Erol ŞEKER

Erol ŞEKER

ABBAS YOLCU DA; BİZ NEDEN UZATMALARI OYNUYORUZ?

ABBAS YOLCU DA; BİZ NEDEN UZATMALARI OYNUYORUZ?

Bir süreden beridir istirahat etmek istedim. Allah'a şükür bu arada dostlarım ve sevdiklerimle güzel işlere imza attık. Bu arada yaşananları da elimizden geldiğince izlemeyip takip etmeye çalıştık.

Gördüklerimiz küçük dilimizi yutturamadı!. Çünkü niyetler ve eylemler aynı. Riyakarlık, yalakalık, taklacılık diz boyu.

Yaşadığımız dünyada bazı insanlar her şeyi nasıl anlamayı ve cevabı bekliyorsalar, ona göre tepki gösteriyorlar. Bizleri yöneten bazı kör cahillerin, içleri pislik, akıl ve fikirlerinin çok ters çalıştığı malum. Biz ne dersek diyelim bu tiplerin niyeti bozuk olunca işimiz çok zor. Bizlere de bu noktada susmak ve gazetecilik mesleğimizi dürüst, hiç bir art niyetsiz halde yapmak kalıyor. O nedenledir ki;  "DURMAK YOK YAZMAYA, HABER YAPMAYA DEVAM..." Hiç kimsenin zoruna gitmesin.

Şimdi birileri hemen koşacaklar 'bu nasıl yazı ya!' diye... 

Bizlerse tam bu noktada yıllardır sabırla bekliyoruz. Ama artık yol yakın.  "USTA YOL VERİN" dediği anda "ABBAS YOLCU" demedi demeyin...

Bu yaşananlar bizim için tıpkı bir maç. Ve biz de maçın uzatmalarını oynuyoruz. Uzatmalar da sadece defansımızı sağlam tutalım yeter. Çünkü art niyetli olanların her soruya verilecek cevaplarında pis olmasını bekleyenler yine yanılacaklar. Göreceksiniz...

Bu arada son zamanlarda sık sık dile getirdiğim gibi; "DAVULLAR HAZIR..." Duyduğuma göre Kurbanlıklar da hazırmış... O kurbanlar Kurban Bayramını görür mü görmez mi bilemem ama, bizler ısrarla beklemedeyiz. Şimdilik sadece  defans yapıyoruz...

Sizleri kısa bir hikaye ile baş başa bırakıyorum:

 ***

Bir gün Ali, öğretmeni Ayşe Hanım'a giderek dersten sonra kendisiyle görüşmek istediğini söyledi. Öğretmen kabul etti ve sordu:
- Sorun nedir Ali?
- Ben bu sınıfın düzeyine göre fazla zekiyim. Bir üst sınıfa geçmek istiyorum.
İstek konusunda bilgi verilen müdür, Ali'ye bunun için bir testten geçmeyi isteyip istemediğini sordu. Ali tereddütsüz kabul etti ve test başladı.
- Söyle bakalım Ali: 3x4?
- 12
- Peki 6x6?
- 36  Müdür bey...
- Japonya'nın başkenti?
- Tokyo.
Ve test bir saat sürdü, Ali hiç hata yapmadı.

Test sonunda Ali'nin öğretmeni de soru sormak istedi. Ali ve Müdür bu isteği kabul ettiler. Öğretmen sorulara başladı:
- İneklerde 4 tane, bende 2 tane olan nedir?
- Bacaklar öğretmenim!
- Doğru! peki; senin pantolonunun içinde olup, benim pantolonumun içinde olmayan nedir?
Müdür bu soruya çok şaşırdı.
-Cepler öğretmenim.
- Kadınların tüylerinin en kıvırcık olduğu yer neresidir?

Velet tereddütsüz yanıt verdi:
- Afrika'dır öğretmenim.
- Yumuşak olup, kadınların ellerinde sertleşen nedir?
Müdür gözleri fal taşı gibi açılmış tam konuşacakken ali yanıtladı:
- Tırnak cilası.
- Peki. bekâr bir kadına göre evli kadında daha geniş olan nedir?
Müdür kulaklarına inanamıyordu.
- Yatak öğretmenim.
- Kadın vücudunda en nemli organ hangisidir?
- Dil öğretmenim.
Nefes nefese kalan müdür, testi bitirmeye karar verdi ve şöyle dedi: "Değil bir üst sınıfa, ben bunu doğrudan üniversiteye göndereceğim. Çünkü ben bütün sorulara yanlış cevap verdim!"

***

Hikaye bu ya!..

Mutlu ve (sağ)-lıcakla kalın...

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Erol ŞEKER Arşivi
SON YAZILAR