Ramazan ayının artık yavaş yavaş sonuna geliyoruz. Rabbim nasip eylerse Bayram sabahına ulaşmaya sayılı günlerimiz kaldı. Ama bu Ramazan ayında da son yıllarda olduğu gibi israf hat safhada olması en büyük üzüntümdür.

       "Diclenin kenarında bir kurt bir kuzu kapsa, Ömer'den sorulur" sanki bu günümüz için söylüyordu dersek Hz. Ömer'den esinlenerek sanırım yanılmayız. Ortada ne kurt ne kuzu kaldı. Ne hukuk ne hak kaldı. Ne de Allah korkusu...

"Allah'ın bir pulunu bekleye dursun on kul, Bir kişiye dokuz, dokuz kişiye bir pul,

Bu taksimi kurt yapmaz kuzulara şah olsa, Yaşasın kefenimin kefili kara borsa..."

      Bu dörtlüğün kim tarafından söylendiğini bilmesem de çok doğru bir tespit.

Şöyle ki; Bu durumu günümüze uyarlarsak eğer, siyasette kazanılan makam, koltuk ve maddiyatla iftar yemeği verilir mi? Çok merak ederim.

      Eskiden çoğu Milletvekili veya siyasetçi Ramazan aylarında iftar programlarına katılırdı. Atadan, babadan zengin olanlar nadiren İftar yemeği verirdi. Ya da siyasi partiler veya siyasi parti temsilcileri, işadamları, durumu iyi olan insanlar iftar yemeği vermekten çok, fakir fukaraya gizli gizli yardımlar yapardı. Şimdilerde durum öyle mi?

       Hadi diyelim Belediyeler İftar Çadırı kuruyor. Bunlar güzel hizmetler. Akşam iftarda evine yetişemeyenler ya da farklı ortamda iftar yapmak isteyenler çadırlarda iftarını açar. Bunda sakınca yok.

       Ancak son yıllarda özellikle Belediyeler ve Siyasi parti temsilcileri ve Milletvekilleri İftar çadırlarını, iftar yemeklerini adeta Show haline getirdiler. Hele hele aynı siyasi partiden olup da bir ilçenin verdiği iftar yemeğini diğer ilçenin yemeği ile karşılaştıran cahil siyasetçilere ve zenginlere ne demeli?

- Bizim iftarımıza 10 bin kişi katıldı!...

- Bizim iftarımızda daha güzel yemek vardı?

       Ey aklı evvel cahil siyasetçilerimiz. Evinde çocuklarına ekmek alamayan, bayram da çoluk çocuğunu sevindiremeyen on binlerce insanımız var. O İftar çadırları yerine adam gibi gizli gizli bu tip ailelere yardım etseniz Allah günah mı yazar?

       Şöyle etrafınıza bakın...

       Siyasi parti temsilcileri şaşa, desinler için resmen dini duyguları istismar ettiğinin farkında değiller sanırım. Etrafınıza iyi bakın iyi. Hemen her ilçede muhteşem, ihtişamlı, gösterişli, daha kalabalık, daha iyi menülü iftar yemekleri boy boy gazetelerde yer alıyor. Medya mecburen bunları haberlere yansıtmak durumunda kalıyor.

       Odaların, kurumların kendi personellerine gösterişten uzak iftar yemekleri ile bir araya gelmesini anlarım ama Oda üyesi olan başkan ve yönetimlerinden üyeleri kendilerine yardım ve destek verecek icraat için aidatlar öderler. Gösterişli ve desinler için iftar yemeği versinler bilmem şu şu yemek fabrikalarına bol kepçe para ödesinler diyerek değil...

       Hele siyasi parti temsilcilerine ne demeli. Benim iftar yemeğim daha kalabalık, otantik iftar yemeği oldu muhabbeti gösterişi ile iftar yemeği verirlerken, Belediyelerde bu kervanda işi azıttı. Ya şu belediyelerin yollar çukurdan, tümsekten geçmezken, ilçede insanların bin bir derdi varken, hizmet beklerken.

       Onların iftar vermesi, önüne gelen ( özellikle kendilerine yakın Yemek Fabrikalarının sahipleri zengin edilmek için) yemek verirken, ihtiyacı var ya da yok yardım paketleri el altından dağıtırken hiç mi vicdanlar sızlamaz ve hiç mi Allah'tan korkmazlar?

Vakit geçmedi.

       Herkes titreyip kendine gelmeli, gösterişten, iddiadan uzak ramazan geçirmemiz, gerçekten yardıma muhtaç insanlara yardım edilebilecek hale gelerek herkesin üstüne düşen görevi yapmasını diliyorum.

       İnşallah bunu başarırız. Aksi takdirde siyaset cilalama, din sömürü, şekline sokulmaya hızla gidiyor.

       Hadi halkı kandırdınız, evrak üzerinde resmi işlemlerden yırttınız. Allaha nasıl haşa kandıracak, ona nasıl hesap vereceksiniz?

        Hazreti Ömer ne demiş: "Diclenin kenarında bir kurt bir kuzu kapsa, Ömer'den sorulur"

        Sizden bu dünya da hiç kimse hesap sormasa da, soramasa da öbür dünya da bu iftarlarınız mutlaka sorulacağını bilmiyor musunuz?

        Birileri buları hatırlayıp, kendine gelip hatasını tez vakitte düzeltisin yeter. Artık Ülkede Dini inançlar sömürülmeden, Allah için ibadet yaparak, hakka ve halka gerçekten yardım ve hizmet ile ibadeti taçlandırılan inançlı insanlar olana ve doğru rotaya girene kadar...  

Mutlu ve (sağ)-lıcakla kalın.