Şöyle siyasetten uzak memleketin gerçeklerine dönelim dediğimizde kızılca kıyamet kopuyor. Eğitimden dem vuran haberler yapıyoruz. Hemen birileri (sevdiklerimiz olsun- sevmediklerimiz olsun) YAZMA diyor.

Diyanet işlerine dem vursak. Çarpılırsın okur üflerler yamulursun YAZMA...

Siyasete girelim dediğimizde aman Allah'ım kıyametler kopuyor. Onun adamı, bunun adamı derken YAZMA diyenin haddi hesabı yok.

Biz de çok tınıyoruz ya!..

Geçtiğimiz günlerde Milli Eğitimle alakalı yazı ve haberler yaptık. Gören, Erol bey yine sizi kızdırmışlar. Ne oldu çok sivri yazıyorsun. Kim tehdit etti" sorularını yöneltmeye başladı. Mesleğe başladığım günden bu yana hep dile getiriyorum. Kimsenin namusuna, ekmeğine, ekmek yediği işine (dürüst oldukları sürece) dokunmadım dokunmam. Ama bazı tipler bizim bu alanlarımıza girince de gözüm hiç bir şey görmez.

Evet Milli Eğitim dedik ya!. Bu notada haberleri yapmayı kestim çünkü...

O konu artık Mahkemeye sevk edildi artık. yani o artık o makamların konusu.  Hak- Adalet- Kanun kararını vereceğine eminim. Ekmeğimizi kimseye haksız şekilde yedirtmeye niyetimiz yok.

Sadece açıklama yapma ihtiyacı duyduğum yönü şu: Kimsenin şahsı ile işimiz yok. Kurumların başında kişiler olunca kusura bakmayın herkes görevini adam gibi layığı ile yapacak. Yapamıyorsa, bilgisi olmadan altında ki emrindekiler iş çeviriyorsa sonucuna katlanacaktır.

Diyanette ise bazı İmamlarımız bize kırılmışlar. Çok üzüldüm.  Ses sanatçıları gibi Vakit namazlarını kıldırmayı bırakıp, düğünlerde fink atana kadar ( bu arada cenazeler, cenaze işlerinde okunan dualar, mevlitler, Kur'an-ı Kerimleri okuyanlar başımızın üstünde sözüm yok) asıl mesleklerini yapsınlar.

Daha dün köşe yazımı yazdığımda imam efendinin birisi ezan okunurken bisikleti ile görevli olduğu camiden uzakta sallana allana yine bir yerlere gidiyordu. Bu mu vazife aşkı, Dini, imanı çocuklara anlatma sevgisi. Geçin. Kilisede ki Papazlar bile bizimkilerden daha çok samimi. Adamlar en azından Pazar günleri Kiliselerinden çıkmıyor.  Ya bizimkiler. Yakında T8 de Acun Ilıcalı "İmamlar arası Ses Yarışması açarsa şaşırmam"

Siyaset daha çok karışıyor ve karışacak gibi...

İyi izleyin Başbakan Erdoğan henüz Cumhurbaşkanlığı köşküne çıkmadan bu ülke de kaoslar başlatılacak gibi görünüyor. Başbakanlığı düştü, TBMM'de, Başbakanlıkta yetkisi yok muhabbetleri hızlandı. Ama en dikkat çeken bir isim var ki? Mesela: AK Partinin 0002'siydi. Güçlüydü, her dediğine harfiyyen uyulurdu. Ama ne olduysa nedeni, sebebi bilinmez(!) biliniyor ama, kaos için sanırım düğmeye basmış bile...

Yıllardır AK Parti çatısı altında muhalefete demediğini bırakmayan, televizyonlarda AK parti sevdası ile önüne geleni tepetaklak eden kişi, bugün AK Parti bölünebilir demeye başladı. Sanırım pkk sempatizanı bir partiye destek vereceğini açıkladı. Bunlar boş sözler değil!. AK Partide kopmalar olacak! diyorsa, AK Partinin kuruluşundan itibaren o saflarda yer alan bu isim sanırım yeni oyuna HDP ile pardon pkk'lı vatanseverleri ile yoluna devam edecek demektir.

Sormadan edemeyeceğim. Sayın 0002. Madem AK Parti bu kadar kötüydü neden kurdun, neden bu güne kadar sustun?. Ve en önem soru; Derdin pkk'lıları vatansever ilan ettirmek miydi?. Projenizin bir ayağı bu muydu?  Başardınız, iş bitti de mi çekildiniz? Şimdi çok konuşuyorsunuz? Detayını yakında paylaşacağım çok önemli konu...

Ama görünen tablo hiç hoş değil. AK Partinin 0002'si neden çark etti?. Merak ediyorum. Cumhurbaşkanlığı Seçimleri Öncesinde HDP'yi destekleyeceğini belirten 0002'nin sözleri aklıma şu soruyu taktı: Türkiye'nin yeni vatanseverlerini(!!) oluşturduysa?!. Sırada şimdi ne var?

Mutlu ve (sağ)-lıcakla kalın...