BİR SİYASİ PROFİL
Geçen hafta benim de katıldığım bir nikah merasiminde öyle enteresan bir olaya şahit oldum ki!. 'Kan Düşmanımız' diyen bürokrata inat tam tersine kanım dondu. Herkes şok oldu.
Katıldığımız nikah törenin de bir insan anatomisi değil. Bir kaç insan anatomisi gördük. Burada görevini unutmuş bir yönetici ile ona yaranmak isteyen bir başka yöneticiler, ilçenin yöneticisi konumunda ki bir insanın gazına geldi. Yaşanan ibretlik ve utanılacak olay sonrası elbette ki davet edilen şahıs rencide olduğu, tehdit edildiği, hakaret, iftiraya uğradığı için sonunda Adliyelik oldu.
Gaza gelen bir bürokrat tarafından davetli misafire "Kan düşmanımız" ne demek. Biz biliyoruz ki; Kan düşmanı olmak demek bir ailenin, bir başka aile bireyini öldürmüşse katil olur, kan davası olur ve katil olansa ceza evinde olmalıdır. Ama bu adam bu davetli misafir katil değil ki, elini kolunu sallayarak dışarıda geziyor. Ayrıca bir düğün veya nişan merasimine katılacakları İlçenin bir yöneticisi bir malum kişi belirleyemez. Kendinin de davetli olduğun bir nikah törenine katılacaklar için "Senin sevmediğin gelemez diye bir kural mı var?". Kim koydu bu kuralı, sen koydu isen hatadır. Belki de o kişinin de oyunu almışsındır. Almamış olsan da davete icabet gerekir ve misafiri hiç kimse kovamaz yetkisi de yoktur. Hele hele senin olmayan bir davette bu kini çözemedim gitti.
Kız tarafının davetlisi olarak nişana gelen birini ilçenin yöneticisi konumunda ki hiç bir zat ve o gece ki malum kişinin de gönderme lüksü yok. Yaptıkların çok değil hiç hoş olmadı. Olayı çıkarttıktan sonra arkandan konuşulanları, oradaki insanların malum kişi ile ilgili söylenenleri biz bizzat duyduk. Sizin idareci vasfınıza yakışmayan bir davranış da bulundunuz. Bu bir idareciye hiç yakışmadı, çok ayıplandın bilgin oldu mu?
Özgür ülkelerde hele Türkiye Cumhuriyetinde hiç kimse kimseyi tehdit edemez. Tehdit ederse adalete hesap verir diyorum. O zaman sizlerin hoşlanmadığı, sevmediği, görmek istemediği insanların isim listesini yapın bunlar bu düğüne gelmezler diyerek ilan et. Yapabiliyor musun? Buna kimin hakkı var. O zaman davetiyenin üzerine şu şu isimler davetli de olsa giremez yaz görelim bakalım kim geliyor. Bu örf, adet, gelenek ve göreneklerimize de ters olduğuna göre etrafında kim kalacak gör.
Hepsini geçtik. İlçenin seçilmiş yöneticisi olarak hizmet yapmaya mecbursun ve bu senin ilk ve asli görevindir. Yaptığın hizmetleri ve ardından halka açık sunduğun hizmet alanları Çarşamba'nın hizmetine sunulmuş bir mekâna binayı, tesisi yapıp bitirdikten sonra senin işin kalmaz, kalmamalıdır. Yani o hizmeti benim, senin, hatta o sevmediğin kişiden aldığın vergilerin parası ile yapmadın mı?. Babanın evinden, kendi kazancından mı yaptın. Yapmadığına göre ve o hizmetin, yatırımın halkın olduğuna göre artık siz sahip sayılmazsınız.
O mekân Çarşamba halkınındır. Ama yanılmışız orası halen sizinmiş. Tapusunu merak edip aslında araştırmak lazım kişi olarak yakın birilerinin mi üzerine ki kovmak, dövmek yetkisine haiz olabiliyorsun.
Oysa güler yüzle halkın karşısına çıkıp, yaptığın icraatları anlatırken, sen değil miydin ki; oranın halkın olduğunu söyleyen?. İlçeye böyle tesis kazandırdık diyordun. Şahsına değil halka kazandırmamış mıydın? Demek ki kendine yapmışsın halka değil...
Bu memlekette herkes görevini yapıyor. İster sever ister sevmezsiniz, sizler bu halka idareci olmuşsanız her topluma sevende gelir sevmeyen de. Bunları ayırt etmede senin tekelinde değildir.
Bu arada birde sanal âlemdeki ayarcılara bakın. Tehdit hakaret vs. sizler o idarecinin Avukat’ı mısınız, yarın elinize davalık mektubu geldiğinde görürsünüz. Birilerine yağ yakayım derken, cebinizi yakacaksınız. Yaptığınız 'hakaret ve tehditler' adalete teslim edilmiş galiba..
Değerli dostlar bir idareci eleştiriye açık olmalıdır. Bu toplumda her görüşten ve fikirden kardeşlerimiz yaşamaktadır. Hepsine saygı duymak zorundasınız. İstemiyorsanız istifa eder gidersiniz. Bakınız ben halkın nabzını tutuyorum. Şuan ki konumda o savunduğunuz insanlar hep eksi yönde gitmektedir. Sevgi ve saygı ortamından uzaklaşmış durumdadır. Allah hidayet nasip etsin diyorlar.
Düşmanım dedikleri insanlar, bu memlekete 15 yıldır hizmet etmektedirler. Bugün ülkeyi idare edenlere bin bir türlü yazı yazıyorlar. Hangi idareci çıkıp da bu benim 'kan düşmanım' demiştir? Kan düşmanım sözü tehdit unsuru sözlerdir. Konu artık yüce adalete intikal etmiştir. Adalet yerini bulur inşallah diyorum.
Değerli okurlarım bir merasimde yaşananlar kısaca böyledir. Burada kim haklı kim haksız siz karar verin olmaz mı? Bu tip insanlar bizi kin, nefretle yönetecekse, FETÖ' den farkı nedir? İşte size siyasi bir hizmet adamı profili. Siz değerlendirin.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.