Neler Oluyor?
ABD Devleti içindeki Rusofob/Rusofil kanatların çatışmasının ve Rusya'nın Ortadoğu'da aktif bir seyirciden aktif bir oyuncuya geçiş yaparak vitesi arttırması ; bizim Devlet'in içinde de Rusofob/Rusofil (Atlantikçi/Avrasyacı) ayrışmasını keskinleştiriyor.
ABD Devlet için dengeleri kendi lehine çevirmek için ne yaparsa yapsın kamuoyu nezdinde hiç bir hamlesinin karşılık görmeyeceğini ; kamuoyunu ABD lehine döndüremeyeceğini biliyor. Bu yüzden oyunu ABD'yi sevdirmek üzerine değil Rusya'dan soğutmak üzerine kuruyor.
Türkiye'nin Rus kartını eninde sonunda sadece kendisi ile pazarlık kozunu arttırmak için kullandığına; nihayetinde yine tercihini Atlantikten yana kullanacağına inanmak istiyor. ABD içindeki Rusfobik kanat Türkiye'yi Rusya'ya kaptırmamak isterken;
Rusofiller, kendi devlet içi denge savaşlarında Türkiye-Rusya ilişkilerini uzun vadeli bir kaldıraç olarak görmekte. Bu çok değişkenli denklemin ABD lehine çözülmesinin en garanti yollarından biri Türkiye'nin jeopolitik dikkatini Ortadoğu'dan Orta Asya'ya çevirmek.
ABD ve Türkiye Ortadoğu'da asla uzlaşmayacak çıkar kümelerine sahipler fakat sözkonusu Orta Asya olduğunda Türkiye ve ABD'nin çıkar kümeleri Rusya'ya karşı doğal olarak birleşiyor. ABD ve Türkiye Ortadoğu'da ne kadar uzlaşamazsa; Orta Asya'da o kadar uzlaşabilir konumdalar.
Soğuk savaş zamanında devlet içinde ABD'nin tohumlarını attığı proje üzerinden yürütülen ve 90'larda CIA beslemesi Fetullah şebekesi üzerinden derinleştirilen Orta Asya ekseninin yeniden alevlendirilmesi bu yüzden ABD'nin çıkarına.
Bu yüzden önümüzdeki dönemde ümmet masalının arka plana atılıp Turan idealinin pompalanmaya başlandığına şahit olacaksınız. Bu yönde kamuoyu diplomasisi çalışmaları alttan alta başladı; senaryolar yazılıp ekranlara sürüldü bile.
ABD'nin ipi ile Suriye kuyusuna inip ümmetçilik oynayıp yüzüne gözüne bulaştıranlar ABD'nin ray değiştirmesi ile ortada kaldılar. Bu kızgınlıkla fıtratlarına aykırı bir şekilde ABD'ye tavır bile aldılar fakat Brunson vakası gösterdi ki bu denge oyununda blöfle bir yere kadar.
Şimdi ABD bize Rusya'nın arka bahçesindeki Orta Asya kuyusuna inmek için Turan ipini uzatıyor.Ümmetçilik masalına göre toplumda bütün siyasi kesimleri kesen, çok daha derin bir karşılığı olan bu Kızıl Elma hayalini ABD bu sefer çok daha profesyonelce gönül perdemize yansıtacak.
90'larda bu ipe sarılıp indiğimizde bırakın Turan hayalini gerçekleştirmek bir Elçibey'i bile başa geçirememiştik. Bugünün Türkiye'si 90'ların Türkiye'si değil. O yıllara göre daha güçlü ama maalesef daha az erdemliyiz. 90'larda Devlet aklı çok yaşlıydı ; şimdi ise çok genç.
Türkiye Rusya-ABD / Atlantik-Avrasya dengesinde yürürken ; devlet ve dolayısı ile Millet içi dengeleri bir yöne çekiştirmek isteyen çok olacak; klikler arası savaşlar dengeleri çok bozacak.
Bu yolda iki tarafında oyununa gelmeden soğuk ve sakin bir Akl ve şaşmaz bir Ahlakla yürümeliyiz. 90'larda Turan hayali ile yola çıkıp Elçibey'i GATA'dan defnetmenin ötesine geçemeyen Türkiye; 2010'da ümmet hayali ile yola çıkıp sınırında ABD'nin kürt kantonlarını buldu.
Şimdi ABD'nin Rusya'ya karşı önümüze attığı Turan ipine yeniden sarılmadan önce çok iyi düşünmeliyiz. Yatay Turan'ı gerçekleştirmeden önce kendi sınırlarımız içinde Milletimizin ve Devletimizin A'dan Z'ye birlikteliğini sağlayacak Dikey Turan'ı gerçekleştirmeliyiz.
Dikey Turan başarılmadan Yatay Turan ABD'nin önümüze süreceği yeni bir hayal/hüsrandan öteye geçmeyecektir. Tarihin gördüğü en önemli Türklerden biri bunu çok daha veciz ve kripto bir dille aktarmıştır geleceğe: ... "Yurtta Sulh; Dünyada Sulh" ...
Bu bazılarının iddia ettiğinin aksine kabuğuna kapanmış pasif bir dış politikanın değil; akıllı ve aktif bir dış politikanın anahtarıdır. Deşifre edilmiş hali şudur: Yurtta Sulhu sağla ki; Dünyada Sulh sağlayabilesin. ... Ezcümle;Yurtta sulhu bozanların harcı değildir Turan.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.