Geçen hafta sonu Oğlumla Artvin'in Arhavi ilçesine gittik. Hatta Arhavi'nin Güvercinlik diye bilinen köyüne kadar çıktık. Maşaallaaah.
Allah biz Türklere öyle güzellikler nasip etmiş ki. Bizler ne şükretmeyi ne de insanlığı ve insanca yaşamayı kesinlikle bilmiyoruz. Elin Suriyelisi ülkesini savunmamış kaçıp gelmiş bedavadan ülkem de yaşayıp, asayişi karıştırıyor. Susuyoruz. Suriyeliler Müslüman. Nasıl Müslümansalar artık.
Neyse... Derdim aslında Suriye derdi değil, Karadeniz  ve sahili, Çarşamba derdi...
Yolculuk için Çarşamba' dan çıkıp, Terme, Ünye, Fatsa derken Ordu, Giresun, Trabzon, Rize ve elbette son nokta Artvin ili Arhavi İlçesine ulaştık. Yol güzergahı muhteşem.
Yol boyunca bir yanın masmavi deniz diğer yanımız yemyeşil dağlar. Hele o Kaçkar dağlarının muhteşem görüntüsü ve dikliği, yüksekliği! Karadeniz insanının neden bu kadar hırçın ve çok inatçı, dik oluşunu daha iyi anlattığına bir kere daha şahit olduk.
İşte bu noktada hepsinin içinde ki güzellikler arasında kocaman bir köy gibi kalmış olan sözde 15 seneden beridir hizmette sınır tanımayan Çarşamba'nın aslında şehir olmaktan çok uzak sadece görüntü süslemesine tabi olduğunu bir kere daha şahit olduk.
Oturduk Arhavi'li arkadaşlarla sohbet ederken Ordu'nun EDS'si ile Terme ve Çarşamba'nın araç trafiği yüzünden buraları hiç sevmediklerini belirttiler. Çarşamba'lı olmaktan değil ama böylesi berbat bir hizmet alma yönetiminden dolayı utandım.
Bizde biliyoruz ve yıllardır diyoruz ki; Çarşamba Karadeniz'e yakışmıyor. Karadeniz'in kara yüzü Çarşamba- Terme ilçeleri... Hatta bu ilçe yöneticilerinin vatandaşına da sevgi ve saygısı yok.
Konu hakkında Kütahya Vali Yardımcısı atanan ve ilçemizden ayrılan Kaymakam Mustafa Güney, son Muhtarlar toplantısında dedi ki;  "Çarşamba 'nın çok acil şekilde Ordu - Samsun Karayoluna Bat- Çık yaptırması şart." Bat- çık denilen olayı ilk anda kimse anlamadı.
Açıklaması şu: Ordu- Samsun karayolu üzerinde ilçe trafiği ile Samsun - Ordu karayolu trafiğinin kesiştiği noktalar olan bölgelere Kavak'ta ki gibi alt, Havza'da ki gibi üst geçitler yaptırılmalıdır. Tekkeköy,'e yeni yapılan köprüler misali yani. Harbiden harika bir fikir.
Bu fikri Salıpazarı yolunu yapan Müteahhit personelinden almıştım. Gazetemizde yazdık ama ne hikmettir yönetici(!) aşırı biçimde karşı çıktı ve bu projeyi yaptırmadı. Günahı sevabı ona.
Çok iyi hatırlıyorum 2009 yılında ki belediye seçimlerinde 'yan yol' tabiri ile Saadet Partisi Belediye Başkan adayı İdris Çakır dile getirmişti. Birileri de onu karalamak için Çakır' a ağır sözler sarf etmişti.
Gelin görün ki, Çarşamba ve Terme hariç, Tekkeköy' de dahil Karadeniz'de ki tüm İlçe ve il geneli bunu başardı. Ha bunca yıl Çarşamba idarecileri boş mu durdu. Allah için durmadı.
Mesela hiç bir güvenliği olmayan doğal yaşam parkımız oldu. Hiç mi hiç ihtiyacımız olmayan 20 trilyondan fazla fiyata mal olan "yeni İstanbul köprüsünü hatırlatan yaparken eğilen demir köprü" vs vs vs yapıldı.   
Şehirlerarası karayolları ile ilçe trafiğini ayrışan illere karşı göğsümüzü gere gere kazaların yoğun olduğu bölgelerde ağıtların ayyuka çıktığı alanlarda zorlama ile iki trafik lambası taktırmanın gururunu yaşıyoruz. İnanın bunlar çok büyük hizmet, laf eden taş kesilsin...
Aklıma takılıyor bazen. Bu yol üzerinde maddi - manevi zarara uğramış, hayatını kaybedenlerin aileleri, yaralanıp sakat kalan insanlar hem yerel yöneticilere hem de karayoluna dava açsa sizce ne olur? Hadi davadan vazgeçtim.
Başka bir konu; Taaa, 2004 seçimlerinde söz verilmişti, belediye ticari işletme değildi işletmecilik yapılmayacaktı!? Beton santrali ticari işletme idi o nedenle satılmadı mı?. Ama ya sonrası!. Mesela; Cafe, lokanta vs işletmeleri ticari işletme olmuyor değil mi? Hizmet!!??
Bu ticarethaneler yerine ilçemize alt-üst (bat-çık) geçitler yapılarak kronik derdimiz sıkıntımız sona erdirilse idi. Alt yapı kanalizasyon sorunu ile içme suyu şebeke boru yenilemesi yapılsa ne olurdu? Olmaz mıydı?
Çarşamba halkı insanca yaşamayı hak etmiyor mu?
Yapılan ve yapanlara teşekkürler ancak, insanca yaşamak, hayatı risksiz ve huzurlu yaşamak Çarşamba'lı vatandaşların da hakkı.
Şimdi diyorum ki; Önümüzde yerel seçimler var. Bu acil yapılması kaçınılmaz olan hizmetleri yıllardır yapmayanları görme vakti. Şak şakçılığı bırakıp beynimizi çalıştıralım.
İyi bakın ve iyi irdeleyin. Parti adı, aday adı dillendirmiyorum. Diyorum ki; Bu hizmetleri yapacak akıllı, vatandaşını seven, sayan, saygı gösteren, makam kapısı açık olan, sokakta sizinle oturup çay içen, sohbet edebilecek adam gibi sözüne, özüne güvenilir güveneceğiniz "Adam gibi Adam" diyeceğiniz kişileri kucaklayın.
Bu isimleri kucaklayın ki; İnsan olduğumuzu hatırlayıp insanca yaşayın ve yaşayalım yaşatalım.
2019 Yerel seçimleri öncesi siz siz olun çok iyi düşünün ve adam gibi yöneticiler seçin.
Adam gibi yönetilelim ve adam gibi hizmet alalım. Yıllarca insanca yaşayalım. İnsan başka ne ister ki!..
Mutlu ve (sağ)-lıcakla kalın...