OMÜ İlim Sanat ve Kültür Evi’nde Doç. Dr. Faruk Sancar’ın sunumuyla gerçekleştirilen programa İlahiyat Fakültesi öğretim üyeleri Prof. Dr. Osman Şahin, Prof. Dr. Ahmet Çakır, Prof. Dr. Cafer Sadık Yaran ile Doç. Dr. Hayrettin Öztürk konuk oldu. Program Doç. Dr. Hayrettin Öztürk’ün Kur’an-ı Kerim tilaveti ile başladı. Prof. Dr. Ahmet Çakır tarafından ilahiler seslendirdi.
Programın açılış konuşmasını yapan Doç. Dr. Faruk Sancar, “Bugün çok önemli bir gün olma özelliğini taşıyor. 19 Mayıs Atatürk’ü Anma Gençlik ve Spor Bayramı’nın 101. yıl dönümü ve aynı zamanda Ramazan ayının sonu olması itibariyle Kadir Gecesi’ne tanıklık ediyoruz. OMÜ İlahiyat Fakültesi’nin dört kıymetli üyesiyle birlikte özellikle Ramazan ayı ve Kadir Gecesi hakkında sizlerle görüşlerimizi paylaşmak üzere bir programda buluştuk. İnşallah halkımızın bilinçlenmesi ve bugünü idrak etmesi adına faydalı bir iş yapmış olacağız” dedi.
Doç. Dr. Hayrettin Öztürk, “Malum olduğu üzere Kur’an-ı Kerim ilk defa Kadir Gecesi’nde inmeye başlamıştır. Ancak bu gece zamana göre tayin edilmiş bir gece midir yoksa başka bir şey midir? Eğer zamana göre tayin edilmiş bir gece olsaydı, güneş takvimine göre 365 günde bir gece olacaktı ve biz o geceyi kutlayacaktık. Geceyi ibadetle geçirecektik, sabahleyin işimize devam edecektik. Bir gecede sanki Allah’ın sevdiği bir kul olup cenneti hak edecektik. Ama hayır, böyle değil. Bu gece şu gecedir denmiyor. Kameri aya göre Ramazan 10 gün geri geliyor. Dolayısıyla bir ömürde arayın bu geceyi denmek isteniyor” diye konuştu.
"Ömür boyunca hayatımızı Kadir Gecesi gibi bilinç ve şuur içinde yaşamamız gerekiyor”
Prof. Dr. Osman Şahin, “Dünya’nın Güneş etrafında döndüğü bir noktada değil hayatımızın her anında Kadir Gecesi’yle karşılaşıyoruz. Yüce Rabb’imizin Kur’an-ı Kerim’i indirmiş olduğu Ramazan ayının Kadir Gecesi bir gün olduğu halde Recep ve Şaban ayıyla başlayan, biraz yoğunlaşarak giden manevi hayatımız bugünkü tabiriyle pik yaparak Ramazan’da adeta daha coşkun bir hale dönmüş oluyor. Diğer aylara göre Ramazan’da Kur’an-ı Kerim’le daha çok haşır neşir oluyoruz. Bu yönüyle bizi bize hatırlatıyor ve doya doya değerlendirmemiz gerekiyor. Ramazan’ın o son 10 gününde aranan ve 27. gecesi olup olmadığı kesin olmamakla beraber ‘Son 10 günde arayın’ denerek gizli bırakılmıştır. Niye gizli bırakılmış bir halimize bakalım. Biz ne yapıyoruz. 26’yı 27’ye bağlayan gece ibadetimizi ifa ediyoruz. Eyvallah deyip böylece kurtuluş biletini aldığımızı düşünüyoruz. Bu belli olsaydı belki de Ramazan’ı daha hafif geçirecektik. Bin aydan daha hayırlı olan demek 80 yıllık bir ömrü ifade eder. Bu nedenle ömür boyunca hayatımızı Kadir Gecesi gibi bilinç ve şuur içinde yaşamamız gerekiyor” şeklinde konuştu.
Prof. Dr. Sadık Yaran, “Ramazan ayı daha çok bir ahlaki arınma ayı gibi gözüküyor. Recep ve Şaban aylarında başlıyoruz ama Ramazan ayı özellikle ahlaki arınma, kemale erme ve bir ahlak mektebi gibi. Öyle de olması lazım. Daha önce yaptığımızdan daha fazlasını yapmamız lazım. Ramazan ayının bizim için kavgaların bırakıldığı, ahlakın, barışın, kardeşliğin, birliğin, beraberliğin, kalbi özelliklerimizi geliştirmenin bir ayı olması lazım. Kalbimiz selim olacak mı bunu düşünmemiz gerek. Kadir Gecesi de bunun zirvesi” ifadelerini kullandı.
OMÜ’lü öğretim üyelerinden Kadir Gecesi özel programı
Yayınlanma:
Güncelleme:
Ondokuz Mayıs Üniversitesi (OMÜ) İlahiyat Fakültesi öğretim üyelerinin katılımıyla Kadir Gecesi’ne özel bir program yapıldı.
Bunlar da İlginizi Çekebilir
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.