan İbrahim Yumaklı, "Yeni normallerin bize dayattığı, bizim de mutlaka uyum sağlayarak hatta mutlaka onunda önüne geçmemiz gerektiği bir dönemde bu gibi birlikteliklerin yeniden çok büyük olduğunu söylemem gerekiyor. Ormanlarımız bizim yeşil vatanlarımızımdır. Hakikaten bir ağacın 20’li yıllardan belli bir olgunluğa geldiğini de düşünürsek eğer saatler içerisinde bu yılların heba olmasına sebep olacak davranışlardan kaçınmak gerekir. Lütfen ormanlarla alakalı ya da -sadece orman olmasına gerek yok- tarım arazileriyle ilgili yangın çıkarabilecek her türlü eylemden kaçınalım. Bu izmaritin bir orman kenarına atılması olabilir. Bu herhangi bir materyalin orman ya da tarla kenarına atılması olabilir. Sonradan alev alacak olanlardan kaçınalım. Ülke olarak ağustos sonuna kadar bir alarm durumundayız. Çok şükür kabiliyetlerimiz, müdahale yetkinliğimiz gün geçtikçe iyileşti. Bugün itibarıyla biz aynı anda orta ve üst ölçekte belli sayıda yangına çok hızlı bir şekilde müdahale ediyoruz. Bu kabiliyetimiz var. Bu kabiliyetimiz var diye de olmamasına karşı mücadeleden geri durmamamız gerekiyor. Yeşil vatanı korumak sadece devletin değil bu vatanın evlatlarının birinci derece görevidir” diye konuştu.
"Çiftçilerimize reel rakamla bugün ki rakamla söylersek 841 milyar liralık tarımsal destek ödemesi yapılmıştır"
Bakan Yumuklu, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Sadece ülkemize malumunuz bu yıl 50 milyona yakın turist gelmiştir. Bugünü konuşacak olursak Türkiye olarak bizler 85 milyon nüfusumuzu 50 milyon turistimizi ülkemize herhangi bir sebeple gelip geçen ve uğrayanda dahil olmak üzere çok ciddi bir nüfusun gıda ihtiyacını karşılıyoruz. Bunun yanı sıra ilaveten 30 milyar dolarlık bir ihracat rakamına ulaşmış durumdayız. Hem gıda arz güvenliğini sağlamamızı hem de ülke olarak bizim tarım sektörüne bakışımız en azından belli konularda artık fark oluşturmaya başladı. Bizler bakanlık olarak tarım sektörünün geliştirilmesi için rekabet gücünün artması için etkin politikalar oluşturmanın gayreti içerisindeyiz. Biz değişkenlere yeni normal adını verdik. Yani sadece tek bir olayı herhangi bir sektörü etkiler olarak göremeyiz. Tarım sektörü için konuşacak olursak Covid-19’un yeni normalin önemli unsurlarından bir tanesi olduğunu söyleyebilirim. Nüfus artışının yeni normalin önemli unsurlarından birisi olduğunu söyleyebilirim. Ülkeler arası savaşların ya da farklı ülkelerdeki iç çatışmaların yeni normal olduğunu söyleyebilirim. Doğal afetlerin yeni normalin bir parçası olarak söyleyebilirim. Sadece orman yangınları ile uğraşmıyoruz. Aynı zamanda ülkemizin kuzey tarafında aynı anda aynı günde bir sel felaketi ile meşgul olurken güneyimizde de orman yangında vardık. Bunlar bütün dünya için yeni normal içerisine girdi. Küresel ısınma ve iklim değişikliğinin sadece bir jenerik cümle olmadığını hayat bize gelecekte gösterecektir. O yüzden bu yeni normallerin ülkelerin gıda arz güvenliğini önemli ölçüde tehdit ettiğini farkına varılması gerekir. Devletler tarım sektörünü milli savunma sanayisi kadar önemli görmektedir. Çünkü savunmanız ne kadar gelişirse gelişsin eğer insanların temel ihtiyaçlarını karşılayamazsanız o zaman diğer alanlarda güçlü olmanız çok da bir şey ifade etmeyebilir. Türkiye olarak son 21 yılda tarım alanında çok önemli başarılar elde ettik. Tarımla ilgili 15 kanun yürürlüğe girdi. Çünkü sektörünüzü yasal düzenlemeler ile birlikte güçlendirmeniz gerekmektedir. Çiftçilerimize reel rakamla bugünkü rakamla söylersek 841 milyar liralık tarımsal destek ödemesi yapılmıştır. Yaklaşık bin 200 baraj ve gölet inşa edilerek 22 milyon dekar alan ilaveten sulamaya açılmıştır. Kırsal kalkınma alanında da yaklaşık 100 bin projeye 90 milyona yakın bir destek sağlanarak kırsal kalkınmada güçlenmesine hükümet olarak destek vermiş olduk. Bu çalışmalarla birlikte 30 milyar dolarlık ilave ihracatla birlikte Avrupa'nın en büyük tarımsal gücü olurken dünyanın en büyük 10. tarım ekonomisi olmayı başardık. Yeni normalleri düşündüğümüzde artık sektörü mutlaka farklı yöntemlerle ele almamız gerekir. Elbette bizim bu sebeple geçen yıldan başlattığımız yasal mevzuatla güçlendirmemiz gereken bazı hususlar vardı ve 5 Nisan’daki Resmi Gazete’de yayınlandı. Artık önümüzdeki dönemde ülke olarak yeni normallere çok daha hazır hale gelmek için çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Yasal düzenlemedeki önemli başlıklar, ekilmeyen arazilerin üretime kazandırılması şeklinde başlamaktadır. Tarımsal üretim yapılan tüm alanların kayıt altına alınması, planlı üretime geçilmesi diğer bir önemli başlıklar arasındadır."
"Birçok meyve ve sebzede birinciyiz"
Forumda konuşan Samsun Valisi Doç. Dr. Zülkif Dağlı, “Samsunumuz kuzeyin tam bir üretim üssüdür. Bu anlamda bereketli topraklar üzerinde bulunuyoruz. Tarım üretime baktığımızda 3 tane büyük ovamız vardır. Bafra, Vezirköprü ve Çarşamba Ovalarımızda ülkemizin üretimine damga vuran üretim tarzımız vardır. Pek çok sebze ve meyve türünde Türkiye’de birinciyiz. Çeltikte Türkiye’de ikinci, fındıkta ülkemizin üretiminin yüzde 17’sini karşılamak suretiyle ikinciyiz. Birkaç yıla kadar birinci sıraya geleceğimizi düşünüyoruz. Deniz balıkçılığında Türkiye’de birinciyiz. Yetiştirme balıkçılığında önemli bir noktadayız. Bunlara baktığımızda tarımda ne kadar önemli olduğumuz anlıyoruz. Tarımsal sanayiyi asıl sanayiye kazandırma noktasında da çalışmalarımız devam ediyor. Gıda organize sanayi bölgemiz tamamen dolu durumdadır. Vezirköprü’de besi organize sanayi bölgemiz ve Terme’de süs bitkileri organize sanayi bölgesi çalışmalarımız şu anda son noktadadır. Bafra’da tarıma dayalı sera organize sanayi bölgemizin alt yapı yatırımı eylül itibari ile bitecek" şeklinde konuştu.
"Samsun, tarımsal anlamda çok önemli bir birikime, çok önemli bir sektörel gelişime çok hızlı bir şekilde yürüyor"
Samsun Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Demir, "Biz genelde üretim dediğimizde sanayi üretimi evet bunun çok kullanırız ama asıl üretimi topraktan olan üretimin olduğunu da unutmamak lazımdır. Bu üretim olmadan diğer hiçbir üretimin işe yaramadığı günlere dünya gelebilir. Samsun, Türkiye’nin ikinci büyük ve çok çeşitli bir üretim havzasıdır. Endüstri ürünleri üretim noktasında tarımsal alanda önemli bir üretim havzasıdır. Kanatlı hayvan üretimi noktasında önemli bir merkezdir.
400 bine yaklaşan büyükbaş hayvancılıkla beraber Türkiye’nin önemli bir üretim havzasıdır. Manda üretimi 20 binin üzerindedir. Manda sayısında Türkiye’de açık ara birinci sıradadır. Su ürünlerinde çok önemli bir üretim merkezidir. Samsun tarımsal anlamda çok önemli bir birikime, çok önemli bir sektörel gelişime çok hızlı bir şekilde yürüyor" ifadelerini kullandı.
"Kuraklığa dayanıklı yerli tohumlar yapmış olduğumuz üretimin hasadını gerçekleştirdik"
Konuşma yapan Konya Büyükşehir Belediye Başkanı Uğur İbrahim Altay, "Tarım şu anda dünyanın en önemli gündemidir. Tahıl koridorunun açık tutulması şu anda sadece bölgede değil tüm dünyada takip edilen bir gerçektir. Özellikle Büyükşehir Yasası'ndan sonra belediyeler artık tarımın ayrılmaz bir parçası haline geldiler. Benim şehrim Konya 42 bin kilometrekare büyüklüğü ile hep ifade edildiği gibi Hollanda büyüklüğünde bir şehirdir. İnsanımızın büyük bir kısmı tarımdan gelirini elde etmektedir. Konya Büyükşehir Belediyesi olarak atıl arazilerin tarıma kazandırılması çerçevesinde suya, kuraklığa dayanıklı yerli tohumlar yapmış olduğumuz üretimin hasadını gerçekleştirdik. Özellikle kırsalda vatandaşlarımızın gelirinin arttırılması, çiftçi eğitimi, kooperatif ürünlerini daha nitelikli hale getirerek pazarlanması ile ilgili belediyelerimiz çok yoğun bir çaba sarf ediyorlar. Bu birlikte de hem tecrübelerimizi paylaşıyoruz hem üniversitelerimizde ciddi bir eğitim imkanı oluşuyor. Şehirlerimizde yaşayan vatandaşlarımızın refahının arttırılması, tarımın geliştirilmesi ile ilgili önemli bir fırsat oluşturacaktır. Türkiye’de iklim değişikliğinden en çok etkilenecek şehir Konya’dır. Konya kuraklıkla mücadele ederken, Karadeniz de yoğun yağışlarla mücadele ediyor. Ayrıca orman yangınları ile mücadele ediliyor. Dolayısıyla iklim değişikliği de hepimizin gündemindedir" açıklamasında bulundu.
Foruma ayrıca Samsun AK Parti Milletvekilleri Mehmet Muş, Orhan Kırcalı, Ersan Aksu, Ordu Büyükşehir Belediye Başkanı Hilmi Güler, Sakarya Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem Yüce, il müdürleri, yurt dışından temsilciler ve ziraat odası başkanları katıldı.
Forum konuşmaların ardından toplu fotoğraf çekimi ile son buldu.
- İHA
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.