Kainatın yaratılmasına ebep olan, insanlığın kurtuluşuna sebep olan efendiler efendisi sevgili peygamberimizin dünyaya teşriflerini kutlamaktayız. O’nu anlatmaya benim kelime dağarcığım yetmez. O gönüller sultanı, insanlığın ve kainatın kurtuluş reçetesidir.

Bir insan birisini görmeden sevebilir mi? 1400 yıldan beri süren bir aşk, ne muhteşem bir sevgidir o. Bir gün efendiler efendisi sahabesiyle oturur ve aniden ayağa kalkar derki; “İşte benim kardeşlerim geliyor.” Sahabeler şaşkın, endişeli bir şekilde sorarlar; “Biz senin kardeşlerin değimliyiz” derler. Cevap verir, “Siz benim sahabemsiniz. Öyle bir zaman gelecek ki, beni görmeden, benim adımı duyarak, benim yaşantımı duyarak bana tabii olanlar, benim sünnetimi yaşaya n ahir zaman insanları vardır. İşte asıl onlar benim kardeşlerimdir. Siz benim mucizelerimi gördünüz,beni yaşarken gördünüz.” Der. Bu konu ne kadar önemli bilir misiniz ? 1400 yıl öncesinden kardeşlik makamı kazanmak. Kainatın sevgilisinin, kardeşlik isteğine nail olmak. Bu ne güzel istektir.

Peygamberimiz bizden bahsediyor. Biz onu görmeden sevmedik mi, onun getirdiği dini kabul etmedik mi, acizane olsa da onun dinini, onun dediği şekilde tatbik etmeye çalışmıyor muyuz? Şanslı değil miyiz? Ne mutlu onun  sevgisine nail olana. Daha önceki yazılarımda peygamber sevgisini hayatına düstur eden Allah dostlarından kesitler yazmıştım. Günümüzde gün geçtikçe ona olan ihtiyacımız artmaktadır. Yüzyıllar önce, bize kardeşlik teklifi açan kutlu insanın yolundan gidelim. Bize kucak açan şefkat emsalini hoş edelim. Onu mahcup etmeyelim. Bizlerin tek kurtuluş reçetesi olan Peygamberimizi mahşerde mahcup etmeyelim. Onun sevgisini,onun hoşnutluğunu kazanalım. Peygamber sevgisi anlatılmaz yaşanır. Belki ben acizane dilden, kalbimden geçen samimi duygularımı kaleme döküyorum ama çzümde bunları kabul ediyorum da. Sahabeler hep anam-babam sana feda olsun Ya Resulallah diye hitap ederlerdi. Ona olan aşk ve sevgiden. Bizde diyelim ki ‘Canım sana feda olsun ‘Ya Resulallah’ diyelim dostlar. Şu zor günlerimizde peygamberimize ve onun dinine, onun ahlakına , onun her şyine öyle ihtiyacımız var ki sizinde farkında olduğunuza inanıyorum.

Onun kardeşi olmaktan, onun ümmeti olmaktan ve bizleri o sevgiliye tabi kılan Allah’ıma sonsuz şükür ediyırym. Hani bir söz vardır, bir kalbin fikri neyse zikri de o dur.Biz aciz günahkar kullar olarak onun sevgisine, affına muhtacız. İnsanoğlu acizdir. İsyankardır. Günahkardır. Peki sonuç nedir?
 

Sadece peygamberini sev ona tabi ol ve kurtul. Bundan daha kolay ne vardır dostlar? Sizi nuhun gemisine binmenizi öneririm. Bu gemi sevgi, ahlak dürüstlükle cennete giden peygamber sevgisinin gemisidir. Binen kurtulur. Allahıma hep yalvarırım Bizi ondan ayırma, bizi şefaatine nail kıl. Onun yolundan bizi ayırma demişimdir. Kutlu Doğum haftaları münasebetiyle peygamberimize olan özlemimi, aşkımı, sevdamı, hasretimi, onu görmeden olan sevdamı haykırmak istedim. Bu mübarek üç aylar hürmetine Peygamberimizin hürmetine bizleri affeyle Allahım. Bizlere ve şu sislam coğrafyasına hakiki şuuru ve hidayet nasip eyle. (Amin)