Kent Konseyi ve İHL’ler…
Bir Kent Konseyi yazısı yazdık. Aman Allahım ne yazı.
Meğerse Kent Konseyinin içinde neler, neler yokmuş.
Kent Konseyi harbiden kongresinin kimseye bildirilmemesinden, meclislerinin eksikliklerinden vs, vs, vs bi haber şekilde yönetiliyormuş.
Yani mağdur tek MEDYA- BASIN değilmiş meğerse…
Kaldı ki bir büyüğüm aynen şunları dile getirdi.
“Bu Kent Konseyinden çıksa, çıksa gelecekte bir Belediye Başkan Adayı çıkar”.
Yani Kent Konseylerinde başkanlık yapanların daha çok Belediye Başkanı adayı olabileceğini işaret etmiş.
Amaç, hedef falan hepsi buymuş…
Şimdi anladım.
Sevgili Av. Safa Temiz Kent Konseyinde ki bu sıkıntıları görmüş ve akabinde başka dertlerini de yaşadıkça adaylıktan vazgeçmekle en güzelini yapmış.
Tabi ki adaylıktan bu şekilde çekilmesine darılanlarda olmuş.
Eh ne diyelim.
Bizim feryadımız göğe çıkmadan bizden önce sıkıntıları olanlar da varmış ya!:
Hep biz miyiz, biz mi eksikleri görüyoruz diyorduk.
Ama başkaları da varmış bu kongreden muzdarip olan. Ve duyumlarım bu kongrenin yapılış, kongrede meclislerin eksikleri nedeni ile itirazlar edilecekmiş.
Ha bir konu daha öğrendim.
Bende itiraz edebiliyormuşum.
Ben başkan seçilen Sevgili Atilla Tekcan’ ın başkanlığına itiraz etmeyeceğim.
Nasip olursa ben Basın Meclisinin olmaması veya mevcut ise Çarşamba’ dan oluşturulmayıp devşirme olmasına itiraz hakkımı kullanacağım.
Tabi ki süreci kaçırmaz isek.
Ama bu Kent Konseyini kimseye kendi arka bahçesi gibi de kullandırmayacaklar şimdiden duyurayım.
Onlardan birisi de şahsım olacak biline…
***
Dün İlçe Başkanı Mehmet Köse ve ÇİMDER Başkanı Muharrem Gündoğdu ile İmam Hatip Lisesinin ek bina inşaatına gittik. Haberimizde de mevcut görecek ve okuyacaksınız.
İlgimi çeken konu kısa sürede 15 derslikli bina yapılmış ve çok az bir işi kalmış.
Demek ki Çarşamba isteyince çok güzel çoğu işi becerebiliyormuş.
Başkan Köse ve ÇİMDER Başkanı Gündoğdu’ ya Okul müdürü eski Mezun olan Mustafa Özdemir mükemmel bir şey dile getirdi.
Eski mezunlar İMAM HATİP LİSESİNE VEFALARINI GÖSTERDİLER.
Düşünüyorum.
Ben hasbelkader bu ilçede evet okuyamadım ama tuzum oldu mu?. Olduysa ne mutlu bize.
Ancak vefa deyince aklıma çok şey geldi.
Harbiden İmam Hatiplilerin son yıllarda ki vefalarını görünce şaşırmamak mümkün değil.
Herkesin Çarşamba imam Hatipte okuması şart değil.
Ben Suluova İmam Hatip Orta bölümünde okudum. Bazıları Samsun’ da okudu, bazıları bilmem nerede.
Ama vefa deyince aklıma vefasız olanlar da geliyor.
Demek ki neymiş.
Vefa sadece imam Hatipli olmaktan geçmiyormuş.
Vefanın anlamını bilen, geçmişini unutmayan, dostluklarını ebedi tutan insanların ve hele ki yılları farklı da olsa İmam Hatipli olanların vefası bir başka oluyormuş.
Ha dün Köse ve Gündoğu ile hatta Okul müdürü Özdemir in hocaları, Okul müdürleri İl Genel Meclis Üyesi Mehmet Yıldırım’ da oradaydı.
Orada eski eğitim düzenini konuşurken tekme tokatlı eğitimden bu günlere gelinen süreci yad ettiler.
Mehmet Yıldırım hoca bir an şu lafı ile her şeyi ne güzel anlattı:
İyi ki hiç birini dövmemişim. Dövseydim bu gün demek ki yanmıştık.
Neymiş?
Nasıl eğitilirse bir kişi yaşarken de öyle davranırmış.
Yani kinle eğitilen, kinle yaşayan kinle idare eder.
Bunu söyleyince aklıma Hitler geldi.
Hitler de acaba şiddetle mi yetiştirildi ki dünyaya kini, şiddeti yaydı.
O nedenle diyorum ki bizleri yöneteceklerin şiddet, kinle yetiştirilmemesi için eğitimi severek, sevdirerek ve gönülden vermeliyiz.
O zaman eğitimin kalitesi de geleceğin nesilleri de sevgi dolu olur kinle kimseyi yönetmez.
Ne dersiniz?
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.