“ŞAP CİDDİ BİR SORUN DEĞİL”

“ŞAP CİDDİ BİR SORUN DEĞİL”
Ondokuz Mayıs Üniversitesi(OMÜ) Veteriner Fakültesi Viroloji Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Semra Gümüşova, şap hastalığının insanlar için önemli bir sorun oluşturmadığını söyledi

Şap hastalığı hakkında açıklamalarda bulunan Prof. Dr. Semra Gümüşova, “Halk arasında ‘dabak’ ya da ‘aft humması’ olarak adlandırılan şap hastalığı, çift tırnaklılar olarak tabir ettiğimiz sığır, koyun, keçi, geyik, deve gibi hayvanların akut ve çok bulaşıcı viral(virüs kaynaklı) bir hastalıktır. Hastalığın ilk tespiti dünyada 1898 yılında, Türkiye’ de ise 1914 yılında gerçekleştirilmiştir” dedi.

“TRAKYA DA ŞAPA RASTLANMADI”

En sık Afrika, Orta Doğu ve Asya ülkelerinde rastlanan hastalığa; Türkiye’de Trakya Bölgesi hariç her bölgede rastlandığını ifade eden Gümüşova, “Trakya Bölgesi’ne ise 2010 yılında Dünya Hayvan Sağlığı Teşkilatı tarafından şap hastalığı olmayan aşılı bölge statüsü verilmiştir. Toplamda 7 serotipi(bakteri ve virüslerin alt tür seviyesindeki birbirinden farklı çeşitlemelerine verilen isim) ve birçok altserotipi bulunan virüsün son yıllarda ülkemizde A, O ve Asia 1 serotipleri saptanmış, 2015 yılı itibari ile ise A serotipinin Nepal 84 suşu tarafından oluşturulan yeni bir salgın bildirilmiştir. Bu son salgın nedeniyle bakanlık tarafından bu serotipe karşı aşılama programları (Trakya dahil) başlatılmıştır. Virüs, picornaviridae ailesinin aphthovirus cinsinde yer alan çok bulaşıcı bir virüstür. Hayvanlar arasında solunum yolu ve çeşitli vücut salgıları (burun akıntısı, salya, idrar, dışkı, sperm, süt, v.s.) ile bulaşır. Enfeksiyona yakalanan hayvanlarda yüksek ateş, depresyon, solunum güçlüğü, ağız ve ayakta tırnak aralarında vezikül olarak isimlendirilen içi sıvı dolu kesecikler görülmektedir. Zamanla keseciklerin açılmasıyla açık yaraya dönüşen bölgelerin gerekli temizlik ve dezenfeksiyonu yapılmaz ise bakterilerin buralara bulaşması kaçınılmazdır” diye konuştu.

“İNSANDAN İNSANA BULAŞMA İSE BİLDİRİLMEMİŞTİR”

Şap hastalığının insanlar için önemli bir sorun oluşturmadığını söyleyen Gümüşova, “Ancak hayvanlardan insanlara vezikül sıvısı, salya veya burun akıntısı ile temas ya da virüs ile enfekte çiğ süt ve taze peynir gibi gıdaların tüketilmesi ile bulaşabildiği de bildirilmiştir. Enfeksiyona yakalanan insanlarda sıklıkla görülen belirtiler ateş, yorgunluk, kol-bacaklarda ağrı, el ve dudaklarda vezikül oluşumudur. İnsandan insana bulaşma ise bildirilmemiştir” şeklinde konuştu.

“HAYVAN YETİŞTİRİCİLERİ DE GEREKLİ ÖNLEMLERİ ALMALI”

Türkiye’de şap hastalığı ile mücadelede Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı’na bağlı Şap Enstitüsü tarafından üretilen ve Fransa, Hollanda gibi ülkelerden ithal edilen aşıların kullanıldığını belirten Gümüşova, “Ayrıca hastalığın belirlendiği bölgelerde 10 kilometrelik alanda karantina uygulanması ve koruyucu aşılama yapılması da diğer uygulamalardır. Enfeksiyonla mücadelenin başarısı için bölgede enfeksiyona neden olan serotiplerin belirlenmesi, aşılamanın bu serotiplere karşı yapılması, sürü bağışıklığında yüzde 80 oranında bağışıklık oranının oluşturulabilmesi, hayvan yetiştiricilerinin hastalığı yetkili veteriner hekimlere bildirme konusunda hassasiyet göstermeleri ve gerekli önlemlerin alınmasını sağlamaları da ayrıca önem taşımaktadır” açıklamalarında bulundu.

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Önceki ve Sonraki Haberler
Bunlar da İlginizi Çekebilir
Resmi İlanlar
Güncel