Samsun Büyükşehir Belediyesi tarafından düzenlenen “Nasıl Başardık, Kadın Girişimciler Anlatıyor” etkinliğinde iş kadınları başarı hikayelerini anlattı. Ondokuz Mayıs Üniversitesi (OMÜ) Kurupelit Kampüsü’nde bulunan TEKNOPARK Konferans Salonu’nda düzenlenen etkinlik alanında başarı sağlamış kadınlar öğrencilerle buluştu. Konferans Salonu’nda ilk olarak öğrencilere seslenen OMÜ Rektörü Prof. Dr. Yavuz Ünal, “Bu hareket bu girişim son derece değerlidir. Başarı hikâyeleri biraz daha geriye giderseniz biyografi okumaları tecrübenin bilinçaltına kazındığı transfer edildiği bir süreçtir. Biyografi okumaları sadece kişiyi tanımak değildir. Onun hayattaki başarıları dikkate alınması öğrenilmesi ve onun üzerinden kendi hikâyenizi yazabilme açısından bir pencere aralar. Başarı hikâyeleri ise bir başkasının başarı hikâyesini bilmek değildir. Başka bir anlam ifade eder. Onun nasıl başardığını, kendi şartlarında onu nasıl başardığını öğrendiğinizde kendi şartlarınıza indirerek kendi başarı hikâyenizi yazabilmek için size bir imkân sağlayacaktır. Birebir kopyalamak doğru değildir. Ona bakarak kendi hikâyenizi yazabilecek bir strateji geliştirmek bir hedef geliştirmek ve gayretle çabaya yürümek burada önemli olandır. Size bir vizyon oluşturan, sizin düşüncenizi projelendirmeniz açısından imkan sağlayan ve danışmanlık yapacak bir kadroya sahip. Ümit ettiğimiz şey, sizin üniversite yıllarınızda kendi girişiminizi gerçekleştirmeniz. Hiçbir başarısızlık başarısızlık değildir. Teşebbüs etmeniz ve sadece denemeniz bile bir başarıdır. Üniversite yıllarınızı hayatınızın bir kampı gibi değerlendirin. Denemeyi asla ihmal etmeyin. Denemekten çekinmeyin. Başarısızlıklar size sadece o yolun doğru olmadığını ya da bu teşebbüsün zamanlama olarak doğru olmadığını öğretir. Eğer alfabeyi tek harfle okuyorsanız yapacağınız bir şey yok. A teşebbüsü başarısızsa geri kalan 28 harfi hesaba katın. Mutlaka birinde başaracaksınız. Hayal kurun ve kurduğunuz hayalin peşinden gidin” dedi.
Başkan Demir: “Her zaman daha iyisini hedefleyin”
Kadın patronların hikayelerinin gençlere ilham olacağına inandığını söyleyen Samsun Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Demir, “Kaybetmek, başarısız olmak kötü bir şey değil. Oradan alacağınız ders ve tecrübeyi sonraki yaşamınızda uygularsınız. Her zaman daha iyisini hedefleyin. Yaptıklarınız ve yapmadıklarınızla hayatınızı şekillendireceksiniz. Nerede olursanız olun, kendiniz, aileniz, şehriniz ve ülkeniz için hep pozitif olun. Gençliğinizi yaşayın. Ailenizle beraber mutluluğu hedefleyin. Mutluluğu hedeflerseniz hep mutlu olursunuz. Hedeflerinizi koyun, her zaman daha iyisini hedefleyin. Bu azimle yaparsanız başaracağınıza inanıyorum” diyerek öğrencilere tavsiyelerde bulundu.
"Etrafı süpürerek başladım, 300 kişi çalıştırıyorum"
Protokol üyelerinin konuşmalarının ardından konuşan kadın girişimciler başarı hikâyelerini anlattı. Konuşmacılardan tekstil fabrikası sahibi iş kadını Aysun Macit, “1989 yılında bu sektöre başladım. Çalışmaya başladığım ilk yıllarda kendi iş yerimin olması gibi hayallerim vardı. İlk aşamada iş yerini toplayarak, etrafı süpürerek başlayıp 3 ay boyunca da bu şekilde çalışmaya devam ettim. Bu aşamadan sonra yavaş yavaş makine öğrenmeye başladım. Tabii ki o zamanlar günümüzdeki şartlar ile eşit değildi. Otomatik makineler yoktu. Milli eğitimin şu anki vermiş olduğu profesyonel usta öğreticiler yoktu. İşimizi aksatmadan insanların etrafında koşturmak zorunda kalarak 7 yıl boyunca makineci dönemimiz oldu. Sonra patronum tarafından şeflik konumuna yükseltildim. Şu anki olduğum konumda 2016 yılında bir girişimci olarak 48 bin lira şeklinde verilen ücret ile kendime öz kaynak olarak yerimi kurdum. İşi kurduğum zaman 7 makine ile başlamıştım. 7 makinadan sonra tam 2 yıl boyunca 34 makineye çıktım. Son süreçlerde de 2018 yılında 54 kişiyle şuan kurmuş olduğum 4 bin 200 metrekarelik bir yer kiraladık. Bu 4 bin 200 metrekarelik yerde de şuan tam olarak 300 kişi çalıştırmaktayız. İspanya başta olmak birçok yerden bizlere mamuller geliyor. Biz bunları alarm sistemleri dahil birçok sistemlerini ayarlayarak ülkelere gönderiyoruz" şeklinde konuştu.
"Hayalinizin peşinden gidin"
Unlu mamul işi yaparak istihdam sağlayan konuşmacılardan Nuran Keleş, “Siz ne kadar başarılı olursanız olun arkanızda bir desteğin, maddi bir desteğin olması gerektiğini insan yaşayınca anlıyor. İlk işe başladığımda korkarak başlamıştım. İlk etapta başvururken çok korktum. Yapamayacağım, üstesinden gelemeyeceğimi zannettim. Baktım ki devletin o kadar güzel teşvikleri var ki onları duyunca neden ben de yapamayayım ki dedim. Daha önce evden satış yapıyordum. Daha sonra iş yerini açtım. Gerçekten devletin desteği olmasaydı bugün buralarda olmazdım. Bugün unlu mamuller satarak yurt içi yurt dışına birçok ürün gönderiyoruz. Tabii bunlar ekiple olan şeylerdir. Yanınızda ekip çok sağlam olunca bir şeyler başarabiliyorsunuz. Ailenin desteği çok önemlidir. Severek yaptığını her iş bence başarıdır. Ben okumadım ama bir meslek sahibi oldum. Gerçekten bir iş yapmaktan korkmayın. Hayalinizin peşinden gidin” ifadelerini kullandı.
"2 yıl boyunca mantarları bebek arabası ile taşıdım"
Mantar işi yapan Cennet Kaya Uslu, "Sevdiğim bir şeyi ben meslek haline getirmek istiyordum. Kendimi girişimci olarak değil iyi bir çiftçi olarak tanımlamak istiyorum. Mantar üretmeye 2014 yılında başladım. Küçük bir odada Sosyal Yardımlaşma Vakfı’nın gelir getiricisi projesi çerçevesinde aldığım krediyle başladım. Çok heyecanlı bir şekilde işimi kurdum. Her gün arabam olmadığı için çıkan mantarlarımı 2 yıl boyunca Saathane Meydanı’na bebek arabası ile taşıdım. O kadar hevesli bir şekilde ben buna devam ettim. Para kazandıkça işi büyütmek istedim. Genç çiftçi hibesinden yararlanarak Taflan bölgesinde 400 metrekareye yakın bir mantar tesisi kurdum. Çok güzel gidiyordu. Yıllık 50 ton mantar üretiyordum. 2020 yılında yoğun kar yağışından dolayı çadırlarım çöktü. Pes etmedim. Her sonun yeni başlangıçlara gebe olduğunu düşünen bir insanım. Büyükşehir Belediyesi’nden yeni bir yer kiraladım. Yeni bir oluşuma gitmek istedim. Bu mesleği çok severek yapıyordum. Büyükşehir’den kiraladığım yere mantarhanemi taşıdım. Ek ürün olarak çilek ürettim. Başlarken hayallerim çok büyüktü. Hala çok büyüktür. Ürettiğim mantar, çilek ve tıbbı aromatik bitkilerle etrafımdaki kişilere geçim imkanı sunuyorum” açıklamasında bulundu.
"Bize yufka makinesi diye lahmacun makinesi sattılar"
Unlu mamul işi yapan Fatma Sağlam ise şunları söyledi:
"Eğitimlerden aldığım cesaret ile ne iş yapayım diye başladığım düşüncelere Havza'mızın sac ekmeği denilen ve daha çok kış aylarında tüketilen ekmekten ilham alarak girişimlere başladım. Ama bu sac ekmeği mahallelerde imece usulü dediğimiz şekilde yapılmaktaydı. Bunun bir üreticisinin olmaması dikkatimizi çekti ve bu işe başlamayı karar verdik. Bu şekilde önce projemi yazıp teslim ettim. İş yerimi açtım ve Samsun’da birkaç tane yufka dükkanı gezdik. Makineleri almaya başladığımızda acemiliğimizin ilk darbesini yemiş olduk. Bize yufka makinesi diye lahmacun makinesi sattılar. İş yerimizi açmadan 1 gün öncesinde prova yapalım dedik ve imece usulü yufka yapan teyzeleri bana öğretsinler diye iş yerime topladım. İlk başlarda bu sıkıntılardan dolayı dibi gördük diyebilirim. Daha sonra teyzeler bana yufkacıda çalışmış birisini önerdi. O da bana yardımcı olmayı kabul etti. Bu olaydan sonra hikayem yükselişe geçmeye başladı."
Ayrıca iş kadınları Ayşen Pehlivan, Hacer Üstündağ, Ebru Şencan da birer konuşma gerçekleştirdi. Etkinlik Rektör Yavuz Ünal'ın kadınlara hediye takdimi ile son buldu.
İHA
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.