Taşımalı sistemde itirazlar geçti

İl Milli Eğitim Müdürü Hülya Ertürk Koç, "İtiraz dönemi geçti, şu aşamada biz öğrencileri 'oradan alıp buraya verme deme' lüksüne sahip değiliz" dedi.
İl genelinde 2011-2012 eğitim-öğretim yılının başlamasından önce köylerde taşımalı sisteme 28 bin 44 öğrenci dahil edilerek, 176 taşınma merkezinden alınıp 2 bin 239 servis aracıyla okullarına götürülmeye başlandı. Okulların açılmasıyla birlikte eğitim planlaması kapsamında ilçe milli eğitim müdürlükleri köy mesafeleri, okulların doluluk oranı, eğitimin daha verimli olması için bazı öğrencilerin okullarını değiştirerek taşınmasına imkan sağladı. Bazı ilçelerde okullarının değiştirilmesi ve planlamanın yanlış olduğunu öne süren veli ile öğrenciler eski okullarına dönmek, taşımalı sistemlerinin değiştirilmesi için bir yandan eylem yapıp diğer yandan da yetkililerle görüşerek sorunlarına çözüm bulmaya çalıştı.
İlçelerde yaşanan bu gelişmeler nedeniyle taşımalı sistemle ilgili açıklamalarda bulunan ve sistemin nasıl işlediği, uygulamaların nasıl yapıldığı hakkında bilgi veren İl Milli Eğitim Müdürü Hülya Ertürk Koç, bu yıl taşımalı sistemin bakanlık tarafından değiştirildiğini, daha önce yatılı ilköğretim bölge okulların doldurulduğunu, daha sonra kalan öğrencilerin taşıma kapsamına alındığını, yeni sistemde bakanlığın taşınabilecek mesafedeki bütün öğrencilerin taşınması, taşıyamayacakların ise yatılı ilköğretim bölge okuluna yerleştirilmesi için planlamalarda değişiklik yapıldığını söyledi.
Taşıma sisteminin ilk planlayıcısının ilçe milli eğitim müdürlüklerinin olduğunu hatırlatan Hülya Ertürk Koç, "Biz İl Milli Eğitim Müdürlüğü olarak koordinesinden sorumluyuz. Taşıma birimimiz var, bu koordine işlerinden sorumlu bir müdür yardımcımız bulunuyor, birinci derece bu konuda belirleyici ilçe milli eğitim müdürlükleridir. İlçe milli eğitim müdürlükleri, ilçelerini en iyi bilenlerdir. Ben ilden hangi köyün nereye taşınması uygundur bilemem. Bunun için devlet zaten ilçe milli eğitim müdürünü görevlendirmiş ve onları yetkili kılmıştır. Okulların şartları açısından öğretmen durumlarına göre en uygun hangi okula öğrencinin taşınması gerekiyorsa ilçeler kendileri planlıyorlar, biz de bunu bakanlığa bildiriyoruz, bakanlık onaylıyor. Bakanlık bunları onayladı. Aslında bu itirazların zamanı şimdi değil. Planlamalar, ihaleler yapıldı, listeler öğrenci sayısına göre bildirildi. Şu aşamada biz, 'oradan alıp buraya verme' deme lüksüne sahip değiliz. Bu yıl için belki ilçe tarafından eğer yanlış bir planlama olmuş ise seneye onun düzeltilmesi imkanı yoluna gidilebilir. Uygun ise aynı işlem devam edilir" diye konuştu.
"Bu çocuklar hepimizin çocukları, birinin çocuğuna farklı muamele, diğerinin çocuğuna farklı muamele yapmamız zaten düşünülemez" diyen Hülya Ertürk Koç, açıklamasını şöyle sürdürdü:
"Ama insanlar da alışkın oldukları düzeni değiştirmek istemiyorlar. Diyorlar ki 'geçen sene bizi buraya taşıyordunuz, şimdi niye değişti.' Geçen yılın şartları farklıydı, bu yılın şartları farklı. Öyle olması gerektiği daha planlı olması içindir. Şikayetler dikkate alınıyor ve yerinde inceleniyor, daha yaşamadan varsayımla hareket etmek doğru değil. Çocukların öğretmenlerinden, okulundan ayırma gibi endişeler dile getiriliyor. Gönül ister ki çocuk, öğretmeninden ayrılmasın. Eğitimciler bu konuda ikiyi bölünmüş durumda. Bazıları çocuğun öğretmenin her yıl değişmesinin daha uygun olduğunu düşünüyor. Teori tabi bunlar. Başka uzmanlar 'ilk üç yıl bir öğretmende, 4-5. sınıfta öğretmenler sürekli değişsin' diyor. İnsanın tayini çıkıyor, çocuğunu alıp Samsun'a geliyor şeklinde de düşünülebilir. Yani bireysel olarak sadece kendi çocukları değil, eğitim sisteminin içerisinde doğru olan önemli. A okuluna taşıma yapılıyordu, mevcut sınıfları kalabalıklaşıyordu, B okulunda 15 kişi eğitim görüyordu. Şimdi devlet olarak 35 kişilik sınıfa çocuklar alışmış, 5 kişi daha vermek mi doğru, yoksa 15 kişilik sınıfa 5 kişi vererek 20 yapmak mı doğru? Bütün arkadaşlarımız planlamaları yaparken velilerin endişelerini de, eğitimin kalitesini de bütün bileşenler düşünerek karar veriyorlar."
Ertürk, aksamaların olabileceğini, eksiklik varsa gereğinin mutlaka yapılacağını da sözlerine ekledi.