Güle güle gönül adamları
İlçemizde iyi yada kötü bir şeyler yapılıyor. Bu hizmetleri yapanlar da elbet yeri ve zamanı geldiğinde ya yeni görev yerlerine yavaş yavaş gidiyorlar ya da artık bu kadar mücadele, emek tamam diyerek emekli olup köşelerine çekilmeye devam ediyor. İşte bu nokta da birileri yeni heyecanlara ve yeni görev yerlerine gitmek için hazırlanırken, birileri de artık yılların yorgunluğunu çalışmadan emeklilik adı altında dinlenerek geçirmek için son adımlarını atıyorlar.
Bunlardan önce yeni görev yerine gidecek olanları dile getirelim. Çarşamba Devlet Hastanesine daha dün gibi 5 yıl önce atanarak göreve Başhekim olarak başlayan Dursun Mehmet Mehel, Başhekim yardımcısı Dr. Mustafa Şen bundan böyle Samsun Eğitim ve Araştırma Hastanesinde devam etmek üzere atandılar ve yeni yerlerine gitmeye hazırlanıyorlar.
Evet Mehel Çarşamba’ya Başhekim olarak atandığında daha genç idi. Henüz yeni başhekim olan bu Doktorumuza, Başhekimimize çoğu farklı gözle bakarak yapabilecek mi? Endişesi ve önyargısı ile bakmaya başlamıştı. Bunu çok iyi hatırlıyorum.
Kendinden önce ki Başhekim Mustafa Atila başhekim daha farklı bir yapıya sahip ve lafını çekmeyen bir isimdi ki başlattığı hizmetler acaba devam edecek mi endişesi içinde iken Mehel göreve öyle bir başladı ki. Sormayın gitsin. Önce Hastane içinde personelleri ile öyle mükemmel bir diyalog yarattı ki bu güzelliği bozan hastanede kalamadı. Böylelikle işler de tıkır tıkır yürümeye başladı. Elbette ki memnun olmayanlar oldu olacaktır da doğasında var insanın. Ama o bunu başardıktan sonra hastane için başka çalışmalara yöneldi ve en sonunda yeni hastane temelinin atılması için siyasilerle birlikte mükemmel bir binanın temellerinin atılmasını sağladı.
Ancak her güzelliğin sonunda bir ayrılık mutlak vardır. Mehel de bunların sonunda başarı ödülünü Mehmet Aydın Araştırma Hastanesine gitmekle aldı. Bu bizleri üzdü ama onlar için bu büyük bir adım oldu. Kendilerine başarılar diliyor yeni görevlerinin hayırlı uğurlu olmasını diliyorum. Elbette ki bu iki isim dışında gidenler var onlara da başarılar diliyor görev yaptıkları süre içinde ilçeye verdikleri hizmetleri için de ayrıca teşekkür ediyorum.
İkinci ayrılık rüzgarları Ziraat Bankası Şubesinde yaşanıyor. Ziraat Bankasının benim tabirimle demirbaşı, isimleri ya da başka deyişle Baba adamları artık olmayacaklar. Bu nokta da helalleşmek en güzelidir. Beni tanıyan tanır bilir lafını çekmem. Yaptığım hata mı da yanlışımı da düşündüklerimi de iyi yada kötü ulu orta dile getiririm.
İlçeye ilk geldiğim yıllar eski mesleğim icabı bir Şehit töreninde tanımıştım Yılmaz Çetin ağabeyi. O sıcak kanlı, sempatik ve sevecen adamı Banka Şubesinde görüp konuştuğum da hiç sevememiştim. Bu adam o adam olamaz demiştim. Ama tam zıttı bir kişiydi. Oysa o nokta da biz yanılmışız bilemedik. O kızgınlık ve tepki zamanla şahsi hatamız olduğunu anladık ve akabinde yıllarca da nerede ise baba- oğul ilişkisi içinde geçti gitti. Elbette herkes işini ve görevini layıkı ile yaparak.
Ben kendisini çok severim. Hele hele bir Şehit dedesi olması hasebi le daha farklı bir yeri vardır benim gönlümde.
Fatih Parladı’ya gelince o önce Ayvacık’tan tanıdığım her zamanki gibi sevecen yüzünden gülümsemesi hiç eksilmeyen, yanına küçücük birisi bile gelse kalkıp önünü ilikleyip onu sarıp sarmalayan ve gönül alan tam bir gönül adamı idi. Ekrem Acar. Ekrem Acar’ı geç tanıdık. Çok şey kaybettik mi bence kaybetmedik. O yine bizim büyüğümüz ve hep gönlümüzde ki şen şakrak adam.
Bu muhteşem üçlüye bir ömür boyu sağlık ve sıhhat, mutlu bir yaşam diliyorum. Mehel ve ekibine de aynı şekilde başarılarını devamını diliyorum. Kader belli mi olur. Bir bakarsınız bir gün bir yerde belki de yeniden birlikte çalışırız. Bu ekiple çalışmak çok hoştu.
Ama onların gidişi içimde bir boşluk yaratmadı demeyeceğim. Güle güle gidin gönül adamları. Allah yolunuzu ve bahtınızı açık eylesin.
Mutlu ve /;(sağ)-lıcakla kalın.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.