Hafta sonunda Tokat’ın 40 yıllık işitme engelli yazar ve şairi Turan Yalçın ile bir araya geldik. Kendisiyle uzun yıllara dayanan dostluğumuza binaen hem hasret giderdik hem de hayatı ve eserleri üzerine keyifli bir röportaj yaptık.
Remzi ÖZKAN: Bize kısaca kendinizi tanıtır mısınız?
Turan YALÇIN: Tokat’ın Pazar ilçesinde 3 kızdan sonra tek erkek çocuk olarak dünyaya gelmişim. İlkokulu Pazar ilkokulunda, Ortaokulu Pazar Lisesi orta kısmında okudum. Ortaokul birinci sınıfta iken 1979 yılı başında şiddetli bir menenjit hastalığı geçirdim. Samsun SSK Hastanesinde uzun süre tedavi gördüm ama işitme engelli olarak kaldım. Konuşmamda herhangi bir sorun yoktu. Lise de 2 sene sınıfta kaldıktan sonra “Oku” emrine sıkı sıkıya bağlanarak önce Pazar Lisesini sonrasında İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi İktisat Bölümünü tamamladım. Türk Telekom Tokat il Müdürlüğünde memur olarak çalışmaya başladım. 2007 özelleştirme sonrasında Tokat İl Halk Kütüphanesine atandım ve halen burada süreli yayınlar sorumlusu olarak çalışmaktayım. Her gün işten arta kalan zamanları okuyarak, gençlere okuma sevgisi aşılayarak ve davet olursa okullarda konuşma yaparak sürdürmek-teyim.
1981 yılından beri yerel basında, kişisel gelişim dergilerinde, internette yazılar yazmaktayım. Halen Tokat’ın tek günlük Gazetesi Hürsöz’de yazılarıma devam etmekteyim.
Remzi ÖZKAN: Sizi yazmaya iten şey ne idi?
Turan YALÇIN: 1981 yılında Atatürk’ün doğumunun 100. yılıydı ve ortaokul son sınıftay-dık. Şiir yarışması açılmıştı ben bu yarışma için şiir yazdım. Türkçe Öğretmenimiz Selma Pala, şiiri benim yazdığıma inanmamıştı. Ben de o’na inat yazmaya başladım. Diğer Hocamız Salih Gencer, yerel basının varlığından bahsedince bu şiiri yayınlanması için kendisine verdim. Babamın okuduğu Tercüman Gazetesi’nin ilavesi olan Çocuk Dergisi yazılarıma, karikatürlerime ve şiirlerime yer verdi. Milliyet Çocuk ve Türkiye Çocuk Dergisi de o dönemlerde yazılarımı yayınladı. O günden bu yana yazıyorum. 6 bireysel kitap yayınladım. Antolojileri saymıyorum. Birçok antolojide yer aldım çünkü. TRT ekranlarında yayınlanan
birçok habere ve programa konuk oldum.
Remzi ÖZKAN: Yazmak nedir sizin için?
Turan YALÇIN: Yazmak sadece bugünlere değil yarınlara da bilgi aktarımı ve sunumu yaptığımızdan elbette ki çok önemli. Eserlerimizin, bizden sonraki nesiller tarafından okunacağı ve onlara da fayda sağlayacağı hissi inancımızı kuvvetlendirdiğinden en güzel mirası bırakacakmışız gibi bir haz veriyor bana.
Remzi ÖZKAN: Türkiye’de bir zamanlar gündeme sık sık konu olan Rahmetli Vali Recep Yazıcıoğlu ile alakalı 2 kitap yazdınız. Recep Yazıcıoğlu’nun yazarlığınıza ne gibi bir etkisi oldu?
Turan YALÇIN: Recep Yazıcıoğlu Tokat’a Vali olarak atandığı ve göreve başladığı 15 Mayıs 1984 tarihinde ben Pazar Lisesi öğrencisi ve Tokat’ın tek günlük Gazetesi olan Sesimiz’ de köşe yazısı yazıyordum. O, yazılarımızı okur tebriklerini iletirdi. Çok iyi bir gazete okuru ve yerel basının değerini çok iyi anlayan, yerel gazetecilerle güzel dostluklar kuran insandı. Onun bu tutumu ve samimiyeti bizi çok etkilerdi. 2009 yılında Genç Gelişim Dergisi’nde “ Bir Kişisel Gelişim Lideri Recep Yazıcıoğlu” yazısı yazmıştım. Akis Kitap sahibi Adem Özbay bunun kitap olmasını istemişti. 2010 yılında bu yazı genişletilerek Tokat Gazetesi’nde önce yazı serisi sonrasında da Akis kitaptan “Hizmetkâr Lider Recep Yazıcıoğlu” adıyla kitap olarak yayınlandı. Daha sonra “Az Kitap” yayınevini kuran Adem Özbay, bu kitabı yayınevinin 2 nolu kitabı olarak 2013 de yayınladı. Bu kitap, zamanın Tokat valisi Dr. Ozan Balcı’nın desteği ve önsözü ile 2. baskısını yaptı. Yüksek lisans ve doktora tezi hazırlayanlara kaynak, kaymakam ve vali olmak isteyenlere rehber kitap oldu. Okuyan gençlerin “biz de onun gibi bir vali olalım” demesi gerçekten de beni mutlu ediyor.
1984 yılında Tokat’ın tek günlük Gazetesi Sesimiz’in en genç köşe yazarı idim. Nerede ise 2023 yılında Tokat'ın tek günlük Gazetesi olarak ayakta kalan Tokat Hürsöz’ün de galiba en genç yazarıyım.
Remzi ÖZKAN: İlk kitabınızın adı ve konusu neydi?
Turan YALÇIN: İnternetin yaygınlaşması ile pek çok işitme engelli, başarılı insanla tanıştım. Onlarla internet ortamında dostluk kurdum. Onlarla röportajlar yaptım. Bunlar birikti. Tokat Gazetesi’nde yayınlandı. Sonrasında İşitme Engelliler Millî Federasyonu eski başkanı Yunus Bayraktar “Bunları neden kitap yapmıyoruz?” dedi. Diyanet Vakfı'nın “Sessiz Dünyadan Esintiler” kitabımı yayınlamasının ardından işitme engellilere dağıtmamız için basılan bu kitapları tarafımıza gönderdi. 2006 yılında yayınlanan bu kitabımı 9. Cumhurbaş-kanımız Süleyman Demirel’e de yollamış, teşekkür mektubu almıştım. Kitabım daha sonra Tokat Gazetesi’nde yazı serisi olarak yeniden yayınlanmıştı.
Remzi ÖZKAN: Engelleri Aşanlar” kitabınız nasıl oluştu?
Turan YALÇIN: Yayıncım Adem Özbay, başarılı engellilerle yaptığım röportajın kitap olması üzerine, bunu dünyadan ve Türkiye’den başarılı engelliler olarak genişleterek hazırlamamı istemişti. Bunun üzerine kısa ve uzun engelli hayat hikâyelerini farklı açıdan yorumladım. Az Kitap tarafından 2014 yılında yayınlanan bu eser 2017 yılında yeni baskısını yaptı.
Marketlerde satılmak üzere farklı bir baskı daha yapan bu kitabımdan, Türkçe ders kitaplarına alıntılar yapıldı. Pek çok Üniversite öğrencisinin tezlerine, yeni yayınlanan farklı kitaplara kaynak oldu. Okuyan engellilere ve ailelerine kaynak oldu. İmkânım olsa bu kitabı da pek çok engelli ailesine hediye etmek isterdim.
Remzi ÖZKAN: İçeriğiyle insanı gülümseten “Sen de Kafadan Engellisin” kitabının hikâyesini anlatır mısınız?
Turan YALÇIN: Bu kitabı yıllar önce Tokat Gazetesi’nde yazı serisi olarak yayınlamıştım. Aradan onca sene geçmesine rağmen Cemalettin Yarkın abimizin “neden kitap yapmıyorsun” hatırlatması ile yeniden okudum. Baktım, değişmesi gereken bir yazı serisi idi. Oturdum yeniden yazdım, genişlettim. Son haliyle Yeniden Tokat Gazetesi'nde yayınlandı. Seri yazıyı okuyan, şu an Gaziosmanpaşa İlçe vaizi olan yazar dostum Ahmet Rifat Sağlam “neden kitap olarak yayınlamıyorsun?” dedi ve kitabın basılması için maddi ve manevi destek oldu. Onun desteğiyle ortaya çıktı. Kitapta yer alan “Ömer Efendi Kurabiyeleri” kitaptan daha meşhur oldu. Kitabı okumadan sadece adına ve kapağına bakanlar ne yazık ki okumaya zahmet etmiyorlar. Her şeye rağmen bu kitabı biz yayınladık. Artık yeni nesillerin okuyup anlayacağı umudumuzu taze tutmaya çalışıyoruz.
Remzi ÖZKAN: Yazmak mı yayınlamak mı daha zor?
Turan YALÇIN: Bu soruya kesinlikle yayınlamak olarak cevap vereceğim. Kitabın para verilerek alınmak istenmediği bir çağda, yayınevleri de kar amacı güttüğünden yayınlamak sadece maddi sebeplere bağlı oluyor. Sponsor bulunmadığı müddetçe yeni kitap yayımlayamı-yoruz. Hikâyelerimiz, mektuplarımız, denemelerimiz, yayınlanmayı bekliyor. Sponsor olarak desteğini beklediklerim ne yazık ki “yaparız” dedikleri halde sözlerinde durmuyorlar. Ben de ısrar etmediğimden yayınlayamıyoruz. 2018 yılından bu yana kitap yayımlayamadım mesela.
Remzi ÖZKAN: Okullarda yaptığınız konuşmalar nasıl karşılanıyor?
Turan YALÇIN: Konuşmalarımı faydalı bulmayan da var, “ufuk açıcı”, “farklı bir bakış açısı” olarak gören de. Herkesin düşüncesine saygı gösteriyorum. “İnsanların hayırlısı insanlara faydalı olandır” düsturu gereği bunca senelik birikimimizden gençler faydalansın istiyoruz. Kitaplarımızı maddi imkânı olanlar topluca alsın. Gençlere hediye etsinler. Hediyeleşmenin, birlikte farkındalık oluşturmanın, bilinçlenme ve gelişmenin sevincini hep beraber yaşayalım istiyorum.
Remzi ÖZKAN: En büyük hayaliniz nedir?
Turan YALÇIN: Bunu hemen hemen her konferansımızdan sonra gençler bana soruyorlar. Bir yazarın hayali herhalde ülkenin her gencine, her ferdine ulaşmak olsa gerektir. Yani kitap-larımız satacak ki, yayınevi de kar etsin ve yeni baskılar ile yeni kitaplarımızı yayınlasın. Herkesin hediye beklediği, kitap hediye etmediği bir ortamda sanırım hayalimizin gerçekleşmesi zor. “Bir elin nesi var, iki elin sesi var” misali ben yazıyorum, okur alıp okuyacak, imkânı olan çok alıp, çevresindeki gençlere ve çocuklara hediye edecek ki, yayınevi de kar ederek yeni baskısını yapsın. Ama ne yazık ki en yakınlarımızdan maddi imkânı iyi olanlar bile bu desteği vermekten uzaklar. Canları sağ olsun. Belki gelecek nesiller anlayacak bizi.
Remzi ÖZKAN: Üniversitelerden beklentiniz nedir?
Turan YALÇIN: Biliyorsunuz ben üniversitelilere kendilerini ifade etmeleri açısından röportajlar yapmaktayım. Yazarlar ile de röportajlar gerçekleştiriyorum. Okullar daha çok davet edecekler ki daha çok genç biz yazarları tanısın. Kendini ifade etmek isteyen gençler ile daha çok tanışalım ve onlara faydalı olalım. Umarım bu mesajım yerini bulur ve daha çok insana ulaşmış oluruz.
Kaynak:Ünal Daldal
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.