Değişmeli ağam değişmeli...

Bu değişim söylemleri ülkede kanıksanmış yani alışılmış tüm tabular için değişmeli deniliyordu.

Siyaset değişmeli, Bürokrasi değişmeli, İş dünyası değişmeli....  İyi de gidiyordu ki önce 2009 da sonra 2014 de bu fikir yozlaştı, kısır döngü oldu ve temiz denilirken lekeli, kirli isimler başa gelmeye başladı. Vs, vs, vs... Değişmeli ağam değişmeli....

Ama değişe değişe AK Parti öyle bir hale geldi ki, geçmiş siyasetten beter oldu. Adamcılık diz boyuna ulaştı. Altında ne ararsanız var. Yalan, riya, iftira, karalama aklınıza ne geliyorsa içi dışı pis düşlerle dolu olanlar geldi girdi AK Partinin kalbine yerleşti. Şimdi onlar ne derse o oluyor. Üzgünüm ama doğru...

AK Parti bu dönemlerde hangi olumlu işe imza atmaya kalksa, inanın ki önce kendi içinde provoke ediliyor. Kim bir alanda DEĞİŞİM ile düzgün iş yapmaya kalksa kirli işlere bulaştığı iddia edilen dün halka şirin görünüp bu gün koltuk için halkı unutanlar kapılarda sabahlamaya başlıyor.

Mesela bir yere bir bürokrat atanacak ya da bir yere bir eleman alınacak.

Bırakın başka bir siyasi partiye gönül vermiş bir ismi...

AK Partili dahi olsa fırtına kopartıyor birileri. Hemen önce AK Parti Genel Merkezi ablukaya alınıyor.

Atanacağı veya göreve başlatılacak ismin hakkında, öylesine abuk subuk sapıkça iddialar ileri sürülüyor ki!? Şaşırmamak elde değil...

Adamın kalitesine, görevde ki başarısına değil. Yukarıda ki "AKRABAİ TAALUKAT" veya koltukdaşlarının dedikleri ile etmediklerini söylemediklerini bırakmıyorlar...

Ondan sonrada başlıyorlar yeni atanan kendi istedikleri ise her gün odasını gül bahçesine çeviriyorlar.

Neden?

Seni biz atadık dediğimizi yapacaksın. Karar kesin. Talimat garanti.

Peki devlet hatır gönül işi ile mi yapılıyor. Kanun neden var? AK Parti hani alışılmışı bitirmişti.

Hani ahbap çavuş ilişkileri bitmiş, Liyakati olanlar atanacaktı.

Bu memleket ne çekti ise kendi adamını atamalarından çekti. Bir kaçı dışında kariyeri, vasfı olmayan onlarca Müdür atandı bir yerlere.

Mesela bazı kurumlardan pis kokular ayyuka çıktı. Gelin görün ki Samsun' dan giden (ben ona Patron diyorum)  izin verdirmiyor. Bakanlar çaresiz kalıyor.

Aslında bakanların çevresinde ki danışmanları ciddi ve dik isimler doğru karar vericilerse,

Araya giren kara kedileri umursamadan kuruma layık gördüğü isim için mazbatasına imzayı atıp işi bitirmeli  Bakan.

Dedik ya patronun çıkarına ters olunca atanan isimler. Karala, olmadı AK Partili değil de...

Olmadı bu partiye ihanet etti de. Yemedi mi. Sabıkası var de... De babam de.

Onun sabıkasını, liyakatini, geçmişini kimse sorgulamıyor. O nedenle atalarımız güzel sözler söylemiş.

Ne demiş atalarımız; "Kılavuzu karga olanın burnu b...k dan çıkmazmış"

Siz bırakın bu kargaları da, liyakatli isimleri atayın kargaların yerine ŞAHİNLER gelsin.

Artık değişim diye diye koltukları, makamları layık olmayan kirletenlerin yerine,

Ülkenin geleceğine layık temiz güvenilir dürüst adamlar gelsin.

Birilerinin değil, Devletin, Milletin adamları gelsin görev yapsın.

Bakın memlekette ne terör, ne kirli işler, ne de huzursuzluk kalmayacaktır.

Beyni, düşüncesi kirli, aklı kirli olanın, ülkeye vereceği hiç bir şey olmaz.

1 Kasım seçimleri milat olmalıydı olmadı. O zaman bari seçimde temizleyemediklerinizi 2019 baharına bıraktığınıza göre; En azından Devletin damarlarında ki irinli pis kanı temizlemek için.

Tertemiz, aklı hür, fikri hür, kanun gözeten, halkı düşünen, kesesinden çok halkın geçimini düşünen isimleri atayın.

Mesela; Eğitim kalitemiz artsın ekonomimiz düzelsin. Göreceksiniz ki, yediğimiz içtiğimiz bile ağız tadında olacaktır. Tıpkı içtiğimiz çayın ŞEKERLİ ÇAY olması gibi... Yapacağınız güzel hamlelerle çayımız ağız tadında olacaktır. Huzur olacaktır.

O gün, göreceğiz ki; Milletin ağzı da, evi de, yaşadığı memleketi de huzurlu dolacaktır. Yeter ki kararlı durun. Net kararınızı kimilerinin alavere dalaveresine göre dizayn etmeyin.

Çıkarcıların paniklediği bu günlerde, memleketin ayağa kalkıp yeniden tertemiz AK- PAK ileri gitmesi için. Temiz gelecek için. Değişimi temiz yapın. Yeter...

(NOT: Bu gün 18 Mart Çanakkale Şehitlerini anma günü olması nedeni ile güne özel yazarak anmayı uygun bulmadım. Bu vesile ile Şehitlerimize Allahtan rahmet, kederli ailelerine başsağlığı diliyorum. Günümüz kutlu olsun.)

Mutlu ve (sağ)-lıcakla kalın...