Tarım ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirli, “Kaliteli süt üretiminin teşvik edilmesi için 2020 yılında öncelikle pilot olarak belirlediğimiz Aksaray, Burdur ve Çanakkale illerimizi, 2 yıl sonra ise tüm illerimizi 'sınıflandırılan çiğ süt desteklemesi' kapsamına alarak, sütümüzün kalitesine göre ilave destek primi ödeyeceğiz. Covid-19 sürecinde süt üreticisi ve besicimizi korumak amacıyla bu yıl küçük aile işletmelerine yem desteği vereceğiz” dedi.
Tarım ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirli, video konferans yöntemiyle çiftçilerle bir araya geldi. Dijital Tarım Pazarı'na (DİTAP) lansmanından bu yana 25 binden fazla çiftçinin başvuru yaptığını kaydeden Bakan Pakdemirli, "Cirosu 100 milyon lirayı geçti. Yine Mayıs ayında çok değerli bir kampanya daha başlattık. Gıda kayıplarının ve israfının önlenmesi amacıyla başlattığımız bu sosyal projede 'gıdanı koru sofrana sahip çık' diyoruz. Gıda kayıplarına ve israfa toplumsal bir savaş açmış bulunuyoruz. FAO ile birlikte yürüttüğümüz bu kampanya ile halkımızın da desteğini alarak gıda kayıpları ve israfın azaltılması konusunda büyük gelişmeler kaydedeceğimize yürekten inanıyorum. Sadece yüzde 2 civarında gıdayı israf etmezsek 10 milyar liranın çöpe gitmeyeceği, bunu yüzde 5 yapmayı başarırsak 25 milyar liranın ekonomimize katkı sağlayacağını bilmek bile konunun boyutunu anlamak için oldukça önemlidir" dedi.
Pandemi sürecinde Çiftçi Kayıt Sistemi başvurularının son tarihinin gelen taleplerle 1 Eylül tarihine kadar uzatıldığını bildiren Pakdemirli, çiftçilere TARSİM sigortalarını yaptırmaları çağrısında bulundu. Bakan Pakdemirli, "TARSİM poliçe bedelinin yüzde 50'sini hibe olarak devlet karşılıyor. Bu hibe oranı kuraklık verim sigortasında yüzde 60'a, açık alanlarda yetişen meyvelerde don riski için yüzde 67'ye kadar çıkmaktadır. Şu anda ÇKS'ya kayıtlı alanın sadece yüzde 20'si sigortalı. Ziraat odalarımızın sigortalı üretici sayısını artırmak için yapacağı çalışmalar TARSİM'in yaygınlaşması adına çok faydalı olacaktır. Ayrıca bu yıl yaşanan aşırı sıcak afetini de TARSİM kapsamına almak için çalışmaları başlattık. TARSİM sigortası yaptırmamış üreticilerimizin ise il, ilçe hasar tespit çalışmaları tamamlandıktan sonra valilikler aracılığı ile Cumhurbaşkanlığı İdari İşler Başkanlığından İl Acil Destek Ödeneği talep edilecektir. Ayrıca 2015 sayılı Cumhurbaşkanlığı Kararı gereğince meydana gelen doğal afetlerden etkilenen çiftçilerimizin Ziraat Bankası ve Tarım Kredi Kooperatiflerine Hasar Tespit Komisyon raporları ile başvurmaları halinde kredileri borçları ertelenebilecek veya taksitlendirilebilecektir" açıklamasını yaptı.
“Milli Elektrikli Traktör Prototipinin Üretilmesi ve Geliştirilmesi” projesinin tamamladığını ve seri üretime hazır hale geldiğini hatırlatan Pakdemirli, "25'i buğday olmak üzere tarla bitkilerinden toplam 79 çeşit, 7 meyve ve bir sebze çeşidi tescillenerek üretime kazandırıldı. 2019 yılında üretilen toplam 1,1 milyon ton sertifikalı tohumluk miktarının 506 bin tonu (yüzde 44) sadece Bakanlığımıza bağlı enstitülerimiz tarafından üretilen yüzde 100 yerli ve milli tohumlardan sağlandı. Yerel tohumların üretime kazandırılması amacıyla Ata Tohum projesini başlattık. Bu proje kapsamında da 33 tarla bitkisi ve 24 sebze türü olmak üzere toplam 57 türde çalışmaları yürütüyoruz" diye konuştu.
"Bu yıl küçük aile işletmelerine yem desteği vereceğiz"
Kaliteli süt üretiminin teşvik edilmesi için öncelikle bu yıl pilot olarak belirlenen Aksaray, Burdur ve Çanakkale illerinin, 2 yıl sonra ise tüm illerin “sınıflandırılan çiğ süt desteklemesi” kapsamına alınacağının müjdesini veren Pakdemirli, "Sütümüzün kalitesine göre ilave destek primi ödeyeceğiz. Covid-19 sürecinde süt üreticisi ve besicimizi korumak amacıyla bu yıl küçük aile işletmelerine yem desteği vereceğiz. 20 başa kadar sağmal dişi sığırı olan işletmelere hayvan başına 65 lira, 20 başa kadar besilik erkek sığırı olan işletmelere hayvan başına 65 lira, 50 başa kadar anaç koyun keçisi olan işletmelere hayvan başına 6,5 lira yem desteği vereceğiz" dedi.
"Kurbanlık vasfı taşıyan yaklaşık 3,6 milyon küçükbaş ve 1,2 milyon büyükbaş hayvan mevcuduna sahibiz"
Kurban Bayramı'nda vatandaşların dini vecibelerini yerine getirme noktasında sıkıntı yaşanmayacağını sözlerine ekleyen Pakdemirli, "Bu yıl kurbanlık vasfı taşıyan yaklaşık 3,6 milyon küçükbaş ve 1,2 milyon büyükbaş hayvan mevcuduna sahibiz. Kurban Bayramı'na yönelik olarak Bakanlık olara; teknik, hijyenik ve hayvan sağlığı konularında gerekli tedbirlerimizi aldık. Bu kapsamda kurban satış ve kesim yerlerinde alınması gereken tedbirleri belirledik. 'HaySag' isimli mobil uygulamanın yanı sıra 'TÜRKVET' mobil uygulamasını da devreye aldık. Bu uygulamalar ile vatandaşlarımız kurbanlık hayvanların kulak küpe numarasından, hayvanın tür, ırk, cinsiyet, aşı ve doğum tarihlerini sorgulayabilirler. Vatandaşlarımızın sosyal mesafe kurallarına uyarak kurbanlık hayvan alımlarını son güne bırakmaması yoğunluk yaşanmaması açısından önemli" diye konuştu.
"Önce can, sonra canan dedik"
Patates ve soğan ihracatının önünü açtıklarını ifade eden Pakdemirli şunları kaydetti:
"Üreticimizin zarar görmemesi maksadıyla hasat dönemi haricinde yapıyoruz. Depolara giren patates ve soğanla ilgili tedbir almak zorunda kalmıştık. Ancak patates ve soğan hasat sezonuyla beraber ihracatın önünü açtık. Limonda şöyle bir durum var. Eğer ihracatın önünü açsaydık Türkiye'de limon kalmıyordu. İthalat yapmamız gerekiyordu, ithalat yapsak dahi ithal edebileceğimiz bir ülke yok. Önce can, sonra canan dedik. Biz dünyanın yapmış olduğu tedbirlerin bir benzerini aldık. Sezon Eylül ayında başlıyor. Üreticiyi koruma, tüketiciyi de kollama prensibimizden vazgeçmeyeceğiz. Zaman zaman problem yaşanan dönemlerde maalesef bazı tedbirleri almak durumunda kalacağımızı söylemek isterim."
İHA
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.