AK Parti Çevre, Şehir ve Kültürden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı ve Samsun Milletvekili Çiğdem Karaaslan, HDP grubunun Diyarbakır Suriçi'nde yapılan kamulaştırmayla ilgili önergesini cevapladı. HDP'li vekilin Bakanlar Kurulu kararıyla Suriçi’nin tamamına el koyulduğu yönündeki iddialarını yanıtlayan Çiğdem Karaaslan, ''Sayın vekil konuşması boyunca Diyarbakır’dan, Suriçi’nden, Suriçi’nde yaşananlardan bahsetti ama maalesef “terör” kelimesini hiç geçirmedi. Suriçi’nde sokağa çıkma yasağı ilan edildiğinde terör örgütünün yaptığı yıkımlar yaşanırken, sessiz kalanların şapkasını önüne koyup hatta iki kez düşünmesi gerekir'' dedi.
Kamulaştırmadan dolayı mağduriyetler yaşandı iddiasını da cevaplayan Karaaslan, 2009 yılında HDP'li belediyelerin imzası ile kamulaştırmanın ve hatta yıkımların başladığını da hatırlattı. ''Diyarbakır Suriçi bölgesindeki kamulaştırmanın kararı 2009'da HDP’li belediye başkanlıklarının olduğu dönemde altına imza atılarak başlatılmış bir çalışmadır. “Acele kamulaştırma kararıyla alınmış birtakım kararlar hızla hayata geçti ve vatandaşlarımız bundan dolayı mağduriyet yaşadı.” gibi bir algı kesinlikle doğru değildir'' dedi.
Diyarbakır'a çok sık gittiğini belirten Karaaslan, ''Sur’da çok önemli bir dönüşüm ve değişim yaşanıyor. Kurşunlu Camisi yanarken, yakılırken sessiz kalanların bugün ve doğal ve kültürel mirasın korunmasından ve yaşatılmasından bahsetmesini, Dört Ayaklı Minare’nin ayaklarına kurşun sıkılırken sessiz kalanların bugün yine aynı şekilde kültürün devamlılığından bahsetmesini hayretle karşılıyorum. Bugün kadınlar, o karanlık ne idiği belirsiz inlerde, karanlık bir dünyaya mahkûm edilirken sessiz kalanların kadın hakkından bahsetmesini; çocuklar teröre kurban verilirken o sokak aralarına gerilen perdelerin arkasına siper edilirken sessiz kalanların çocuk haklarından bahsetmesini çok büyük bir hayretle karşılıyorum'' dedi.
HDP'lilerin 'Diyarbakır'a kaç kere gittiniz, Siz bir kenti yerle bir ettiniz'' söylemlerini de yanıtlayan Karaaslan, ''Bir yeri içselleştirmek, derdiyle hemhâl olmak, oranın sorununu sorunu kabul etmek için illaki orada yaşamaya gerek yok. Bir Karadeniz milletvekili olarak, Samsun Milletvekili olarak da ayrıca Diyarbakır’ı bu kadar sevmeyi, Diyarbakır’ı bu kadar önemsemeyi hakikaten çok önemli buluyorum. Diyarbakır sokaklarında büyümüş bir dostumun bana bir sözü oldu, “Diyarbakır halkı sabırlıdır, çok sabreder, çok şeyi böyle göz ardı eder, görmezden gelir ama bir şeyi asla affetmez; evini başına yıkanı asla affetmez.” İşte, o nedenle, son seçimlerde, son o halka gidip de halkı sokağa çağırdığınızda 3-5 kişiyi, 10 kişiyi bile toplayamadığınız dönemlerden pay biçin. Diyarbakır’da Diyarbakır insanı, evini başına yıkanın teröristler ve aynı zamanda o teröristlere maalesef sessiz kalan sizler olduğunun farkında'' diye konuştu.
HABER MERKEZİ
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.