Erken Gelişim Döneminde Çocuklara Nasıl Hitap Edilmeli?

Erken Gelişim Döneminde Çocuklara Nasıl Hitap Edilmeli?
Ergin UNUTMAZ yazdı...

Günlük hayatımız içerisinde birbirimizle iletişim kurarken isimlerimizin yanı sıra, hitap kelimeleriyle birbirimize seslenme ihtiyacı duyarız. Seslendiğimiz kişinin hayatımızdaki pozisyonuna göre farklı hitap sözcükleri tercih ederiz. Hitap şeklimiz konusunda, özellikle erken çocukluk döneminde, çocukların sağlıklı kimlik gelişimi için dikkat etmemiz gereken bazı noktalar vardır.

Ebeveynlerin en yaygın kullandıkları hitaplar ‘anneciğim, babacığım’ dır ve çocukların da bize hitap ederken aynı şekilde ‘anneciğim, babacığım’ demelerini bekleriz. Ebeveynlerin ve çocukların birbirlerine aynı rol adlarıyla hitap etmeleri çocuklarda kavram karmaşasına sebep olur, dolayısıyla anne, baba olma kimliğiyle çocuk olma kimliği arasında bocalama yaşarlar. Çocukların bu dönemde ihtiyacı olan güven duygusu için güvenebilecekleri, destekleyici, sahiplenen ancak çocuklarının sınırlarını işgal etmeyen ebeveyn tutumlarına ihtiyaçları vardır. Çocukların sahip olduğu roller üzerinden (kızım/oğlum ) hitap etmek ve onların anne babalarına güven duymalarını sağlamak sağlıklı bir gelişim için gerekli olandır. ’Bebeğim’ ifadesi de ebeveynler arasında sık kullanılmakta ve çocuğun bebeksi özelliklerinde kalıcılığa, bebeklik dönemindeki gibi ebeveyne bağlı ve muhtaç olma, kendi özerkliğini hissedememe gibi sorunlara neden olabilmektedir.

‘Aslanım, prensesim, prensim, kahramanım, paşam …’ gibi çocukları yücelten, sağlıklı benlik gelişimini zedeleyen ifadeleri tercih etmemek gerekir. Bu ifadeler çocukta ben merkezli olma, kendini üstün görme, kendini çok önemli hissetme; çocukların ileriki dönemlerinde, özellikle insan ilişkilerinde, hatayı sürekli başkalarında arama ve hatayı kabullenmeme, sağlıklı benlik değerlendirmesi yapamama gibi kişilik özelliklerine sahip olmalarına sebep olabilmektedir. Bir ‘prenses/prens ’ şeklinde yetiştirilen çocuklarda, sosyal ilişkilerinde de aynı beklentiye girme ve diğer insanlardan da onlara ‘prens/prenses’ gibi davranmalarını isteme, sürekli kendi dediğini yaptırma ve herkesin ona uyum sağlamasını isteme gibi beklentilere aksi takdirde ilişkilerinde bozulma yaşamaya kadar giden bir bakış açısı kazandırılmış olur. Bu çocuklar genellikle kuralları ve sınırları da reddeder ve aile belki de farkında olmadan çocukların ileriki yaşantılarında kendileriyle de çatışmalar yaşamasına sebebiyet vermiş olurlar.

Çocuklar, ‘aşkım, sevgilim…’ gibi cinsel çağrışımları olan hitapları, ebeveynlerin birbirine hitap ettiğini ya da televizyon veya bilgisayarda romantik ilişkilerde bu hitapların kullanıldığını gördüğünde kimlik kazanımı açısından karmaşa yaşayacaktır. Sahip olması gereken role uygun davranışları ve beklentileri karıştıracak, somut düşünme dönemindeki çocuklarda, bu durumu belli bir mantık çerçevesinde algılaması mümkün olmayacaktır. Aile içerisinde çocuğa yönelik kullanılan ‘sevişelim, öpüşelim…’ gibi kelimeler çocuk için normalleştirildiğinde ileriki sosyal yaşantılarında aynı normallik ilişkilerine de yansıyabilir. Çocuk, aile içinde duygusal ancak dış dünyada cinsel anlamda kullanılan bu kelimelerin anlamsal yönleri açısından karmaşa yaşar.
Çocuğa ‘yaramaz, tembel, yalancı, beceriksiz…’gibi hitaplar, çocuğun bu sıfatları kabullenip benliğine işlemesine sebep olur ve bu şekilde hitap edildikçe çocukta bu kimliğe uygun şekilde davranmaya devam eder. Yani ‘yaramaz’ bir çocuğun yapması beklenen şekilde davranmak üzere komut almış olur. Ebeveyn verdiği tepkilerle, aslında hareketli, enerjik bir çocuğa yüklediği ‘yaramaz çocuk’ kimliğiyle çocuğun davranışlarını sürekli ve abartılı hale getirmiş olur. Çocuk bulunduğu ortamda dikkat çekmek, ilgiyi üzerinde toplamak için aynı davranışları sergilemeye devam eder.

Özetle, somut düşünme dönemindeki çocuklar kendisine hitap edilen role bürünür. Bu dönemde ebeveynden sağlıklı bir ayrışma yaşaması; kendine güven duyarak ve ebeveyninin desteğini hissederek gelişim aşamalarını geçirmesi hedeflenir. Kendi isimleriyle ya da çocuğum, kızım, oğlum gibi onun rolüne uygun hitaplarla; kazanmalarını istediğimiz davranış ve kişilik özellikleriyle ve uygun sıfatlarla hitap etmek en uygunu olduğu düşünülmektedir.

Yazar: Uzm. Psikolog Ergin UNUTMAZ
Çocuk, Ergen ve Aile Terapisi için kliniğimden randevu alabilirsiniz.. 
Randevu & iletişim: 0362 432 1022
Adres: Özel İlkadım Psikoteknik ve Terapi Merkezi
Ulugazi Mah. İstiklal Cad. Öğretmenevi Karşısı İlkadım/Samsun

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Önceki ve Sonraki Haberler
Bunlar da İlginizi Çekebilir