Manisa’da yaşayan bir yıllık evli Deniz Aluç'un hamileliğinin 34. haftasında evde geçirdiği kaza sonucu sağ ayak bileği kırıldı. Ağrıları giderek artan Deniz Aluç da erken doğum yapmak zorunda kaldı. Deniz Aluç, anne hayatı açısından ölümcül bir risk taşıyan erken doğum için eşi Ömer Aluç ile birlikte karar aldı. Manisa Özel Sekiz Eylül Hastanesi’nde erken doğum yapan Deniz Aluç, 2 kilo 800 gram ağırlığında sağlıklı bir erkek çocuğu dünyaya getirdi. Deniz Aluç ve Ömer Aluç çiftçi ilk bebeklerine kavuşmanın mutluluğunu yaşadı.
Bebeklerinin ismini Muhammed Aras koyduklarını belirten 31 yaşındaki baba Ömer Aluç, “Eşim erken doğum yaptı. Erken doğum yaptığı için heyecanlı ve tedirgindik. Ayağı kırık olduğu için erken doğum yaptı ama çok şükür çocuğumu sağlıklı bir şekilde gördüm. Çok mutluyum. Bu bizim ilk çocuğumuz” dedi.
Geçirdiği kaza sonrası bebeği için çok korktuğunu belirten anne Deniz Aluç, “Ama çok şükür hiç bir sorun olmadı. Erken doğum oldu. Ama yine de mutluyuz” şeklinde konuştu.
Manisa Özel 8 Eylül Hastanesi Kadın Doğum Hastalıkları Doktoru Ebru Taşkent de şunları söyledi: “Deniz hanımın 34. haftada küçük bir ev kazası sonucu sağ ayak bileğinde bir kırık oluştu. Bu nedenle iki hafta içerisinde ağrıları giderek arttı. Suyunun erken gelmesi sonucu erken doğum eylemi oldu. Doğum öncesi endişelerimiz çoktu. Hem bebeğin erken doğması ve annenin ayağından dolayı endişeliydik. Beraber bir karar vererek normal doğum olması yönünde annenin ve bebeğin sağlığı açısından iyi oldu. Doğum sonrası dikiş çok az oldu." Bebeğin sağlıklı doğduğunu anlatan Taşkent, sözlerini şöyle tamamladı: "kuvöze girmek zorunda kalmadı. Her şeyden önce doğar doğmaz bebeği annesine verdik. Anne bebeği hemen emzirebildi. Her şeyden önce kırık bir ayakta emboli riski vardır. Yağ embolisi atabilir vücutta. Anne hayatı açısından ölümcül bir risk oluşturabilir. Bebeğin erken doğması nedeniyle kuvöze girmesi ve akciğerlerinin yeteri kadar gelişmemesi nedeniyle bebeklerde bir takım problemler ortaya çıkabilir. Sezaryen olması gerekseydi anne için çok daha zor olurdu. Şimdi kendisi karşımızda çok rahat bir şekilde oturuyor. Her türlü hareketi kısıtlanmış olacaktı.”
YUSUF BÖYÜK
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.