TÜRKİYE’DE HER 7-8 ÇOCUKTAN BİRİ ASTIM HASTASI

TÜRKİYE’DE HER 7-8 ÇOCUKTAN BİRİ ASTIM HASTASI
Samsun Halk Sağlığı Müdürü Dr. Mustafa Kasapoğlu, Türkiye’de yaklaşık her 12-13 erişkinden birinin ve 7-8 çocuktan birinin astım hastası olduğunu söyledi.

Samsun Halk Sağlığı Müdürümüz Dr. Mustafa Kasapoğlu, 3 Mayıs Dünya Astım Günü münasebetiyle Samsun Dr. Kamil Furtun Göğüs Hastalıkları ve Göğüs Cerrahisi Hastanesi'nde Hastane Yöneticisi Dr. Tamer Kutlu ile birlikte astım hastalarını ziyaret ederek sohbet etti.
Astımın, akciğer içi hava yollarında daralmaya neden olan ve ataklar ile seyreden kronik bir akciğer hastalığı olduğunu belirten Samsun Halk Sağlığı Müdürü Dr. Mustafa Kasapoğlu, “Hava yollarındaki bu daralmanın nedeni mikrobik olmayan bir tür iltihap nedeniyle hava yolu duvarının şişmesidir. Hastalık tekrarlayan nefes darlığı, nefes alıp verirken ortaya çıkan hırıltı, hışıltı, ıslık sesi, göğüste baskı hissi ve öksürük gibi belirtilerle kendini gösterir” dedi.

TÜRKİYE’DE HER 7-8 ÇOCUKTAN BİRİ ASTIM HASTASI
Dünyada yaklaşık 300 milyon kadar astımlı hasta olduğunun tahmin edildiğini ifade eden Kasapoğlu, “Türkiye’de ise yaklaşık her 12-13 erişkinden biri ve 7-8 çocuktan biri astım hastasıdır. Astımın görülme sıklığı yıllar içinde giderek artmaktadır. Maalesef astımı tamamen kontrol altında olan hasta sayısı hem dünyada hem ülkemizde halen istenen düzeyde değildir. Halen 4 astımlıdan biri yılda bir kez astım alevlenme yani atak nedeniyle acil servise başvurmaktadır. Astım kontrolünü güçleştiren etkenler arasında ilaçların doğru teknikle ve düzenli kullanılmamasının yanı sıra, sigara dumanı, alerjenler ve kimyasallar gibi tetikleyicilere maruz kalmak ve obezite sayılabilir. Ülkemizde astımlı hastaların yüzde 10’undan fazlasının halen sigara içmekte olduğu ve yüzde 30-40’nın obez olduğu bildirilmiştir. Yapılan araştırmalarda sigarayı bırakmanın ve obez hastaların kilo vermesinin, astımın kontrolünü kolaylaştırdığı gösterilmiştir” diye konuştu.
Astım hastalığının ortaya çıkmasında etken olan faktörlerin kişiyle ve çevreyle ilgili olmak üzere iki gruptan oluştuğunu ifade eden Kasapoğlu, “Kişisel risk faktörleri içinde kalıtım yani genetik yapı, cinsiyet ve şişmanlık sayılabilir. Çevresel risk faktörleri ise kalıtsal olarak yatkın bireylerde astımın ortaya çıkması ve ağırlığı üzerinde rol oynar. Bunlar alerjenler, tekrarlayan akciğer infeksiyonları, sigara dumanına maruziyet, bazı ilaçlar, iç ve dış ortam hava kirliliği ve beslenme tarzıdır. Astım tedavisinin amacı hastalığın kontrol altına alınması ve sağlanan bu durumun idame ettirilmesidir. Uygun ilaç tedavisi ile, astımlılar iş ve okul dahil günlük yaşamlarına, hastalık nedeni ile herhangi bir kısıtlanma olmadan devam edebilirler. Astımlı bir hastanın gündüzleri astım yakınmasının bulunmaması, gece astım nedeni ile uykudan uyanmaması, hastalığı tedavi eden ve kontrol altında tutan ilaçları kullanırken ayrıca sık olarak hızlı etkili nefes açıcı ilaçlara gereksiniminin olmaması, nefes ölçüm testlerinin normal olması ve günlük işlerini engellenmeden yapabilmesi hastalığın tam kontrol altında olduğunu gösterir” şeklinde konuştu.

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Önceki ve Sonraki Haberler
Bunlar da İlginizi Çekebilir